LEYDİ (DÜZENLENECEK)

BOŞLUK

Sonsuz hiçlikte ölü ruhlar
Gezinirler rüyalar
Başlangıcı ve sonu
Aynı olan kabusu

Her şey anlam kazandı.
Her şey.
Şimdi önümde duran kişinin kim olduğunu şüphesiz biliyordum. Daha da önemlisi, neyin peşinde olduğunu biliyordum.
Ve en önemlisi de buydu.
_____________________________________

- Kendini zorlama dedi Allysa ben içeri girdiğimde.
Ona başımı salladım. Benim isteğim üzerine Gerard'ı da çıkarmışlardı.
Tam hatırlamadığım bir ara Reanergeo bana geri kalanların da gerçeği öğrendiğini fısıldamıştı.
- Size anlatmam gerekenler var dedim.
Hepsi bana döndü.
- Lütfen daha fazla sır olmasın dedi June kaşlarını çatarak. Daha fazlasını kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Ona gülümsedim.
- Aslında, bu Jason'la ilgili. Sonunda her şeyi anladım. Katherine sayesinde oldu bu.
-Katherine? Jackson şaşkınca baktı.
İç çektim. Bu, uzun bir hikayeydi.
- Katherine Marian Lasarachilien Rosaline Morgan dedim dehşet dolu tepkileri görmezden gelerek.
Nitekim Allysa'nın fısıltısını duymazdan gelemedim.
- Şeytan...
Ve işte başlıyoruz...
______________________________________

Yıllar önce, Başkanın zamanında diyarı ve Untimely'i tek başına kurmamıştı. Yanında 6 arkadaşı daha vardı.
Bir tanesinin günahı tıpkı Başkan gibi öfkeydi.
Ama öfkesi daha güçlüydü.
Bu kadın, gelmiş geçmiş en büyük öfkeye sahipti.
Öfkesi yıkımın ta kendisiydi.
Öyle korkunçtu ki öfkesi, diğerleri ona Şeytan derlerdi.
Ama bu 6 arkadaşın arasında biraz değişirdi lakabı.
Dişi şeytan derlerdi ona, sanki erkeği de varmış gibi.
Derler ki, uyuma zamanı gelince, izin vermemiş buna. Ancak Başkan, o da zorla uyutabilmiş onu.
Bu korkunç kadının adı kalmış yalnızca ondan geriye.
Katherine Marian Lasarachilien Rosaline Morgan.
Bu, benim işte.
_____________________________________
JASON

Kimse silinmiyordu. Hepsi...
Hepsi zavallı denekler olmuş...
Burası bir cep evrendi. Bir paralel evren.
Silinen herkes otomatikman buraya geliyordu.
Ve hepsi onun denekleri oluyor.
Eğer, eğer bir şey yapmazsam o da denek olacak.
Cesaretim yoktu, ya da güvenim. Başarabilir miydim?
Bir insanı zaman yolcusuna çevirebilir miydim?
- Tek başına yapamazsın...
Dehşetle gözlerimi açtım. Deneklerden birisi konuşuyordu.
-Ben ne halt döndüğünü anlamıştım, beni zorla uyuttu...Ama tam beceremedi gerzek.
Boş bir ifadeyle ona bakıyordum. Burada uzun zamandır olmalıydı. Eğer düşündüğüm kişiden bahsediyorsa...
Eğer tahminlerim doğruysa...
Yaklaşıp isim etiketine baktım. İsimi görünce hemen uzaklaştım.
- Kimden bahsettiğimi biliyorsun. Tek başına değerlini dönüştüremezsin...Sana zaten zaman yolcusu olan biri lazım...İçine uygun model olarak koymalısın.
Ne demek istediğini anlasam da...Ona güvenemezdim. Güvenebilir miydim?
- Başka güvenebilecek kimse var mı ki de?
Bir şekilde, haklıydı.
Yutkundum. Ve plan yapmaya başladım. Sonunda yapabileceğim tek şey şeytandan yardım istemekti.
- Karşılığında ne alacağım Jason Helios Rhaegan Andromeden Di Valencilia?
- Özgürlüğünü...Özgürlüğünü Katherine Marian Lasarachilien Rosaline Morgan...
Eğer onu korursan, onun bedeninde yaşayabilirsin...Söz veriyorum...
____________________________________

