Emre CANBAY & 01.12.1984
23 Ocak 2018
saat 10.40Beni tanıyor olması açıklanabilecek bir durum değildi.
Özellikle birkaç yıl şehir dışında çalıştıktan sonra buraya ilk defa geldiğim için, bu durum daha da çıkmaza giriyordu. Belki adımı tahmin etseydi tamamen bir tesadüf olurdu. Ama soyadımı tahmin etmesi imkansıza yakın bir tesadüftü. Bu yüzden bütün soru işaretlerinin şimdiden üzerime çekildiğini hissedebiliyordum.
Her zaman olduğu gibi yine bakışlar üstümdeydi.
Atakan hayretle kaşlarını kaldırıp cama döndüğünde, yeşil gözlerinin bedenimi delip geçtiğini hissetmiștim. Șüphe içindeydi... Zaten bana karşı hiçbir güveni yoktu. Bu olay yüzünden iyice aklında soru işaretleri oluşmuştu. Belki güvenini zar zor kazandığım Emre ve Ömer'in bile düşünceleri değişmişti.
"Tekin mi?" dedi Meral herkes gibi şaşkın bir tavırla. "Seni nereden tanıyor?"
Bir elimi çenemin altına yerleştirirken, gözlerim sorgu odasında olan adamın üzerinde dolaştı. "Emin değilim," Başımın altında duran elim yukarıya tırmanarak saçlarım arasına geçtiğinde nefes verdim. "Daha bugün işe başladım. Ve soyadımı söyledi, adımı değil... Bu daha garip, biliyorum. Ama onu tanımadığıma da eminim."
"Bununla bir ilgin olduğunu düşünmüyorum." Ömer'in bakışları camdan ayrılıp bana döndüğünde omuz silkti. "Ama soyadını bilmesi biraz... Şaşırtıcı. Tesadüf demek de zor, Gece. Ondan dolayı anlam veremiyorum."
Ömer'in gözlerinde ilk defa ciddeyeti görmek beni biraz şaşırmıştı. İș sınırları içinde gerçekten ciddi biriydi. Ama üzerimde olan gerginliğe bu ciddiyeti iyi gelmiyordu. Sakin tavrımı korusam bile, içimdeki duygular panik içinde birbirine karışıyordu.
Ben sessizliği tercih ettiğimde, Emre duvarın üstünde olan düğmeye basılı tutup "Pekâlâ," diye mırıldandı karşı tarafın duyması için. Zaten en başından beri Atakan bir işaret bekliyordu ne yapacağımız hakkında. Gergin bir şekilde masanın üzerinde ses çıkaran parmaklarının durması, bir anlığına ölüm sessizliğine terk etmişti beni. Ondan dolayı huzursuz bir şekilde yerimde kıpırdandım.
O anda Emre'nin bakışları benim üzerimde sabitlenmişti. Ben de gitme zamanı geldiğini anlayarak kesik bir nefes çektim ve oturduğum yerden ayağa kalktım.
Sanırım dakikalardır Emre'nin bir tepki vermeyip, yorum yapmamasına biraz şaşırmıştım. Üzerimde olan gözlerinde bile bir anlam olmadığı için tahmin yürütemiyordum ne hissettiği konusunda. Ama tahminen diğerleriyle aynı şeyleri düşünüyor olmalıydı.
Ben ise kendimi... Tuhaf hissediyordum. Herkesin bakışlarının üzerimde olması, bu olanlar beni stres içinde bırakıyordu. Ama korku değildi bu; gerginlikti. Yine de bir yanımda olanların hepsinin bir tesadüf eseri olduğunu söylüyordu. Belki öylesine duyulduğu içindi. Çünkü öbür türlü nasıl tanıyabilirdi beni bilemiyordum. Ve herkesin şimdiden yanımdan karşıma geçecek olması canımı sıkıyordu. Zar zor aramı düzeltmeştim onlarla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN LANETİ -Rotanin-
Acción"Kalbim bir katilin elindeymiş gibi hızla çarpıyor, düşüncelerim ağır geliyordu... Artık geçtiğim yolların arkamdan yavaşça silikleştiğine, yok olduğuna tanıklık ediyordum. Geri dönüşüm yoktu bu yolda. Sadece ilerleyecektim ve bilinmeyenin bana get...