"Alo "
"Alo Ece nerdesin sen sabahtan beri arıyoruz. "
"Gizem gerçekten özür dilerim, ben tamamen unuttum doğum günü işini. "
"Bırak doğum gününü şimdi nerdeydin sen? İyi misin? "
"İyiyim, dışarı çıkmıştım telefonunda şarjı yoktu. Kafede misiniz? "
"Evet, "
"Tamam geliyorum. Uraz yok dimi?"
"Yok yok da niye sordun. Kesin bişey oldu dimi, Ece iyisin dimi? "
"İyiyim gerçekten. Neyse hadi görüşürüz. "
Telefonu kapatıp lavaboya yöneldim önce tüm makyajımı güzelce temizledim sonrada ağladım anlaşılmasım diye makyaj yaptım.
Dolabıma yönelip bir tişört ve şortu kapıp giyindim. Şaçımı bi tokayla tutturdum arabanın anahtarını alıp evden çıktım. Tam merdivenden adım atacak ken fark ettim ki akşam üstü hava soğuk olur odaya dönüp bir hırka aldım ve kafeye doğru yol aldım.
Yolda belki de 50 kere Doruk'u aradım ama maalesef açmadı.
Kafe kapatılmıştı bizim kızlar içeriyi süslemek için uğraşıyordu.
"Selam, "
İlke hemen koşup sarıldı.
"Ölüm patladı nerdeydin niye telefonlara bakmadın? "
"Dedim ya telefonun şarjı bitti diye. Neyse onu boşverin de yarın Eren'i nasıl buraya getireceğiz bir planınız varmı? "
Gizem hemen güler yüzle araya girdi,
"Tabiki var. İşte ben onu yemeğe götürüyor gibi yapacağım ama buraya getireceğim. "
"Güzel peki hediyeler ne alemde ne aldınız? "
Damla,
"Ben Eren'e Steteskop aldım, ilerde ihtiyacı olacak . Doktorların en büyük özelliğidir steteskop."
"güzel düşünülmüş. "
Gizem,
"Bende ikimizin fotoğraflarının olduğu bir albüm yaptırdım. Sen ne aldın Ece? "
"Ben imzalı forması aldım. "
"Nasıl istedin koca futbolcudan? "
İlkenin soru aklıma tekrardan Doruk'un gelmesini sağladı. Acaba iyimi? Ozan'a ne yaptı? Daha doğrusu onu bulabildi mi?
İlke,
"Kız gitti valla. Ece sana diyoruz. "
"Hı ne.. Ay dalmışım. Formayı ben değilde Doruk sayesinde aldım. "
"Neyse kızlar hadi balonları şişirmeye devam. "
"Valla haklısın Damla , çabuk olmazsak bu balonlar şişir şişir bitmez."
Balonları şişirir ken ara ara Doruk'u aradım ama cevap alamadım. Mesajlarımı görmüş ama cevap vermemişti.
"Öldüm ben. "
"Bende bittim. "
Herkes ayrı bir yerde sızmış duruyordu.
Telefonum titreyince başımı sandalyeden kaldırıp bir umutla telefona baktım,
' 𝘌𝘥𝘪𝘻_𝘎𝘕oğlu' diye biri instagram'dan mesaj yazmıştı.
Biraz düşününce hatırladım. Doruk'un arkadaşıydı profil resmi olmadığı için ilk tanıyamadım.
Hemen mesaja tıkladım.
Doruk'un Ozan'ı yere yatırmış döver ken bir fotoğrafı.
Hemen instagram üzerinden Ediz'i aradım.
Açmadı.
Yazıyor...
"Yenge Doruk'un tersi pis çıktı, "
Yenge mi? Buna nasıl tepki versem bilmedim. Doruk ona ne demişti de bana yenge yordu?
"Doruk iyi mi? "
"Sayılır."
"Sayılır ne demek Ediz bana tam bir cevap verir misin? "
"Çok bişeyi yok burnundan kan akıyor , dudağı patladı, bide küçük şeyler işte, sen asıl Ozan denen piçi gör o tanınmaz halde. "
"Ya siz şaka mısınız ya fotoğrafları paylaşırsa. "
"yenge adamı böyle dövmüşüz fotoğraf bırakırmıyız ortada. Sen güven bize. He bide senin şu kas torbası arkadaşında bizle. "
"Uraz ne alaka o nasıl öğrendi. "
" Yenge Doruk anlatır şuan yazamam. "
"Yenge demee banaaa! "
Mesajım görüldüyle kaldı. Kafayı yemek üzereydim Uraz ve Doruk birleşince nasıl bişey olur tahmin edemiyordum.Daha doğrusu düşünmek istemiyordum.
Ediz'e tekrar masaj yazdım,
"Nerdesiniz? "
"Tck söyleyemem, Doruk öldürür beni valla. "
"Ece sen kimle yazışıyorsun yüzün bem beyaz oldu. "
İlke... İlke neden hep meraklısın ya ben şimdi nasıl cevap vereyim sana.
"Ben mi abimle ya... Kimle mesajlaşıcam. "
Yalandan sırıttım.
"Hatta ben bir abimi arıyım. " dedim ve dışarı çıktım. Hava almaya ihtiyacım vardı
İyi insan lafının üstüne gelirmiş. Abim arıyordu.
"Alo abi. "
"Naber fıstık. "
"İyi abicim sen nasılsın, şafak kaç? "
Gülüştük.
"İyiyim abicim. Şafak 34 gün. Çok özledim seni,annemleri. "
"Bende seni özledim abim. "
"Geldiğinde beni görmeye gelirsin dimi? Ben gelemiyorum sen gel. "
"Gelirim zaten babamın orda işleri oluyor birlikte geliriz. "
"Şey diyeceğim ya Bahar ablayla nasıl gidiyor, onu bile özledim valla."
"Bile? Bile derken kızım 𝘰 𝘴𝘦𝘯𝘪𝘯 𝘺𝘦𝘯𝘨𝘦𝘯 𝘺𝘦𝘯𝘨𝘦𝘯. Ayrıca çok seviyor seni sen niye böyle yapıyon? "
"Abim değil misin yaparım. "
"Yap tabi gülüm. Neyse yine ararım işim var şimdi, hadi dikkat et kendine. "
"Sende dikkat et abicim öptüm. "
Telefonu kapattım ve kafeye doğru yürüdüm.
"Hadi çıkalım kızlar zaten bitti. "
"Aynen hadi toplanıp gidelim. "
Toplandık ve benim arabama binip sahilde kumlu bir yere gittik.
Damla sessizliği böldü,
"Ne bu böyle ya kimseden ses çıkmıyor? "
"Yorulduğumuz için olabilir mi. "
Omzumda yatan ilke cevap verirken doğruldu.
Gizem,
"Ece elbiseni terzi den aldın dimi? "
"Aldım aldım, çok güzel oldu, "
"Elbise sanki senin için yapılmış gibiydi. "
"İltifatlatınız için teşekkür ederim Gizem hanım. "
"Rica ederim Ece hanım. "
Onlar içten gülerken ben aklım Doruk'da olduğu için yalandan sırıtmaya çalışıyordum.
Aşk böyle bişey miydi?
Sürekli iyimi, nerde? Nasıl, diye düşünmek mi aşk. Öyleyse ben kafayı yerdim.
"Hadi kalkın kalkın saat kaç olmuş, gidelim. Yurtlar kapanacak sokakta kalıcaz. "
Damla ve Gizem taksiye bindiler bizde ilke'yle arabaya bindik. Otoparka gelince ilke yolboyu koruduğu sessizliğini bozdu.
"Ay kızım valla çatlıycam, sabah duydun o kızı fırladın gittin . Sonrada bir haller , ne oldu Ece iyi misin sen? "
"Ece daha sonra anlatsam, lütfen bu gün yeterince doldum. "
"Tamam ama anlatacaksın. Söz mü? "
"Söz."
Odama gitmek yerine önce Doruk'un odasına gittim. Ama yoktu. Bende terasa çıktım ve her zaman ki yerime oturdum. Doruk'u arasam açmayacağını bildiğim için Ediz'i aradım.
"Efendim yenge. "
" bana yenge yenge deyip asabımı bozma benim, nerdesiniz neden hala dönmediniz. "
" nasıl ya Doruk gelmedi mi? Ama biz ayrılalı çok oldu. "
"Ne demek ayrılalı çok oldu.Nereye gitmiş olabilir? "
"Bilmiyorum . "
"Ediz, iyidir dimi? Bişeyi yoktur?"
