ŞEYTAN VE İBLİS KARŞI KARŞIYA

327 28 0
                                    

Dansediyorlar alacakaranlıkta
Sonsuz hüznün kara kuşları
Dökülüyorlar sonsuz şafakta
Mutluluğun bulut kuşları

-Uyu bücür diye bağırdı neşeyle. Ben çok eğleniyorum! Sonunda aradan bir milenyum geçse de bu gerizekalıya gününü gösterebileceğim!
Gözlerimi devirdim.
- Bu savaş bitince ona güzel bir dayak atmalıyım diye mırıldandım.
Sonra bilincim kapanırken çok güzel bir ses duydum.
Jason'ın gülüşünü.
Bunu en son o ölürken duymuştum...
___________________________________
KATHERİNE

Jason'ın kucağında bayılan bücüre sırıttım. Artık o da aradan çekildiğine göre...
Hadi vahşileşelim.
- Sevgili kuzen, çok rahatlamış görünüyorsun. Wilhelm-gerizekalı gülümsedi.
- Sen de her zamanki gibi çok beyinsiz görünüyorsun diye sırıttım. Analiz mi yapıyoruz?
Bana gülümsemeye devam etse de sinirlendiğini biliyordum. O hep öfkeliydi.
Tıpkı benim gibi.
-Hadi ciddileşelim dedi ciddi bir yüzle. Ben istemeden de olsa iyi taraftayım, sen de arkasına tekme basılan tarafta. Sorusu olan?
Kahkaha attı.
- Sadece bir tane dedi. Cesedini ne yapmamı istersin?
Gözümü bile kırpmadan cevap verdim.
- Yak. Tıpkı benim senin bedenine yapacağım gibi.
_____________________________________

Her şey yıkılırken arkadakiler çığlık attı.
Bakmadan da biliyordum. Eden'la geçirdiğim onca zamanda öğrenmiştim.
Reanergeo Allysa'yı arkasına almıştı. Henry ve Evangeline birbirlerine sarılmışlardı. Clarissa,Jackson ve Gerard arkalarındaydı.
Marcus ve June'sa...Pekala öpüşüyorlardı.
Tamam, yani June şehvet sonuçta.
Dönüp Wilhelm'in dikkatini üstüme çekerek kahkaha attım.
Kenardaki asıl manzarayı görmesini istemiyordum.
Baygın, küçük bir kıza sarılmış uzun boylu sarışın yakışıklı adam. Ve çevrelerini sarmış kalkan.
Jason'ın duygularıyla güçlenmiş kalkan.
- Yüzyıllar geçti diye bağırdı Wilhelm. Beni yenebileceğini mi sanıyorsun?
Haklı olabilirdi. Onu yenemeyebilirdim. Çok uzun zaman geçmişti. Çok güçlenmişti. Üstelik sadece bir günahla da savaşmıyordu. Başarılı olmuştu. Günahları kendinde toplamıştı.
Onu yenemeyebilirdim...O gelmeseydi.
İstemsizce bir adım geri giderken bir el elimi tuttu.
Eden gülümsüyordu.
-Her zaman birlikte dedi. Hep yanında olacağım.
Onun elini gülümseyerek Jason tuttu. Jason'ınkini Clarissa. Reanergeo ve Allysa. Henry ve Evangeline. Marcus ve June. Jackson ve Gerard.
Sonra diğer elimi de biri tuttu.
-Bizi unuttuysan seni öldürürüm.
Louis'e gülümserken Chloe'ye dil çıkardım. Richard ifadesiz yüzüyle Wilhelm'e baktı.
- İndirelim onu.
- Evet diye bağırdı Louis.
- O pisliğe gününü gösterelim diye cırladı Chloe.
Sırıttım.
-O domuz piçi geldiği yere gönderelim.
- Tanrım dil diye mırıldandı Eden. Güldüm.
- Hepiniz bile olsa, beni yenemezsiniz diye bağırdı Wilhelm deli bir gülüşle.
- İşte sonunda delirdi dedi Eden.
- Yedi günah, onu delirtiyor diye fısıldadı Jason.
-Hep beraber dedim. Üç diyince herkes kendi gücüyle.
- Benim gücüm yok. Eden bana dik dik baktı.
- Sen de bağır dedim. Hadi, bir...
- Üç! Diye bağırdı Eden neşeyle.
Ve evet, kimse şaşırmadı.
Merak ediyorsanız, o domuz pisliğini geldiği yere geri gönderemesek de, devasa bir tüpün içine gönderdik.
Sonsuza dek.
____________________________________
EDEN

Gülümseyerek kendimi Jason'a yasladım.
O da bana daha sıkı sarıldı. Uzun zaman olmuştu ve aslında Jason hiç bana gerçekten dokunamamıştı.
Bu, günahı kıskançlık olan biri için çok zordu.
Sonunda bitmişti. Üstelik umduğumdan çok daha iyi bir şekilde. Jason hala yaşıyordu. Katherine gerçekti.
Herkes kurtulmuştu.
- Kendi kendine gülene deli derler.
- Uzun süredir içimde bir kaçık yaşıyor dedim ters ters. Deli olmasaydım şaşardım.
Katherine güldü. Hala onun burada benimle olduğuna inanamıyordum. O benim iç sesimdi. Şimdi her söylediğimle dalga geçen bir iç sesim yoktu.
-Ne düşündüğünü bilmemek tuhaf dedi birden.
Jason'ın kaşlarını çattığını hissettim. Katherine'i benim için bela gibi gördüğünü biliyordum. Arkadaş olduğumuzdan haberi yoktu. Yine de ona Katherine'in beni koruduğundan (söz verdiği gibi) söz etmiştim ve minnettardı.
- Ne düşündüğümü bilmemen bana da tuhaf geliyor diye onayladım. Kimse içimde car car bağırmıyor. Bu...tuhaf.
- Ben car car bağırmıyordum bir kere. Somurttu. Kıkırdadım. O da güldü.
- Neyse dedi iç çekerek. Ben sizi yalnız bırakayım bari. Louis'le konuşacaklarım var ve sanırım Chloe üç yüz yıl önceki kavganın rövanşını istiyor. Her neyse.
O giderken arkasından güldüm. Jason bana daha sıkı sarıldı.
Gözlerim yarı kapalı gülümsedim.
Baygın nergis kokuları etrafımızı çevrelerken sıcacık bir duygu içimde büyümeye başladı.
Mutluluk bu olmalı diye düşündüm.
Jason'ın fısıltısı kulağıma ulaştı.
-Seni seviyorum.
İçimde kalmış azıcık Katherine mırıldandı.
Evet...Mutluluk, hayır, cennet bu olmalı...

Multimedia Katherine Marian Lasarachilien Rosaline Morgan

Bu final değil.

LEYDİ (DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin