LEYDİ (DÜZENLENECEK)

SAVAŞ

Kalkanlar gümbürdüyor
Kılıçlar şakırdıyor
Mızraklar saplanıyor
Kan bağırıyor
Savaş tanrıçası
Geliyorum diyor

Hazırım.
Dermişim...
Dedim zaten.
Bu halinle herkesin hayatını kurtaracak bir kavgaya değil de musluk tamir etmeye gidiyor gibisin...
Teşekkürler Katherine, inanılmaz moral veriyorsun biliyorsun değil mi?
Aman...Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış...
Senin durumunda gıcıkları oluyor o.
Ha ha...
Tamam, kabul ediyorum. Hala tam hazır hissetmiyor olabilirim. Birazcık gergin olduğum da doğrudur.
Ama kaçmayacağım.
Eh, bu da bir şeydir...
Cidden, bir gün sen kendi bedenine dönünce hatırlat bana, seni sopayla falan döveyim.
Hı hı...Domuzlar da uçuyor zaten...
Derin bir nefes aldım ve diğerlerinin yanına yürüdüm.
Hepsinin gergin yüzlerine baktım.
Hadi başlayalım...
____________________________________

"Boşluk...
Başkanın keşfettiği bir boyuttu. İlk kez, zaman savaşında farketmişti. Yanlışlıkla ölmüştü, kendine geldiğinde tamamen beyaz bir boşlukta duruyordu. Yanında ölen yandaşları vardı. Gerçek boyutu, kendi boyutunu bulması bir yıldan uzun sürdü.
Ama o bir zaman yolcusuydu, bu süreyi 1 dakika yapabildi. Geri dönüşü bu boyut için sadece bir dakika sürmüştü.
Ama başkan o zamanlarda çürümeye başlamıştı, mucizeyi sadece kendine saklamak için diğer ölenleri diriltmedi, ve kimseye o boyuttan bahsetmedi.
Bana bile.
Kendilerine gelemesinler diye o boyuttakileri stabil tüplere hapsetti, bilinçsiz bir şekilde uyumaya devam ettiler. Birkaçını uyandırdı, ve karşılığında bu boyuta o yokken göz kulak olmalarını istedi. Uyandırdıkları, savaşın en korkunç zamanlarında bile ona sadık kalanlardı.
Uzun süre kimse anlamadı. İnan bana, ben bile farkedemedim.
Öldüğü gün gerçeği anladım.
Gözlerimin önünde ölmüştü, ama yine oradaydı. Öldüğünü görmediğimi sanmıştı, ama net bir şekilde görmüştüm.
Ölmüştü, silinmişti ve hala hayattaydı.
Ben de gerçeği anlamak için çok riskli bir şey yaptım.
Kendimi sildim.
Kendimi boşlukta bulduğumda, beni tutmaya çalışan sadık hizmetkârlarını yere serip orada deneyler yapan o gerzeğe ne halt döndüğünü sordum.
Bana bunları geleceğimiz için yaptığını söyledi.
Gerçekten, iyi biri olmadığımı kabul ediyorum, ama bunu söylediğinde arkadan yükselen çığlıklar beni gerçekten etkiledi.
Öfkem zaten tetiklenmek için hazırdı.
Zor bir savaş oldu, kazanıyordum ama bir anda bizi Untimely'e ışınladı, ve beni bir deli gibi gösterdi.
Pekala, o sırada öfkem yüzünden biraz -azıcık deli gibi davranmış olabilirim.
Beni zorla uyuttu, zar zor. Tamamen yapamadı gerçi, yine de yıllarca hareket edemeyecek hale getirebildi.
Sonra, konuşmayı becerebildiğimde, Jason geldi.
Her neyse, detayları geçiyorum. Eğer boşluğa gitmek istiyorsanız, ya silinirsiniz, ya da özel olarak hazırlanmış bir solucan deliğiyle acı dolu bir süreçle oraya varırsınız.
Karar verin"
Sustum. Katherine'in söyledikleri bu kadardı.
İç çektim.
Ne yapacağını biliyorsun değil mi ufaklık?
- Marcus dedim. Bu solucan deliğini oluşturabilir misin?
- Sanırım dedi kafasını kaşıyarak. Ama ne kadar büyük olur bilemem.
- Pekala dedim. Siz onunla gideceksiniz. Ben de kendimi sileceğim.
- Ne? Asla olmaz! Allysa bağırdı. Ya seni yakalarlarsa?Ya gerçekten silinirsen? I-Eden!
Ona ve diğer endişeli yüzlere gülümsedim.
- Katherine bunu daha önce başarmıştı dedim. Yine yapabilir, merak etmeyin. Hadi, gidin artık.
Gerard çekingence bana baktı.
- Be-ben E-Eden'la gideceğim. Ya-yapabilirim. Sorun de-değil.
Ona itiraz edecektim ama...
Bunu çok istiyor bücür,gözlerine baksana...Hem, yanımızda bir uykucu olması da iyi olur...O olmasa Jackson'ı isteyecektim zaten...
- Peki dedim. Her takımda bir tembellik olması iyi olabilir. Karşılaştığımız kişileri çabucak etkisiz hale getirebiliriz böylece.
Jackson bana endişeyle baktı. Yanıma gelmek istediğini görebiliyordum, ama yapmadı.
Bana gülümsedi ve kendime dikkat etmemi fısıldadı.
Diğerleri kucaklarken beni ona gülümsedim.
Ve diğerleri gittiğinde gergince bana bakan Gerard'a döndüm.
- Hadi dedim. Başlayalım.
Jason için?
Jason için.
Ve hayatımın en acılı hatırasını tattım.
Ve hepsi için...

Multimedia Eden Winifred Ocean savaşa giderken