Düşüyor işte
Kâinatın sırları
Soluyor işte
Anıların asları- Jason'ı tanıyor musun? Sesimin yine titremesinden nefret ettim.
- E-evet.
Seninki de soru...
- Nerden diye sordum. Onu nereden tanıyorsun?
Bana hüzünlü bir şekilde baktı.
- O bu-buraya gelmişti.
Peki...Bunu beklemiyordum...
_________________________________________Daha fazla konuşamadan dolaşma saati bitti. Ve ben yine beyaz odaya tıkıldım.
Deliliğimin beni beklediği yere.
Abartıyorsun...Ben buradayken hiçte o kadar fena değildi...
Pekala. Artık konuşmamız gereken şeyler var.
Şuna bak!Biri seni mi çağırıyor?
Acınası Katherine. Burada kimse yok.
Pekala. Burada neler oluyor?
Ah...Sanırım artık zamanı geldi...
_________________________________________
JASONDehşete düşmüştüm. Bu mümkün olamazdı!
Bu mümkün değil...Bu gerçek değil...
Ama biliyordum, her şeyin gerçek olduğunu. Bunun bir kabus olmadığını.
Yutkundum. Ve plan yapmaya başladım.
Sonunda yapabileceğim tek şey şeytandan yardım istemekti.
- Karşılığında ne alacağım Jason Helios Rhaegan Andromeden Di Valencilia?
- Özgürlüğünü...
_________________________________________
Bu mümkün değil.
Maalesef öyle...
Başından beri biliyordun. Jason'ın neyin peşinde olduğunu biliyordun.
Sana söylemek istedim ama daha zamanı değildi Eden...Ben...
Senden nefret ediyorum!
Eden...
Sakın benimle konuşma!Defol!Defol!
...
Sonunda Katherine susarken ben ve deliliğim baş başa kalmıştık.
Bir de göz yaşlarım...
_______________________________________Eden Winifred Ocean kollarında bir adam öldüğünde genç bir kızdı.
O gün büyüdü.
O gün birinin onu hayatı boyunca izlediğini öğrendi.
O gün birinin o daha onu tanımazken onu hayatından çok sevdiğini öğrendi.
O gün o birinin onun için öldüğünü öğrendi. Kendisini kurtarmak için.
Eden'ın kollarında.
O gün Eden hayatında daha önce hiç olmadığı iki şey oldu.
Sırılsıklam aşık.
Ve zaman yolcusu.
________________________________________Saatler sonra ben hala bu deliğe tıkılmıştım ve yemek saati gelmişti.
Görünüşe bakılırsa tehlikeli deliler sınıfına girmiyordum, bu yüzden yemekhanede yememe izin verilmişti.
Gelir gelmez soluğu Gerard'ın yanında aldım.
- Söyle dedim oturur oturmaz. Jason neden buraya geldi?
Gerard gergince bana döndü. Sesini iyice alçalttı.
- Biri onu buraya gelmesi için zorladı. Değer verdiği biriyle tehdit ederek.
Kim olduğunu sormaya gerek duymadım.
Yine benim suçumdu.
Ve tehdit edende...
Kesin o sürüngendir...
...
Eden lütfen, benimle konuşur musun artık?
Sadece sus.
Gerard'a döndüm. Tereddütlü gözüküyordu.
- Söyle dedim gülümseyerek. Bana söyleyebilirsin.
- Sana...Sana Eden diyebilir miyim?
- Sen diye fısıldadım. Sen gizemlisin. Jason'ın ekibinden.
Ve o cevap veremeden yemek kapları havada uçmaya başladı.
Ve ben sonunda delirdim.Multimedia Gerard Dupre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYDİ (DÜZENLENECEK)
FantasíaZaman yolcuları gardiyanlardır. Olmaması gereken olayları tarih çizgisinden çıkarır, bazen de olayları zaman çizgisi değişmeyecek şekilde yeniden düzenlerler. Fakat herkesin zaman çizgisinin koruyuculuğunu üstlenen bu varlıkların kendi zaman çizgi...