Süzülürken havada
Uçuşuyor yapraklar
Bir sonbahar güneşi
Her şey şimdi başlıyorDerin bir nefes aldım. June sırıttı.
- Alt tarafı bir parti dedi gülerek. Bu kadar gerilmene gerek yok.
-Hıh diye kafamı çevirdim.
Açıkça gergindim, gergindim çünkü abimin olası katilleriyle konuşacaktım, gergindim çünkü uzun zaman sonra Di Valencilia ailesini temsilen bir parti verecektim ve bunu mahvetmemeliydim.
Gergindim çünkü korkuyordum.
Moral vermekten nefret ediyorum ama başaracağını biliyorum velet...
İç ses, bazen çok korkunç olabiliyorsun.
Ama teşekkür ederim.
Evet her neyse...
Gözlerimi devirdim, iç sesim her zaman bir pislik olarak kalacaktı.
Misafirler gelmeye başladığında olduğum yerde kıpırdanmaya başladım.
Tüm konsey üyelerinin geleceğini biliyordum, Reanergeo bundan emin olmuştu.
Çevreme baktım; Jackson köşede barmenlik yapıyordu, June misafirlere hoş geldiniz işime yardım ediyordu. Sonuçta asıl amaç konsey üyeleriyle konuşmaktı, diğerleriyle değil.
Marcus sırıtarak yanıma geldi.
Kolunu uzatarak:
-Gelmeye başladılar dedi. Allysa ve Reanergeo onları karşılamaya başladı. Bizde gidelim hadi.
Derin bir nefes alıp her zaman bana destek veren yüze gülümsedim. Koluna girdim.
-Hadi dedim. Başlayalım.
Bana güven veren bir şekilde gülümseyen June ve Jackson'a gülümsedim.
Ve Marcus'la girişe doğru yürümeye başladık.
________________________________________Tamam, yeter artık.
Sıkıntıdan bayılmak üzereyim.
Konuştuğumuz konsey üyelerinin hiçbirinin sesi o gün duyduğum derin sese benzemiyordu ve gerçekten, insanların konsey üyeleriyle konuşmak için neden kapılara dizildiklerini hiç bilmiyorum.
Hayatımda hiç bu kadar sıkılmamıştım. Net.
- Ve eğer arılar o tarafa dönseydi...
Bir de benim olası felaket senaryolarımı uçuk sanırdım. Bu, meyveli yoğurt olayından bile daha kötü.
- Anlıyoruz Bay Pembroke dedi sonunda Marcus. Şimdi izin verirseniz selamlamamız gereken insanlar var.
Ben olsam sus artık lanet moruk derdim...
Evet, iyi ki sen değilsin.
Bu yüzden 1 saat 17 dakikadır geveze herifi dinliyorsunuz...
Teşekkürler iç ses, sus artık lütfen.
...
Gördün mü, kibar olmak işe yarıyor.
Tabii...
- Io. Marcus (neyseki) iç sesimle olan saçma konuşmamı sona erdirdi.
- Biliyorum dedim iç çekerek. Boşa kürek çekiyoruz sanki.
- Onu demeyeceğim dedi hafifçe gülümseyerek. Sakın öfkelenme tamam mı? Sakin ol.
Anlamadan ona boş boş baktım.
- Neden?
- Geldi.
Kapıya döndüm. Sürüngene.
Gülümseyerek bize doğru yürüyen fahişeye.
Saçlarından tutup sürükle onu...Sonra canlı canlı yak...Belki merhamet çığlıkları gülümsememi sağlayabilir...
Titreyen ellerimi yumruk yaptım.
Allysa ve Reanergeo hafifçe bize doğru yaklaştı.
June'un endişesini hissedebiliyordum.
Ve Jackson'un gerginliğini.
Ve kadının tüm bunlardan aldığı zevki.
- Hazır mısın diye fısıldadı Marcus.
Gözlerimi kapadım.
Tekrar açtığımda hayatta en nefret ettiğim insana gülümsemeye hazırdım.
- Hazırım.
Hadi o pis sürüngene gününü gösterelim...
Multimedia Io'nun kıyafeti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ (DÜZENLENECEK)
FantasyZaman yolcuları gardiyanlardır. Olmaması gereken olayları tarih çizgisinden çıkarır, bazen de olayları zaman çizgisi değişmeyecek şekilde yeniden düzenlerler. Fakat herkesin zaman çizgisinin koruyuculuğunu üstlenen bu varlıkların kendi zaman çizgi...