LEYDİ (DÜZENLENECEK)

EKİP

Saat ilerliyor senin için
Ne zaman geleceksin
Karanlığı yırtmaya
Beni kurtarmaya

Lanet aptal lanet hırsız! Nereye gitti bu?
Bana mı soruyorsun?
Henüz o kadar umutsuz değilim.
Ha ha
Ya benim niye normal bir iç sesim yok ya?
Saçmalamayı kes de karşıya bak...Şu mavi gömlekli o değil mi?
Aynen! Hemen peşinden koşmaya başladım.
Kapşonlu olduğu için yüzünü görmediğim hırsız ara sokaklara girerken ben de peşinden koşmaya devam ediyordum.
Ki aslında şimdi düşündüm de, böyle durumlar için muhafızlar var, onlara da bırakabilirim durumu.
Saçmalama!Onu biz yakalayacağız...Onu biz yerlere paspas olarak kullanacağız...Onu...
Evet, ana fikri anladım.
Senin anlama yetin var mıydı?
Sen niye böyle parlak sözlerini hiç benim işime yarayacak durumlarda kullanmıyorsun acaba?
Çünkü rezil olmanı izlemek daha eğlenceli...
Kovuyorum seni iç seslikten!
Sanki çok meraklıy-DİKKAT ET!
Ne-Ah!
BODOSLAMA BİR ŞEKİLDE LANET OLASI BİR SOKAK LAMBASINA DALDIĞIMA İNANAMIYORUM!
Ben de...
Sen hiç konuşma!
- Ha ha ha!Sokak lambasına bodoslama daldığına inanamıyorum!
Sana konuşma demedim mi iç -Ah dur bu başkası.
- Sen de kimsin? dedim yavaşça ayağa kalkmaya çalışırken.
Durup bana baktı.
Dağınık kıvırcık saçları, haşarı mavi gözleri vardı.
Yaramazlık yapan bir çocuğu andırıyordu, ve bana her nedense biraz abimin hatırlatıyordu.
Üstündeki mavi gömleği görene dek.
- Hırsız! Diye bağırdım onu tanıyarak.
- Buyrun benim dedi gülerek.
Bu beni şaşırttı.
Günahı açgözlülük olmalı...
Muhtemelen.
- Baksana dedim. Çantamı neden çaldın? İçinde değerli bir şey yok.
Ayrıca bu halimle burada dolanırken kimse bir soylu olduğumu da anlayamaz.
- Ah dedi çantayı yeni hatırlamış gibi. Eğlencesineydi o. Geri alabilirsin.
Çantayı bana attı.
Zaten benim şansıma da eğlencesine hırsızlık yapan adam gelir.
Gerizekalı gerizekalıyı çekiyor olsa gerek...
Sen sus.
Gözlerin konuşsun...
Gerizekalı esprilerinle öldürdün beni burada iç ses.
-Hey dedi çocuk elini gözlerimin önünde sallayarak. İyi misin?
- Evet dedim kafamı sallayarak.
Birden ona baktım.
- Baksana dedim. Senin adın ne?
Çocuk hafifçe gülümsedi.
- Niye? Muhafızlara mı vereceksin adımı?
- Yoo dedim. Aklıma bile gelmedi. Hem çantamı da geri verdin zaten.
Kafasını eğerek bana baktı.
- Neden bilmek istiyorsun?
- Bana birini hatırlatıyorsun dedim. Hadi söyle.
Gözlerinden parıltılar çıkartarak bana baktı.
- Henry dedi sonunda. Henry Dwayne Cohre. Seninki?
- Iolanthe Selene Lasaraleen Andromedea Di Valencilia dedim düşünmeden.
Aferin deha...Az önce bir hırsıza bir soylu olduğunu söyledin...
Hay lanet!
Henry'nin ise gözleri irileşmişti.
- Di Valencilia mı dedi boğulur gibi. Jason Helios Rhaegan Andromeden Di Valencilia'nın akrabası falan mısın?
Bu sefer boğulan bendim.
- Kardeşi dedim zar zor. Onu nereden tanıyorsun?
Hızlıca bana yaklaştı. Gözleri kararmıştı.
Yüz hatları öfkeyle doluydu.
- Gerçeği açığa çıkartmak için topladığı ekibin üyesiydim dedi ağır bir sesle.
Yutkundum.
- O kaybolmadan önce dedi bana bakarak.
İşler ilginçleşiyor...

Multimedia Henry Dwayne Cohre.