🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈🌈
Jimin, Jin hyung'u zorla ikna ederek bir kaç yıkdan beri beslediği kediyi görmeye gelmişti. Arabadan inip hyung'una beklemesini rica edip ara sokağa gitmişti.
Her yerde kedisini ararken duyduğu ses ile adımlarını durdurmuş ve sesleri dinlemeye başlamıştım.
Yoon; Senin sahibin yok mu minik kedicik hm~?
Kalın sesli adamı dinlerken istemsizce gülümsemiştim.
Hafifçe duvarın arkasından kafamı çıkarıp izlemiştim onları.
Kedinin kafasını severken bir yandan da aegyo yaparak onunla konuşuyordu.
Adama dikkatlice baktığımda bir polis oldunu görmüştüm. Yutkunup sessizce uzaklaşmaya çalıştım ki.
Birisinin beni duvara itmesi sertçe duvara çarpmıştım. Saçımdan tutup çekmişti kafamı kendine. Duvarın aeasında daha çok sıkıştırmıştı bedenimi.
Eun; Ne güzel bir erkek bu böyle!
Sam; Gökten inmiş bir melek olabilir mi acaba.
Eun; Baksana ne kadar güzel. Tadı da kendisi kadar güzel midir?
Mark; Denemeden anlayamayız.
Mark; Bence direkt mekana götürelim bulmuşuz fıstık gibi oğlanı!
Kırk yaşından büyük olan dört kişi vardı. Cebimden çıkardım bıçağı adamın aletine saplayıp ters çevirmiş ve sert bir yumruk atmıştım bağaran adana. Saçlarım dönerken yolunduğu için canım acımıştı fakat bu bağırtılara değerdi.
Yanlarında ki adamlara da saldıracakken polis koşarak yanımıza gelmişti. Lanet olsun bu adam tamamen aklımdan çıkmıştı.
Elimdeki bıçak düşerken şokla polise bakmıştım.
Yoon; Sen kimsin lan! Yoksa...
Önce geri geri yürümüş, arkamı polise dönüp son hızla koşmaya başlamıştım.
O ise silahını çıkarıp ardımdan ateş etmeye baslamıştı.
Sokak arasına girip daha çok hızlanmıştım ki tam o sırada Beomgyu görüş alanıma girmişti.
Yanından geçerken elini tutup ardımdan sürüklemeye başlamıştım. Önce ne olduğunu anlamasa da arkamızdan gelen polisi görmesi ile bana ayak uydurup, Jin hyung'un arabasına doğru ilerlemeye başlamıştık.
İkimiz de arabaya son anda binip kapıyı kapatmıştık.
Jin hyung, arabayı çalıştırıp hızla mekana sürmeye başlamıştı.
Beom; Çok yakındı ha...
Jm; Hem de nasıl.
Jin; Size dikkatli olun demiyormuyum ben!?
Jm; Üzgünüm hyung... Bir kaç bunak beni kenara sıkıştırınca polisi unuttum.
Jin; Öldürdün mü bari?
Jm; Sıkıştıran adamın şeyine bıçak sapladım hyung.
Jin; Afferin benim yavruma.
Beom; Ay iyice anne oldun hyung~~
Jin; Kes sesini velet!
🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐈⬛🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥🐥
Seul karakolu saat 19:27;
Namjoon- Bu kadar yakınken nasıl yakalayamadın Yoongi!!
Yoongi- Bir süreden sonra iki kişi oldular Namjoon! Yanımda sadece 4 mermi ve silahım vardı çünkü daha fazla almak yasak!
Chan- En azından birinin parmak izleri var.
Yoongi- O deli de oradaydı.
Yeonjun- Hangi?
Yoongi; Testereli bıçak kullanan. Şapkalı, maskeli ve siyah uzun saçlı, elinde testereli bıçak tutan bir adam vardı. Sadece bana bakarken gözlerini gördüm.
Yeonjun; Ee?
Yoongi; Diğerinin birini yüzü ortadaydı.
Chan; Nasıl gözüküyordu?
Yoongi; Küçük gözlü, dolgun dudaklı, minik burunlu sevimli bir oğlandı. Rahatça masum bir çocuk gibi davranıp insanları kandırabilecek kadar da tatlı.
Joon; Keşke çocuğu inceleyeceğine öldürseydin.
Yoon; Adamlar sarhoştu. Birisi arkasından güzel çocuğu kaçırdık Eun diye bağırdı.
Belli ki bu sefer görevde değildi. Büyük ihtimal adamlar tecavüz girişiminde bulundu fakat bu onları öldürme şansı vermezdi. Yani iki türlü de suçlu.Chan; Peki sonuçlar geldi mi?
(Çaktırmayın çabuk geliyor bea)
+(Saçtan kim olduğu bulunabiliyor.)Joon; Evet test gelmiş. Adı Park Jimin fakat... 6 sene önce kaybolduğu yazıyor.
Yoon; Nasıl yani?
Joon; 6 sene önce kaybolmuş. Babası, annesini ve ablasını öldürmek suçu ile hapse atılmış.
Chan; Belki katil olmasının bir nedeni de budur hm?
Yeonjun; Bu bir neden değil Chan. Hiçbir olay sizi katil yapmaya itemez. Sizin canınız yanıyor diye başkalarının da canını yakamazsınız.
Joon; Yarın Park Jimin'in babası ile konuşmaya gideceğiz. İyi dinlenin. Özellikle Yoongi. İki katil ile burun buruna geldin. Büyük bir tehlike atlattın. İyi akşamlar hepinize.
....
🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡🍡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"Seri katil" BTS x SKZ x TXT
FanfictieKimsenin yakalayamadığı Bangtan çetesi ve hayatını onları bulmaya adamış polisler.