"Dur bi sakın ol. Yurtta mısın gelip alayım seni. "
"Evet yurttayım. Ediz nolur çabuk olu. "
"Tamam sakın sen kendi başına gitme bi yere. "
"Tamam"
Gözyaşımı silerek ayağa kalktım ve koşarak odama girdim üstüme sıcak tutan ve rahat bir şeyler giydim. Odamdan çıkıp Doruk'un odasının kapısında durdum. Kapıyı tıkladım ama yok.
Bir daha tıkladım ama yok.
"Nerdesin Doruk nerdee! "
Telefonuma gelen mesaj sesiyle umutlandım ama boşuna, mesaj Ediz dendi.
'𝘈𝘴̧𝘢𝘨̆ı𝘥𝘢𝘺ı𝘮.'
Telefonu cebime attım ve yurttan çıkıp Ediz'in arabasına bindim.
"Ediz, neler oldu en baştan sona kadar anlat yoksa ben kafayı yiycem. "
"Tamam bi sakin, seni yurda bıraktıktan sonra beni aradı bindik arabaya yolda bir yerden de Uraz'ı aldık. Doruk çok sinirliydi, bir şekilde buldu adamı, adamda boş değil kendi gibi üç kişiyle birlikte geldi. Bizde tabi adamı tehtit ettik sil fotoğrafları dedik ama yok dedi hepsini bi güzel elden geçirdik. En son fotığrafları verdi. Sonra hepsi baygındı zaten ayrıldık oradan. Ama ayrılalı 1 saat falan oluyor. "
"Ediz... Kolun"
"Bişey yok acımıyor. "
"Nasıl oldu? "
"Bi küçük sıyrık işte. "
"Bıçak mı çektiler size. "
"Abi... "
Önüme döndüm ve baktım,
Gözümden bir damla kaydı ve sürüklenerek çeneme gelip damladı.
" Doruk,"
Bazen anlatamaz insan içindeki yangını, söyleyemez, dile getiremez nasıl hissettiğini, nasıl düşündüğünü. İşte insan o zaman ister ölmeyi . İşte ben şuan bu noktadayım.
Arabanın kapısını hızla açtım ve yerde yatan doruğa doğru koştum.
"Doruk, "
Dizlerimin üstüne çöktüm ve Doruk'un kan içimde olan yüzüne baktım. Kafasını kucağıma koydum.
"Doruk ne oldu sana, kim yaptı bunu?"
Ediz,
"Bacağından bıçaklanmış, fazla hırpalanmış. "
"Bıçaklanmış mı?"
Doruk gözlerimin içine baktı ve kan içinde olan dudağıyla gülümsemeye çalıştı .
"Ece"
Bişey demedi elini yanağıma koydu sonra da çekti.
"Polise yada hastaneye gidemeyiz işler karışır. Ne yapsak? "
Ediz,
"Ben hallediyorum bekle, "
Tişörtümle Doruk'un yüzündeki kanları sildim.
Ediz'in doktor kuzeni vardı ona gidiyorduk.
Ben arka koltukta kucağımda yatan Doruk'la oturuyordum.
"Yenge, seviyon dimi Doruk'u? "
"Ne! "
"Uyuyor duymaz"
Kafamı aşağı yukarı salladım ve aynadan bana bakan Ediz'e baktım , sırıtarak bana bakıyordu.
"Bakma.. "
"Bide yenge deme yenge deme diyorsun. "
"Niye yenge diyorsun ki? Sonuçta Doruk'la sevgili falan değilim. "
"𝘋𝘰𝘳𝘶𝘬 𝘪𝘴𝘵𝘦𝘥𝘪 𝘥𝘦𝘮𝘦𝘮𝘪. "
"Doruk mu? "
"Siz konuşursunuz, geldik. "
Doruk'u Ediz'in kuzeninin kliniğine getirdik,
"Selen kimseye bahsetmek yok tamam mı? "
"Saçmala tabiki yok. "
Kız Doruk'un bacağına pansuman yapıyordu,
'Saçmalama Ece kıskanmadık dimi? '
"Sus iç ses sus! "
Hepsi bana baktı,
"Ay pardon seslimi söyledim, "
Salağım salak, bi piskoloğa gitsem iyi olacak, yada direk deli hastanesine mi gitsem.
