4. BÖLÜM: "DAVETSİZ ZİYARET"

363 205 132
                                    

Meral Canarslan & 31

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Meral Canarslan & 31.07.1985


Uyku üzerimde yumuşak bir ağırlık bırakırken, görmek istediğim en son insanlar buradaydı.

Meslektașlarım.

Durgun bakışlarım kapının önünde duran dörtlüler üzerinde dolaşırken, en önde duran Merâl elindeki poşetleri heyecanla havaya kaldırmış bana bakıyordu. Ömer ve Emre de ondan pek farksız değildi. Sadece Atakan kenarda durmuş boşluğu izliyordu öylece.

Neden buradaydılar bilmiyordum. Daha bu sabah hakkımda eleştiriler yapıp, üzerime yürümüşlerdi. Şimdi de kapıma mı dayanıyorlardı?

Nefes vererek kapıya yaslandığımda, elimle kahve tonlarındaki saçlarımı karıştırdım. "Yanlış hatırlamıyorsam evden çıkmak istemediğimden bahsetmiştim. Değil mi, Meral? Neden buradasın?"

Meral gülerek havada tuttuğu poşetleri aşağı doğru indirdi. "Evet, hatırlıyorum bunu dediğini." Birkaç adım atarak içeriye girdiğinde, yanımdan geçti hevesli bir şekilde. "Ama gördüğün üzere şu anda evdesin. Yani dışarı çıkmadığına göre sorun yok. Ondan dolayı beni öldürecekmiș gibi bakmayı bırakmalısın."

O kadar yorgundum ki... Șu anda onlara bağırıp çağırmak için bile gücüm yoktu. Zaten onlar da bu durgunluğumu fırsat bilip küçük adımlarla içeriye geçmişlerdi. Daha ilk günden neden bu kadar samimi davrandıklarını da anlamıyordum. Sabahleyin bana nefret kusuyorlardı.

Ben kapıda bunu sorgularken, onlar gördükleri ilk kapıdan girerek salonu çoktan bulmuşlardı. Benden daha çok ev sahibine benziyorlardı.

Ömer öylece kapıda durduğumu fark etmiş olmalıydı ki salona girmeden önce büyük bir heyecanla yanıma gelmişti. Çocuk misali elimi tutup içeri çekiştirmeye başladı bedenimi. O kadar ısrarcı duruyordu ki zorluk çıkarmadan ilerlemeyi kabul etmiştim. Başka kaçış yolu yoktu zaten.

Ayaklarımı sürterek içeriye doğru ilerlemeye başladığımda, "Evet arkadaşlar, tabii ki içerisi müsait. Girebilirsiniz." diye seslendim içeriye doğru. İmalı konuşmama da sadece Meral ile Ömer gülmüștü elbette. Atakan pek oralı değildi. Yüzüme de bakmıyordu içeri girdiğinden beri. Sanırım sabah olanlar yüzünden gerçekten pişmandı. Yoksa bu nefretiyle onu hiçbir güç evime getiremezdi.

Elimi tutan Ömer, koltuklardan birine bıraktı beni nazikçe. Bu gece bana uyku olmayacağı kesinleşmişti artık. Zaten bu tarz çat kapı gelmelerden oldum olası nefret ediyordum. Ve ilk iş günüm de yarındı. Adresimi nasıl, ne zaman, neden bulmuşlardı bilmiyordum ama bıkkın hissediyordum sadece. O yüzden öylece oturup gitmelerini bekleyecektim.

Meral hevesli bir şekilde elinde olan poşeti açtığında gülümsedi. "Sana tatlı getirdik. Ne sevdiğini bilmiyoruz ama herkes sufle sever diye düşündük. Ondan dolayı onu aldık." Poşetin içinde olan küçük paketleri masaya koydu sırayla. "Partiye gelmezsen eğer biz zorla partiyi yanına taşırız."

GEÇMİŞİN LANETİ -Rotanin-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin