0.6

2K 491 455
                                    

210 oy, 275 yorum

Masasında oturarak sol elindeki kağıtları incelerken aynı zamanda sağ ayağını durmadan sallayan savcı, tam karşısında oturan stajyerinin gerginlikten dudaklarını dişlemesine sebep oluyordu. Odanın içi Seungmin'in salladığı bacağına paralel bir şekilde masaya vuran işaret parmağının çıkardığı rahatsız edici ses dışında oldukça sessizdi. Öyle ki Joyeon, odanın içindeki büyük saatin salise ibaresinin ilerlerken çıkardığı sesi duyabiliyordu.

Seungmin bugün tam anlamıyla patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Hwang Seung Ho davası kapandıktan sonra Chan'ın yaptığı, halkın oldukça ilgisini çeken yayını izlemiş ve yayıncıya olan nefreti olabilirmiş gibi artmıştı. Üzerine bir de onu kandırıp küçük düşürmesi Seungmin'in aklına geldikçe delirecekmiş gibi hissediyordu. Eh, bu gazaptan Joyeon da payını almıştı tabii.

Şimdi incelediği şey ise yeni davasının dosyaları ve kabataslak bilgileriydi. Çatılı kaşları başını ağrıtmaya başladığı sıralarda telefonuna gelen bildirim sesiyle masanın üzerindeki cihazı sağ eline aldı ve kontrol etti. Hyunjin'den gelen bir mesajdı, olay yeri arama izni hazırdı. Seungmin ayaklandığında Joyeon irkilse de çabuk toparlanmış ve odadan çıkan savcının peşinden koşar adım takibe başlamıştı. Sarı saçlı, ofisinin olduğu binadan çıktıktan sonra arabasına bindi ve emniyet kemerini taktı. Bu sırada stajyeri de yerleşmişti yanına.

Telefonundan az önce Hyunjin'in attığı konumu incelerken kaşları çatıldı çünkü oldukça işlek bir caddeydi, özellikle de geceleri. Ayağını gaza biraz daha bastırdı ve hızlanarak yanmakta olan yeşil ışığı geçti. Çok geçmeden de olay yerine varmışlardı. Savcı, arabayı park edip aşağı indiğinde çoktan etrafın kalabalıklaştığını görmüştü.

"Sayın Savcı'm belediye başkanının bu olayla ilgisi ne?"

"Karısını aldattığı doğru muymuş? O yüzden mi öldürmüş kızı?"

Onu gören gazeteciler anında etrafına toplansa da Joyeon, yapabildiği kadar uzaklaştırmaya çalışıyordu onları. Seungmin kimseye cevap vermeden, sarı ve kalın şeritleri kaldırıp altından geçtikten sonra kapıdaki polislere kimliğini göstermiş ve içeri girmişti. Anında yüzüne çarpan ekşi alkol ve sigara dumanı kokusu suratını buruşturmasına sebep olurken dar koridordan ilerleyip ana kısma geldi. İçeride etrafın fotoğrafını çeken olay yeri inceleme ekibi vardı. Seungmin, az ilerde gördüğü bedene doğru yürüdü. "Ceset?" diye sordu eline eldivenlerini giyerken.

Minho, elini öne doğru uzatıp ona yol verdiğinde Seungmin de galoşlarını ayağına giymeyi bitirmişti. Minho'nun gösterdiği gibi gece kulübünün arka kısmına doğru ilerledi. Burada VIP odalar bulunuyordu. Kırmızı kadife kumaşla duvarları kaplı odalardan birine girdiler. Seungmin, gördüğü manzarayla yüzünü buruşturmasına engel olamadı. Etraf zaten dar olduğu için içerideki olay yeri inceleme ekibinden birkaç kişi dışarı çıkmış, savcı ve başkomisere yer açmışlardı.

Savcı; yine kırmızı, duvar boyunca yatay ilerleyen koltukların üzerinde sırt üstü yatan bedene yaklaştı. Uzun kahverengi saçlı bir kızdı, üzerinde mini siyah bir elbise vardı. Herhangi bir yerde kan yoktu. Savcının gözleri, kızın boğazındaki kırmızı ize kaydığında muhtemelen boğularak öldürüldüğünü düşündü. Biraz daha üste baktığında cesedin çenesini tuttu ve biraz aşağı çekti. Dudaklarının kenarlarında ufak ufak kan sızıntıları vardı.

Cesedi bırakıp ayaklanacakken bakışları yerde biraz ötede parlayan bir şeye değdi. Hafifçe uzanıp eline aldığında sert bir kristal parçasına benzediğini gördü. Gözleri tekrar cesedi buldu ve herhangi bir takı takıp takmadığını kontrol etti. Elindeki bu taş parçası, kızın üzerindeki takılarla uyuşmuyordu.

Law with Passion/SeungchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin