09.02.2018
Saat 15.20Bazen risk almak sadece kişiyi tehlikeye, korkuya düşüren bir şey olmazdı. Kendini riske atarken çevredekilerin kaçıncı derecede etkileneceğini bilemezdik.
Yine bir kumar ve yine Barış'ın karşısındaydım.
Karşımda sorgulayan bakışlarıyla Barış, sağ tarafımda ise beni şaşkınlıkla izleyen bir grup insan.
Şu anda Atakan yapabilse direkt arada olan duvarı kaldırıp yanıma koşarak gelir, yakama yapışırdı. Beni konuşturmak bile istemezken, ben tahmin ettiklerinden de öte bir şey yapmıştım. Bu kararımın altında yatan binlerce neden vardı. Fakat bu nedenleri şu anda onlar düşünecek durumda değildi. Sadece sonuca odaklanıyorlardı. Bu yüzden yine ağır laflar altında kalacaktım.
Bunu da tahmin etmiştim.
Bu yüzden kapının yanlarında ola polislere içeriye kimseyi almaması konusunda ikna etmiştim. Arkamdan kapıyı kilitlemişlerdi. Çünkü Atakan'ın fevri davranışlarını, diğerlerinin beni soru yağmuruna tutmasını istemiyordum. Veya verdiğim bu kararın bu kadar sorgulanmasını, saatlerce onlara açıklama yapmak da istemiyordum.
Beklediğim gibi oldu, dışarıda olan küçük çaplı olan boğuk bağırışmaları dinlerken Barış şaşkındı hâlâ. Kaşlarını kaldırmış öylece bakıyordu bana. Büyük ihtimalle duygu karmaşası yaşıyordu o da fakat bu konu hakkında konuşmak istemiyordum şimdilik.
Ben ne hissediyordum?
Planım vardı. Ama ona güvenmem doğru olmazdı. Bu yüzden sürekli onu göz önünde tutmam gerekiyordu, bunu da bir şekilde yapabilirdim. Fakat şu anda yapmam gereken ilk şey diğerlerine bu fikri açıklayabilmekti. O da şu anki kriz anı bitince olacaktı.
"Bana aşık olduğunu biliyordum."
Barış'ın söylediği birden boşluğuma geldiği için güldüğümde alnımı sıvazladım sakinleşmek istercesine. O da zaten alaycı bir tavırla söylemişti bunu. Gözlerimi kapatıp elimi yanağıma yaslarken nefes verdim. "Seni öldürmedim diye çabuk umutlanmıştın. Şimdi de yeni bir şeyler mi yeşerdi içinde?"
Barış her zamanki rahatlığı ile gülmeye başladığında arkasına yaslandı. Keyiflenmişti. Az önceki yorgun, bıkkın tavrına göre eski Barış'a geri dönmüştü birden. "Şimdi ne olacak?" dedi, sesi dışarıda olan boğuk bağırışmalara karışırken. "Savaş alanı şu anda dışarısı. Mahvedecekler seni, Gece."
Derin bir iç çekerken nefes verdim. "Dosya işleriyle uğraşmaktan nefret ediyorum, biraz bekleyip hapse atsak seni daha iyi bence."
"Tabii, ben de bu teklifi bekliyordum zaten."
Ah, Gece... Öldürecekler seni. Planım var desen bile sana hep güvenmemeyi seçtikleri için anlamayacaklardı işte.
Ama şu anda burada beklemenin hiçbir yararı yoktu. Elinde sonunda yüzleşmek zorunda kalacaktım. O yüzden bütün gücümü toplayıp dışarı çıkmak zorundaydım.
"Burada bekle. Sonra çıkarsın."
Oturduğum yerden kalktığımda kilitli olan kapıyı tıkladım. Görevliler kilitli kapıyı açtığında derin bir nefes çekmiştim. Kendimi hazır hissettiğimde koridora doğru bir adım attım. Beklediğim gibi ben çıkar çıkmaz önce büyük bir sessizlik olmuştu. Atakan büyük ihtimalle çileden çıktığı için herkes toplanmıştı sorgu odasının etrafına.
Ben biraz uzağımda olan Atakan'a bakarken, Emre'nin onunla konuştuğunu fark ettim. Meral ve Ömer de onların yanındaydı. Bu yüzden beni görmemișlerdi. Ama etraftaki insanların beni fark etmesiyle bir anda ortama sessizlik çökmüştü. Çöken sessizlik yüzünden merakla bizim yere döndüklerinde, Atakan'ın sonunda bir alev topuna dönüştüğünü görebilmiștim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN LANETİ -Rotanin-
Action"Kalbim bir katilin elindeymiş gibi hızla çarpıyor, düşüncelerim ağır geliyordu... Artık geçtiğim yolların arkamdan yavaşça silikleştiğine, yok olduğuna tanıklık ediyordum. Geri dönüşüm yoktu bu yolda. Sadece ilerleyecektim ve bilinmeyenin bana get...