"Sargı tamam, zaten yara çok derin değil. Yüzünde de dudağı ve kaşı patlamış, kaşa dikiş atmamız lazım . "
"Çok mu kötü? "
"Sevgilisi siniz galiba? "
"E.. Yok" keşke olsa, "ben arkadaşıyım, 𝘺𝘢𝘬ı𝘯 arkadaşı. "
Doruk'un yaptığı gibi baskılayarak söylemiştim.
"Anladım" dedi ve sırıttı kız.
' Senin o saçlarını yolmazsam'
Stresli bekleyişten sonra,
"Bitti, sargı tamam dudağa pansuman yapıldı, kaş dikildi, tamam. Bitti. "
Ediz kuzenine teşekkür etti, Doruk'da çoktan ayılmıştı.
Arabada yine kucağıma yattı, gözlerini kapattı. Durdu durdu sessizce,
"Kısakandın beni dimi? "
"Valla hiç yalan söyleyemiycem kızın saçlarını yolasım geldi. "
"Haha."
"Yanlız kuzenim o benim yenge, gücüme gidiyor. "
"Yenge ha, aferin koçum böyle devam , "
Doruk resmen bana yürümüyor koşuyordu, açık bir şekilde seviyorum seni diyordu resmen.
"Yenge yanaklarınmı kızardı senin?"
"Ne yanağı ne kızarması? Yok öyle bişey. "
"Tamam tamam utandırdın kızı yeter."
"Doruk! "
Yurda döndüğümüzde saat nerdeyse 3 tü, Doruk'u Ediz'le birlikte odasına götürdük. Ediz Doruk'un üstünü değiştirmesine yardım etti. Bende içerde onları bekledim.
Doruk'a soracak çok sorum vardı ama dinlenmesi gerektiği için hepsini yarına bıraktım.
"Ediz sen burdamı kalsan ya gece bişey olursa"
"Sen burda değil misin ben niye kalıyorum. "
"Senin gibi arkadaş olmaz olsun be. "
"Ben yapılması gerekeni yapıyorum, çifte kumrular romantik romantik takılsın diye uğraşıyorum. Şimdi izninle gidiyorum yengecim, iyi uykular, tatlı rüyalar. "
Kapıyı yüzüme çarptı ve gitti,
"Ece....Ece"
"Geldim."
Doru'un odasına doğru yürüdüm aralık kapıyı ittim ve içeri girdim.
"İyi misin? "
"Gel... "
Gel?
"Gel derken, anlamadım. "
Yüzünü çocuksu bir ifade aldı.
"Bende bana masal falan okuycaksın sandım, yaralıyımya hani? "
Gittim , yatakta yanına oturdum.
"Diyosun."
Bebek gibi dudak büzerek kafasını aşağı yukarı salladı.
"Hıhı. Diyorum, "
"Doruk biz ne yaşıyoruz ya? Sabahtan beri farklı bir duygu farklı bişey, artık tepkilerini şaşırdım. "
"Ya kızım şu ortamı illa bozcan dimi, gel işte hem saat çok geç sabah konuşalım, sabah. "
"Ben gidiyim o zaman , bişey olursa hemen ararsın. "
Yataktan kalktım yürürken bileğimde bir el hissettim.
"Gitme Ece, kal. "
Gitme kal mı? Aşık oluyorum ama ben bu laflara, şimdi nasıl hayır denir ki o derin anlamla bakan gözlere.
"Gitme Ece, ya gece susanırsam, yada ne bileyim bi anda yataktan düşersem, karabasan falan gelirse tek başıma neyaparım? "
Tekrar yanına oturdum.
"Karabasan demek? Çok mu korkuyorsun sen? "
"Hemde nası öyle böyle değil. Hadi gel. Söz haddimi aşmam. "
Yanını işaret ederek konuştu.
Bir an düşündüm biz bir günde nasıl evrimleştik diye , sabah arkadaştık şimdi flörtü geçtik sevgili gibiydik. Aklım karışmıştı. "
"Ee geleyim bari malum birileri, 20 yaşında birileri gece korka bilir. "
"Çok korkarım. "
"Pijamalarımı giyip gelicem. Beş dakika içinde ne yataktan düş, neden susan hiç bişe yapma. Tamam mı? "
"Kızma bana, tamam git hadi. "
Odama geçip en sevdiğim pizamalarımı giydim telefonumu da alıp odadan çıktım.
Doruk'un kapısının şifresini girerek içeri girdim.mutfaktan bir bardak suyu da alıp odaya girdim.
"Doruk nerde ilaç baktım da bulamadım? "
"Kız. Bu ne? Bu ne.. Bu nasıl bir tatlılık. Nerden buldun kız bu pijamayı söyle kendimede alacam ."
"Ay ne var pijamam da, bırak gülmeyi hadi ilaç nerde? "
"Komidine koymuştu Ediz. "
Komidini açtım ilacıda alıp suyla birlikte Doruk'a verdim. "
" gel kız yanıma, tatlı şey. "
Doruk kolunu uzatmış bende üstüne yatmıştım. Put gibi dikiliyordum yatakta, biriyle yatmaya alışık değildim. Garipsemiştim.
"Sarılacak mısın? "
Gülümseyerek Doruk'a baktım ve yan dönüp doruk'aa sarıldım.
İkimizde sustuk,
Doruk uyumuş diye düşünürken,
"Saçların çok güzel kokuyor Ece. Bu kokudan hiç ayrılası gelmiyor insanın. "
Bişey demeden sadece daha sıkı sarıldım. Bacağına dikkat etmeye çalışarak hareket ediyordum.
Sabah Uyandığımda saat 10'du.
Kalkıp yüzümü yıkadım. Doruk'un uyanmamasına dikkat ederek, odadan çıktım ve doğruca mutfağa koştum.
Ne derler 'erkeğin kalbine giden yol boğazından geçer. '
Bir kaba yumurtamı kırıp işe başladım, güzel bir krep harcı yaptım tek tek pişirdim. Bide Doruk menemen sevdiği için menemen yaptım. Domates salatalık doğradım ve masaya kahvaltılıklarıda koydum. Doruk'unda kahvesini bardağa boşalttım ve mutfaktan çıkacak ken arkamda bana hayran hayran bakan Doruk'u görmemle olduğum yere çivilendim.
"Menemen soğuyacak ama. "
Doruk'a doğru koşup yürümesine yardım ettim. Kahvaltımızı güzelce yaptık. Etrafı topladım.
İlkeye mesaj yazdım,
'Yurtta mısın? '
'Evet, sen nerdesin? '
'Yurtta da aç bakiyim kapıyı koridorda biri falan varmı? '
'Ne diyorsun Ece yine ne yaptın? '
'Uzatmada bak hadi biri varsa yaz bana'
' Tamam'
'Yok biri, gelde ne oldu anlat'
'Tamam birazdan geliyorum. '
"Doruk akşama Eren'in doğumgününe geleceksin dimi? "
"Gelicem de ben hediye işini unuttum ya, neyse ayarlarım bişey. "
"Tamam ben gideyim zaten Ediz gelir birazdan, "
"Ediz değil Başak gelecek"
"Ne dedin sen ne desin tekrar söyle,"
"Şaka yaptım da bu kadarda kıskanılmaz be. "
" Bişey olursa ara. "
Kapıyı açtım,
"Selam yenge, "
"Yenge demek bana! "
Hızlıca odama geçtim ve üstümü değişip ilke'nin odasına geldim.
"Ee anlatmaycak mısın? Ayy yoksa Doruk çıkma teklifimi etti"
"İlke biz sanırım sevgiliyiz"
"A daha alarm çalmamış, keşke uyanmasaydım ne güzel rüya görüyodum. Sen ve sevgili , aşk? "
yanıma gelip ateşime falan bakmaya çalıştı.
"Bilmiyorum bir anda oldu sevgili gibiyiz. "
"Gibiyiz? Kızım gibisi falan yok seviyon mu sen bu çocuğu, köpek gibi, o seni seviyor mu? Hemde nasıl, ben ilk günden anlamıştım zaten?
"öylemi diyorsun. "
"Ayy şaka gibii. Bir dakika ya şimdi senin sevgilin var ve ben sap mı kaldım. Nası ya normalde tam tersi olurdu. "
"Ay ilke valla bir günlük gülme kotamı doldurdun resmen, hadi sende hazırlan da çıkalım. "
"Hemen hazırlanıyorum. "
Odama geçtim elbisemin poşetini aldım ve arabanın anahtarını alıp çıktım. İlke'de zaten kapıdaydı. Otoparka inip arabaya bindik yoldan Damla ve Gizem'i alıp kuaföre doğru yola çıktık.