- Yani Jason seni böyle dönüştürdü...
Marcus düşünceli bir ifadeyle bana baktı. Kafamı salladım.
- Ama dedi Evangeline telaşla. Bu nasıl olabilir? Silinenler geri dönemez. Çok denendi, ama kimse onları bulamadı.
- Belki de başkanın sırlarından biri de budur dedi Clarissa. Sonuçta her şeyi bulan o, değil mi?
- Ben...Hapishanede bir şeyler duymuştum dedi Gerard gergince. Konuşmaya ilk defa katılıyordu.
- Jason'ın daha önce biraz bahsettiği şeyler.
Hevesle ona döndüm.
- Neler duydun? Allysa ona nazikçe gülümsedi. Bu iyiydi, Gerard hala gergindi.
- Ba-bazıları uyutulmak istememiş, deli olmamışlar da ama uzmanlar deli olduklarına karar vermişler. Böyle konular hakkında fısıldaşanlar yok olurlar.
Bana üzgünce baktı. Ne düşündüğünü anlamıştım.
Jason gibi...Kahrolası piçler...
Evet...
- Öyleyse şimdi ne yapacağız?
Hepsi bana döndü. Onlara ne diyebilirdim bilmiyordum. Onlara benimle birlikte prestijli bir konsey üyesinin aslında kılık değiştirmiş Başkan olduğunu iddia ederek onu parçalamama yardım etmelerini söyleyemezdim sonuçta.
Şey, kulağa fena gelmiyor aslında...Ama işin içinde yakma kısmı olmayınca o kadar güzel olmuyor...
Katherine, kapa çeneni.
Amanın, ne çabuk çıktın depresyondan canım...Birkaç gün daha eğlenirim diyordum...
Acaba kafamı şu duvara çarpsam sesin kesilir mi?
...
Ben de öyle tahmin etmiştim.
-Belki de ne yapmamız gerektiğini Io'ya sormamalıyız dedi Marcus birden.
Ona boş boş baktım. Başka kime soracaktı ki?
- Benimle aynı şeyi düşünüyorsun değil mi? dedi Jackson gülümseyerek. Bu işe yarayabilir.
- Ne işe yarayabilir? June da en az benim kadar kafası karışık görünüyordu.
- Silinenleri bulmak için orayı bilen birine sormaktan bahsediyorlar dedi Clarissa soğukça.
Tamam, gerçekten güzel bir kızdı, ama inanılmaz soğuktu. Bunun günahı nasıl şehvet olmuştu?
Görünüş aldatıcıdır...
Sen çok biliyorsun tabii.
- Ama kim biliyor ki?Dedi June. Bilenlerin hepsi ya düşman ya da kurban değil mi?
Kafamı sallayarak onu onayladım.
- Aslında, ulaşabileceğimiz biri var. Allysa bana nazikçe gülümsedi.
Ne?
Gerçekten kalın kafalısın...
Ya ne?Ne oldu?
-İşimize yarayan pek çok bilgi bilen biri. Reanergeo da bana baktı.
Ya noluyor?
- Daha önce bizzat orada bulunmuş biri. Evangeline bana gülümsedi.
Hatta June bile anlamış görünüyordu.
Gerçekten, neyi kaçırıyorum?
Beni gerizekalı...Daha önce orada bulunmuş, düşman olmayan, işe yarar bilgiler bilen biri?
- Katherine? Yeni anlamış bir şekilde bağırdım.
Henry sırıttı.
- Ne zaman jeton düşeceğini merak ediyordum.
Marcus iç çekti. Reanergeo kafasını umutsuz vaka der gibi salladı.
Diğerleri gülüştüler.
Haha. Çok komik.
-Öyleyse dedim konuya dönerek. Katherine'le konuşmak istiyorsunuz?
- Hayır dedi Marcus. Bize yerini göstermesini istiyoruz. Silinenlerin bulunduğu boyutu.
Güzel, madem istiyorsunuz...Sizi götüreceğim, boşluğa...Sonsuz umutsuzluğun olduğu yere...
- Tamam dedim yavaşça. Hadi boşluğa gidelim.

Multimedia Katherine Marian Lasarachilien Rosaline Morgan