Yine bir aradan sonra buradayım. Bölüme başlamadan önce, biraz içimi açmak istiyorum. Çünkü gidip de bunu anlatacak samimiyette bir arkadaş çevrem yok maalesef. Burası ve ne kadar çok fazla kişi olmasak da, siz hatta yorumlarınız, beni ayakta tutmak için büyük bir etken. Bu yüzden yazmayı seviyorum. Yazmak ve bu sayede birileriyle aynı acıyı yaşayıp hep birlikte toparlanmak, kesinlikle iyileştiriyor.
Bir ay önce 2 yıllık ilişkim bitti ve aslına bakarsanız barışacağımıza her şeyimle de emindim. Seven insan her şeye, her sert koşula rağmen sevdiğinin elini bırakmazdı çünkü. O bıraktı ama ben ittirilmediğim sürece onun elini tutacağıma söz vermiştim. Hem de ne olursa olsun... İlişki içinde verilen sözleri, ilişki dışında bile tutan kişi bendim. O elimi, bana o kadar umut yüklemesine rağmen bıraktı hatta arkasına bile bakmadı ama ben ittirilene kadar elini hiç bırakmadım. Bu yüzden vicdanım rahat. Sonunda ittirildim ve biraz düşünmek için zaman ayırdım kendime.
Hayat, evin olan insanların hayatından yok olup silinmesini de içinde barındırıyor. Buna gerçekten alışılmalı ama haklı olarak zaman da gerekli. Hayaller kurarsın, umutlar yüklersin, tüm kötü şeylere sonunda o kişi olduğunu bilerek göğüs gerersin ama işin sonunda hiç de umduğun gibi olmaz. Kalkıp baktığında o kişinin çoktan gittiğini görürsün. Oysa sen ne kadar çabalamışsındır ona ulaşmak ve güçlü olabilmek için. Bazen verdiklerimizin çeyreğini bile alamayız ama bu konumda bile aynaya dönüp kendinin değerli olduğunu hatırlamak gerekir. Zor da olsa her şey geçiyor, acı verse de bir süre sonra sadece anı olarak kalıyor. Hayat ciddiye almak için ne kadar kısa olsa da bazen sadece verilen küçük bir çiçek tüm hayatın olabiliyor. Belki tutunacak dalın oluyor hatta. Ama eninde sonunda her şeyi arkanda bıraktığın o gün, öncesinden kat kat güçlü oluyorsun.
Çok uzattım. Burada olan herkese de teşekkür ederim. Her şeye rağmen gülümseyelim ve gülüşlerimiz yüzümüzden eksik olmasın. Benim okuyucularıma olan sevgim, kıymet bilmeyen herkese verilen sevgiden daha çok. Her yaramızı birlikte saralım. Buraya kadar okuduysanız da teşekkür ederim. İyi okumalar!
🦊🦊🦊
Bölüm Şarkısı: Nova Norda- Kuzeye Kaç!
..
Elimde Kuzey'in gönderdiği kağıtla, bir ormanın başında duruyordum ve tekrar okumak için kafamı elimde tuttuğum kağıda eğdim.
"Kuzeyi bul kuzeye kaç, kuzeyini bul ve gözünü aç!"
Kafamı kaldırıp okuduğum yazıyı sesli bir şekilde bir daha söyledim.
Ormanın içine girip ilerledim. Nereye gideceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu ama ayaklarım beni nereye götürürse oraya gidiyordum. Bir süre sonra ormanın gerçekten de ortasında sayılabilecek bir yerdeyken durdum ve nereye gittiğimi sorgulamaya başladım kafamın içinde. Gözlerimi kapattım, derin bir nefes aldım ve gerçekten burada ne yaptığımı düşündüm.
"Ne işim var benim burada ya!?"
Arkamdaki çalılardan gelen sese dönüp baktım. Kalbim ağzımda atıyordu ve kalbimin sesinin ormanın içinde bile yankılandığına emindim. Bu sefer sağ tarafımdan gelen sese ve ardından solumdan gelen sese ani bir şekilde döndükten sonra kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. Tekrar derin bir nefes aldığımda arkama bile bakmadan koşmaya başladım.
Bir süre koştuktan sonra durup hızlı nefeslerimi sakinleştirmeye çalıştım. Nefesimin toparlandığına emin olduğumdaysa kağıtta yazan cümleyi, dışımdan tekrar ettim.
"Kuzeyi bul, kuzeye kaç, kuzeyini bul ve gözünü aç!"
Arkamdan bu sefer adım sesi geldiğine emindim. Tekrar hızla koşmaya başladım. İlerde takıldığım taş yüzünden yeri boylamıştım ve artık bunlar sinirime dokunmaya başlamıştı. Elimin üzerinde olduğu toprağı avuçlayıp fırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM (kuzgunleşe)
Teen Fiction"Minelya, kolum uyuştu abim. Saat de geldi zaten kalk artık!" dedi Barlas abim. "Kolun umrumda değil." "Senin okulun benim umrumda ama. Gece boyu kolumun uyuşmasına sebep olduğun için seni okula göndererek intikamımı almam lazım." "Neden sevgilin ol...