Hava kararmıştı. Islık sesi arkamızdan geldiği için Pamir abim ayaklandığı gibi önce beni sonra da İlayda ablayı arkasına aldı. Kuzey ıslık sesine doğru adımladığında ben Belinay'a bakıyordum. Gerçekten korkmuş görünüyordu. Tam seslenip yanıma çağıracağım sırada Batuhan benden erken davrandı ve Belinay'ın önüne geçti.
"Çok acil bir şey olmadığı sürece hareketlenmeyin." dedi Mustafa abi Pamir abimin yanına geçerken.
Islık sesi bize yaklaşırken karşımıza 1.80 boylarında, geniş omuzlu, esmer, yaşı bizden gayet büyük duran bir adam çıktı.
"N'aber Kuzgun kaçakları? Sahibiniz sizi bekliyor." dedi gülümserken.
Önümde duran Pamir abimin kolunu sıktım. Abim bana bakıp kafasını bir kez aşağı indirirken rahatlamamı amaçlıyordu ama Kuzgun kelimesi sadece bir cümlede geçtiğinde bile korkudan titreyecek seviyeye geliyordum.
Pamir abim adama vurmak için adımlayıp suratına yumruğunu indirdiğinde adam sendeledi ve kafasını kaldırırken belinden silahını çıkarıp bize doğrulttu.
"Bu kadar psikopatın içine sadece yumruklarımla geleceğimi mi düşündünüz cidden?"
Pamir abim geri adım atıp beni iyice arkasına alırken ben de onun önüne geçmek istiyordum. Çünkü ona bir şey olması demek benim ölmemle eşdeğerdi.
Önce saçımı topladım, sonra da arkamda duran İlayda ablanın elinde tuttuğu siyah eldivenleri alıp ellerime geçirdim.
"Sakin olun, şimdilik tek hedefim Belinay. Alıp gitmeme izin verirseniz size dokunmam. Sokakta büyüyen çocukların ne kadar bencil olduklarını çok iyi biliyorum."
"O bencillik senin bildiğin gibi bir şey değil." dedim gülerek. "Birbirimize karşı ne kadar bencilsek, sizin gibi itlere karşı da birbirimize bir o kadar vefalı davranıyoruz. Sahibin sana bunu öğretememiş sanırım."
"Bu kızı susturacak mısınız yoksa Belinay yerine onu mu götüreyim?"
"Olur." dedim tereddüt etmeden.
"NE DİYORSUN MİNELYA!?" diye bağırdı abim.
"En azından biriniz bana güvenin olur mu?" dedim fısıldayarak.
"İzin vermeyeceğimi çok iyi biliyorsun."
"İzin almayacağım." dedim ve önümüzdeki adama döndüm. "Üç dediğimde koşmazsan ikimiz de büyük patlarız haberin olsun."
Gözlerim Kuzey'e döndüğünde bana gülümsedi. Kuzey abimi tuttuğu gibi 'ÜÇ!' diye bağırıp koşmaya başladım.
"LAN KUZEY! SENİ ÇOK FENA DÖVECEĞİM!"
Adam peşimden koşarken muhtemelen Kuzey ve Mustafa abi, abime karşı birleşmişlerdi ve üçü birlikte kavga ediyorlardı. Bu anı görmeyi çok isterdim ama artık bir dahaki sefere...
Arabaya bindiğimizde Pamir abim ikisinin de elinden kurtulmuş arabaya doğru koşuyordu ama çok geçti. Çünkü önümdeki adam çoktan gaza basmış ilerlemeye başlamıştı bile.
Arabada sadece iki kişiydik. Arka koltukta oturuyordum, kendi ayaklarımla Kuzgun'a gidiyordum. Hem de Belinay için... Hayat bazen, yaptığı oyunlarla çok fazla şaşırtıyor. Ama bu hayat benimle oynadığının farkında değil.
Cebimden çıkardığım cam parçasını sürücü koltuğunda oturan adamın boynuna sapladığımda yüzümün birazına ve arabanın sağ camına kan sıçramıştı. Araba önümüzdeki ağaca çarptığında ileri doğru yalpaladım. Adamın hala hareket ettiğini gördüğümde cam parçasını boynundan çıkarıp tekrar sapladım. Etrafa biraz daha kan bulaştığında adamın nabzını kontrol ettim. Atmıyordu. Gülümsedikten sonra arabadan indim. Cam parçasını tekrar cebime koydum ve koşar adım ilerlemeye başladım. Tahmin ettiğimden daha çok uzaklaşmıştık. Bir süre sonra kaldığımız harabeye geldiğim de Pamir abimin bağırma sesleri geliyordu. Ve İlayda abla onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM (kuzgunleşe)
Fiksi Remaja"Minelya, kolum uyuştu abim. Saat de geldi zaten kalk artık!" dedi Barlas abim. "Kolun umrumda değil." "Senin okulun benim umrumda ama. Gece boyu kolumun uyuşmasına sebep olduğun için seni okula göndererek intikamımı almam lazım." "Neden sevgilin ol...