FINAL: Şimdiki Aklım Olsaydı

5.2K 660 4.2K
                                    

FINAL: Şimdiki Aklım Olsaydı

"Umarım, çaban mutlu sona erişir" -Dante, İlahi Komedya (Araf)

"Cenneti ve cehennemi arıyordum, dünyanın ve sonsuzluğun ötesinde. Görkemli bir ses yankılandı göklerde, Ne arıyorsun? Cennet de sendedir, cehennem de!" -Dante, İlahi Komedya (Araf)

TAEHYUNG

Karanlığın içindeyken tanıdık biri ismimi söyledi, "Taehyung..." Ardından şöyle ekledi, "Seni seviyorum..." Bir erkeğin sesiydi. Huzurlu ve mutlu hissettiriyordu.

Sesin kaynağından uzaklaştığımı hissediyorum. O mu benden uzaklaşıyor yoksa ben mi ondan uzaklaşıyorum, bilmiyorum. Her yer karanlık. Vücudumu hareket ettirmeye çalışıyorum ama felçli gibiyim. O halde o benden uzaklaşıyor olmalı... Tuhaf bir yatak gıcırtısı duyuyorum. Ardından çocuk gürültüleriyle aydınlığa ulaşıyorum. Bir okuldayım.

Neden okuldayım?

"Taehyung!" diyor tanıdık bir çocuk sesi. Az önceki adamın sesine kıyasla daha neşeli ve ince bir ses. Adımı söyleyen kişinin haylaz bir çocuk olduğuna neredeyse eminim.

"Taehyung!" diyor bir başka çocuk. Bu sefer kız çocuğu.

Baş ağrısıyla başımı sıradan kaldırıyorum ve etrafıma bakıyorum. Ortaokuldayım. Happy Face Ortaokulu'nun yıkılmadığı o günlerdeyim. İçerisi tertemiz ve öğrenciler ders için hazırlanıyorlar.

Kaşlarımı çatarak bana seslenen çocuklara bakıyorum. Onlar ölen arkadaşlarım. Her biri sıranın çevresine oturmuşlar ve kendi aralarında gülüşüyorlar. Beni de yanlarına çağırıyorlar. Onları tekrar görmek bana mükemmel hissettiriyor.

Fakat onların öldüğünü biliyorum.

"Taehyung, gelsene!" diyor Yun Hee. "Neden tek başına oturuyorsun? Bugün biraz garipsin..."

"Çocuklar..." diyorum, gözlerim doluyor. Hepsinin nasıl vahşice katledildiğini hatırlıyorum. "Sizi tekrar görmek çok güzel..."

Sözlerime karşılık şaşkınlıkla bana bakıyorlar. Sonra benimle alay ediyorlar.

"Bugün çok tuhafsın, neyin var?" diyor Young Jae.

Onun büyüdüğünde tecavüze uğrayıp intihar ettiğini bilerek çocukluğuna bakmak çok garip hissettiriyor. Oracıkta gözyaşlarına boğuluyorum. Artık benimle alay etmiyorlar. Beni teselli etmeye çalışıyorlar. Ne olduğunu soruyorlar ama hiçbir şey anlatamıyorum.

"Kabus mu gördün?" diye soruyor Young Jae.

"Kabus mu? Hayır... Yani... Bilmiyorum." Ellerime baktım. Ufak ellerim beni şaşırttı. Ardından penceredeki yansımama döndüm ve hayatımın şokunu yaşadım. On dört yaşındaki Kim Taehyung'u görüyordum.

"Bayılacak gibi görünüyorsun," dedi Yun Hee. "Otursana biraz."

Aniden parmaklarımın ne kadar soğuk olduğunu fark ettim. Tüm bedenim üşüyordu. "Sınıf buz gibi..." diye söylendim.

"Yoo, sıcak bence," dedi Young Jae. "Sen hasta mı oldun acaba?"

"Bilmiyorum..." diyerek bedenimi kastım. "Çok üşüyorum."

"Benim hırkamı giymek ister misin?"

"Olur, teşekkür ederim."

Young Jae'nin ceketini giyip oturduğumda görüş açıma Amber'ın çağrı cihazı girdi. Sıranın altında duruyordu. Aniden ağzımdan o ölümcül cümle çıktı, "Amber çağrı cihazını sınıfta unutmuş."

Kutsal Serenat | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin