"Elenirsen bitti mi? Ne demek istiyor ki? "
"Bir dakika ya, sezon beş maç olarak planlanmıştı nasıl 3. Maç son maç olabilir ki? "
"Kesin bişey oldu, "
"Sana ne yazmışlar göster bakiyim, " telefonumu Doruk'a çevirdim, okudu.
"Bitti mi? Gerçekten anlayamadım, bi anda herşey değişti. "
"Artık yarın öğrenicez. "
"Aynen, "
Projemizi bitirmiştik , sonra havadan sudan sohbet etmeye başlamıştık.
"Oo saat geçmiş ben kaçsam iyi olucak. "
Saat neredeyse bire geliyordu. Doruklayken zaman su gibiydi, onunla sanki her şey daha bi ayrı güzel oluyordu.
"Doruk, "
"Efendim , "
"Okulda kimse bilmesin olur mu?"
"Neyi"
"İşte... Sev-sevgili olduğumuzu. "
"Hee.Niye bilmesinler, bilsinler de o sana yavşayanlar bi bitsin artık. "
"Doruk ya, söz dimi. "
Elini göğsüne vurup dudağıyla bir hareket yaparak 'bende' der gibi bişey yaptı.
"Söz ama, "
"Ne ama? " işaret parmağıyla yanağını gösterdi,
Önce biraz durdum, sonra yaklaşıp doruğun yanağını öptüm ve çekildim.
Doruk'ta küçük bi çocuk gibi sırıtarak bana döndü.
"Bu arada cumartesi akşamı yemek yiycez, ne çıkma teklif edebildim nede başka bişey bende yemekle telafi ederim diye düşündüm. "
"Çok incesiniz Doruk bey, teşekkür ederim davetiniz için. "
"Bi daha öpsene. "
Çocuk gibi dudak büzdü.
Yaklaşıp diyer yanağını öptüm.
"Üf alışıcam ama, "
"Alış. "
"Ya Ece, gidiyorum ben yoksa dayananıycam, senin yanında aynı küçük çocuk gibi oluyorum. "
"Ee biz aslanıda yanımızda kedi yaşmasını biliriz koçum. "
İkimizde büyük bi kahkaha patlattık.
Odasına kadar yürümesi için Doruk'a yardım ettim.
Odama geçip hızlıca duş aldım , dişlerimi fırçaladım ve yatağa girdim, yatar yatmaz da uyudum.
Sabah erkenden kalktım ve okul için hazırlandım. Bu gün hava güzeldi, güneş tepede parlıyordu.
Dolabımdan kısa kot bir etek bir tanede kısa mavi gömlek çıkardım.
Saçlarımı ve makyajımı yapıp odamdan çıktım. İlke'nin kapısını tıklafım ama açılmadı, bende telefonumu çıkarıp mesaj yazdım,
"Yine nereye kayboldun acaba? "
Doruk'un odasına doğru yürüdüm kapıyı tıklayacaktımki kapı açıldı,
"Günaydııınnn."
"Günaydın günaydın. "
Doruk üstten aşağıya beni bi süzdü.
"Çok güzel olmuşuz yine, tabi olmamak elde değil"
"Doruk! "
"Yaa... "
Kız sesi çıkararak taklit etmişti.
Otoparka inip benim arabama bindik.
***
Belli olmasın diye yanyana oturmak yerine eskiden nasıl oturuyorsak öyle oturduk.
Ders bitince Doruk'un yanına gitmek için eşyalarımı topladım,
"Ece, "
Kimin seslendiğine bakmak için arkamı döndüm.
Merveyle göz göze geldik, yalandan sırıttım. Sınıftaki en gıcık, en egoist, en narsist insandı. Beni yanına en fazla notları istemek için falan çağırırdı.
"Gelsene Ece, "
"Geliyorum."
Yalandan sırıtarak yanlarına gittim.
Merve 'nin yanında aynı onun gibi olan "kankişi" vardı. Yani o kankiş diyordu .
"Efendim Mervecim. " cim demiştim çünkü kendisi herkesle böyle konuşuyodu,
"Ya Ececim şey diycektim. Sen şu yeni çocuk, Doruk'la yakınsın dimi. "
'Sakın ol Ece, sakın ol, '
Ben biliyorum bu cümlenin sonrasını ama yinede sakin kalıp dinliycem.
Bi anda soğuk bi ifade takındım ve konuşmaya başladım,
"Yakınım, evet yani baya yakın arkadaşım. Ne diycektin sen? "
" baya yakınsa daha kolay olur. Şey... Bana Doruk'u ayarlasan... Yani. "
"Kusura bakma Mervecim, hiiiç çöpçatanlık yapamam. "
"Ya Ececim, deme öyle en azından sorsan ondan hoşlanıyor musun? Diye falan, lütfen ne istersen veririm. "
"Malesef canım belki kendin sorabilirsin. "
"Ya ama Ece sen şimdi baya bize mani oluyosun, zaten oda beni seviyor görüyorum kaçamak bakışlar atıyo bana. Hadi lütfen ne istersen yaparız "
"Kaçamak bakışlar atıyo demek. Tamam ama ne istersem yapıcaksın. "
"Ayyy birtanesin Ececim. "
Sarılmak için yaklaştığı da geri çekildim.
Bakalım Doruk bey kaçamak bakış olayına ne diyecek. Merakla bekliyorum.
"İsteğimi söyliyim o zaman, ben sorarken siz iki sıra önde oturun ve dinleyin. Hem kendin duyman daha iyi olur, dimi Mervecim. "
"Tek isteğin bu olsun Ececim. Sen çık biz sonra çaktırmadan gelelim. "
Hızla Doruk'un yanına gittim, arkamdan da gıcık ikili geldi, onlar oturunca başladım konuşmaya,
"Doruk bi baksana, "
"Efendim, "
"Şey senin hoşlandığın biri varmı, bana söylemediğin falan. "
"Ne diyosun kızım, var tabi. "
Bunu alaycı tavırla söylemişti, ne yaptığımı anlamış gibiydi.
"Aa var demek, yoksa şu derste baktığın kızmı, "
Doruk ders boyu beni izlemişti bu yüzden bilerek bu soruyu sormuştum.
"Sende iyi gözlemci çıktın e, aynen o kız çok güzel değilmi, sarı saçları, kahverengi gözleri... "
Doruğa ne yaptın? Der gibi baktım iki sıra önde oturan Merve hızla bize döndü,
"Sarı saç, kahverengi göz mü? Ama... Bunlar. "
Doruk gülerek lafa girdi,
"Ay yoksa sendemi çok seviyorsun Zeynep'i? "
Merve bi anda sona kaldı
"Zeynep kim be? "
"Nası ya bilmiyormusun, Zeynep. Farah zeynep Abdullah. Çok güzel kadın ya. "
"Ay bende başka bişey sandım, neyse biz gidelim bari, yürü irem. "
Doruk'a döndüm,
"Farah zeynep he, mükemmelsin. Tebrik ediyorum. "
"Ya ne varya eğleniyoruz şurda, görmedin mi kızın ifadesini nasılda kafayı yedi. "
Doruk delirmişcesine gülüyordu.
"Aa yeter gülme artık. Hadi kalk Sinan hoca nın yanına gidelim. "
"Hı, ne... Tamam gidelim. "
Hala gülen Doruk'u kolundan tutup kalkması için çekiştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜNAHSIZ AŞKIN KURBANLARI
Teen Fiction𝘒𝘪𝘮 𝘣𝘪𝘭𝘦𝘣𝘪𝘭𝘪𝘳𝘥𝘪 𝘬𝘪 𝘨𝘪𝘻𝘭𝘪𝘤𝘦 𝘨𝘪𝘵𝘵𝘪𝘬𝘭𝘦𝘳𝘪 𝘰 𝘢𝘳𝘢𝘣𝘢 𝘺𝘢𝘳ı𝘴̧ı𝘯ı𝘯 𝘰𝘯𝘭𝘢𝘳ı 𝘣𝘪𝘳 𝘣𝘪𝘳𝘪𝘯𝘦 𝘣𝘢𝘨̆𝘭𝘢𝘺𝘢𝘤𝘢𝘨̆ı𝘯ı. 𝘉𝘪𝘳 𝘱𝘳𝘰𝘫𝘦 𝘰̈𝘥𝘦𝘷𝘪𝘯𝘪𝘯 𝘬𝘢𝘭𝘱𝘭𝘦𝘳𝘪𝘯𝘥𝘦𝘬𝘪 𝘣𝘰𝘴̧𝘭𝘶𝘬𝘭𝘢𝘳ı 𝘥�...