Damla her zaman ki gibi enerjik ses tonuyla,
"Ya müzik falan açsanıza ne bu böyle. "
"Hemen açıyorum, "
Arabanın şarkı listesinsen oynak bi şarkı bulmaya çalıştım.
"İlke sen bulsana, araba süremiyorum bakarken. "
"Tamam dır. "
İlke biraz aradıktan sonra,
İsmail YK'dan 'bomba bomba. Com'şarkısını açtı.
Ardından şarkılar şarkıları kovaladı ve kuaföre geldik.
Hepimiz artı arda koltuklara oturduk ve istediğimiz saç stillerini kuaföre anlattık.
"Nasılsın? "
"İyiyim.nerdesin sen? "
"Kuafördeyiz."
"Güzel, bu arada hediye olarak ne alsam, ne sever ki? "
"Eren peluş lara bayılır, hatta küçük peluş ayılar koleksiyonu bile var"
"Tamam yattı kafama bu iş. Yurda gelecek misin? "
"Direk kafeye geçicem? "
"Desene öğleye kadar bekliyeceğim. "
"Doruk ya. "
"Ne Doruk ya, neyse Başak geldi görüşürüz. "
"Haha çok güldüm. Getirtme beni oraya. "
"Gelsene."
Görüldü atıp telefonu kapattım.
Kuaföre geleli baya zaman olmuştu.saçlarımız bitmiş makyaja geçilmişti.
Ben simli ve mavi bir göz makyajı ve hafifde bir makyaj istemiştim.
Hepimizin oturmaktan bir yerleri şişmişti,
Üstümüzü kuaförde ki kabinler de değişmiştik.
Kuaför,
"Hepiniz de ne kadar güzelsiniz, "
"Ellerinize sağlık çok güzel oldu saçlarımız da makyajımız da. "
Tabi hepimiz kasada tek tek şaşkınlık krizi geçirdik. Ama gerçekten çok güzel olmuştuk.
İlke,
" Aa Uraz gelmiş, "
"Kim söyledi ki burda olduğumuzı."
Gizem lafa girdi,
"Uraz nerdesiniz gelip alıyım diye sordu ben gelmene gerek yok dedim ama illa da sorunca söyledim."
Neden ısrar etmişti ki?
Uraz'ı görmek istemiyordum bir kaç gün daha, çünkü tonla soru sorucaktı.
Neden bana söylemedin de Doruk'a anlattın?
Şimdiye kadar bize neden söylemedin.
Bunun gibi tonla soru.
"Selam."
"Ece gelsene bi, "
Al başlıyoruz.
"Geliyim, " deyip yalandan sırıttım. "Efendim Urazcım, "
"Neden tek çıkıyorsunuz dışarı, beni neden aramadın? Tamam o adam sana bişey yapamaz ama ailesi ters çıktı, "
"Ters derken, nasıl yani? "
"Doruk anlatmadı mı? Bunlar bildiğin aşiret. Bir müddet tek çıkma dışarı. "
"Vay be aşiret demek, bende diyorum bu para nerden geliyor. "
"Ece ben ne diyorum sen ne diyorsun. Neyse hadi binin arabaya, anahtarı alıyım. "
Anahtarı Uraz'a verdim. Açıkçası aşırı şaşkındım. Çünkü hiç bir soru bile sormamıştı.
Saat bir buçuk civarlarında kafedeydik. Ve parti 3'teydi.
Gizem, "Eren'i aradım saat tam üçte burda, hiç bişey anlamadı. Dedim ki, doğumgünün gel beraber yemek yeriz oda tamam dedi. "
"Valla her şey tamam, son kez kontrol ettim, "
Konuştuktan sonra kapıya yürüdüm ve dışarı çıkıp Doruku aradım,
"Gelmiyor musunuz? Nerde kaldın? "
"Çen beni özledin mi çen he? "
" Çockulaşmak Doruk! "
"Tamam be, geldik sayılır. Benii çok özledin dimi? "
"Hıhı çook. "
"Özle tabi. "
"Neyse tamam tamam kapatıyorum."
"Görüşürüz"
Telefonu kapatıp kapıya doğru döndüm ki arkamda kapıya yaslanmış bekleyen Uraz,
Bakmadan içeriye giriyorum ki,
"Şeviyorsunuz dimi birbirinizi? "
"Uraz yapma lütfen! "
"Ece sandığım gibi bişey yok artık, yani nasıl desem, anladım artık bizden olmaz diye,"
Sustum çünkü diyebileceğim bişey yoktu.
"O gün fark ettim, Doruk senin için her şeyi yapabilecek biri, aşiret çocuğu olduğunu bile bile gitti dövdü adamı.Sakın onun seni üzmesine izin verme olur mu. "
"Uraz sen çok iyi kalpli bir insansın, en iyi arkadaş olabilirsin. "
"Beni bırak sen, bak kim geldi. "
Arkamı döndüm, ama şaşkınlığım yüzüme tokat gibi çarptı.
"Tüm yakışıklılığı ile Doruk bana doğru yürüyordu. Bir an kalbim hızlandı.
Ediz Doruk'un koluna girmiş yürümesi için yardım ediyordu.
Yanıma geldi , ve bana doğru eğilip kulağıma tüm erkeksi sesiyle.
" çok güzel olmuşsun yavrum. "
"Sen krolaştın sanki. "
"Seni görünce ayarlar oynuyor güzelim . "
"Laflara gel. "Doruk Ediz'e konuşmamızı böldüğü için ölümcül bir bakış attı ve sonra sırıtarak bana döndü.
Ediz,
"İlkede burdamı yenge. "
"Ediz eğer içerde bana yenge dersen varya bitersin. Bir dakika bir dakika sen niye ilke'yi sordun ki, Ediz yoksa? "
Cavabımı alamadan içeriye girdik, ama sezdim ben bişeyler var.
"Eren yazdı 5 dakikaya burda, ışıkları kapatalım. "
Hepimiz bir yere oturduk ve ışıkları kapatıp beklemeye koyulduk.
Eren gelince Gizem gidip kapıda gözlerini kapattı ve Eren'le birlikte içeri girdi,
"Sürpriz, "
"Ya siz... Siz müthişsiniz... Her sene bugün , çok seviyorum hepinizi. "
Herşey pir parti nasıl olabilirse öyle geçti,
Sıra benim hediyeme gelmişti,
Eren hediyeyi açtı ve gelip bana sarıldı.
"Sen bitanesin, çok teşekkür ederim. "
"Asıl ben teşekkür ederim arkadaşımız olduğun için. "
Eren formaya hayranlıkla bakıyorken, eline Doruk'un hediyesini aldı ve açmaya çalıştı,
Kutudan küçük kanarya peluşu çıktı.
"Eklendi kokeksiyona bir tane daha, koleksiyonumun en özel parçası olacak, teşekkür ederim. "
hediye faslı bitince , şarkı açtılar ve herkes delice dans etmeye başladı.
Ben Doruk'u yanlız bırakmamak için kalkmamıştım.
"Ediz'le ilke'nin arası da baya iyi,"
"Bende fark ettim, kesin bişey var. "
"Onları bırak da, biz? "
Biz..
✨yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın... İyi okumalar✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHSIZ AŞKIN KURBANLARI
Teen Fiction𝘒𝘪𝘮 𝘣𝘪𝘭𝘦𝘣𝘪𝘭𝘪𝘳𝘥𝘪 𝘬𝘪 𝘨𝘪𝘻𝘭𝘪𝘤𝘦 𝘨𝘪𝘵𝘵𝘪𝘬𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰 𝘢𝘳𝘢𝘣𝘢 𝘺𝘢𝘳ı𝘴̧ı𝘯ı𝘯 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘣𝘪𝘳𝘪𝘯𝘦 𝘣𝘢𝘨̆𝘭𝘢𝘺𝘢𝘤𝘢𝘨̆ı𝘯ı. 𝘉𝘪𝘳 𝘱𝘳𝘰𝘫𝘦 𝘰̈𝘥𝘦𝘷𝘪𝘯𝘪𝘯 𝘬𝘢𝘭𝘱𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘥𝘦𝘬𝘪 𝘣𝘰𝘴̧𝘭𝘶𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘥�...