Jungkook
Yol boyunca hiç konuşmamıştık. Karlı yolları son hız bir şekilde geçiyorduk. Klimanın verdiği sıcak havadan dolayı havale geçirecektim. Yoongi sadece arada bir sigara içmek için camı açıyordu. Eve gelmemize çok az bir süre kaldığı, yol kenarında gördüğüm tanıdık ağaçlardan belliydi. Ortamdaki sessizliği bozmak için son dakikalarımızı biraz müzikle değerlendirmek istedim. Elimi arabanın dokunmatik ekranına götürdüm. Ben bir şeyleri kurcalarken Yoongi gözlerini asla yoldan ayırmıyordu. Ekrandan sevdiğim kanalların üzerinde parmağımı gezdirmeye başladım. Karlı havaya uygun sakin bir müzik iyi gelebilirdi. Kanalın üzerine tıklayıp açtığımda kulağımda sert bir ses yankılandı,
''Açma!''
Kafamı odaklandığım ekrandan çekip yavaşça ona çevirdim. Bu sırada hevesim kursağımda kaldığı için canım sıkılmıştı. Tamam, sorunu tam olarak halletmediğimizi belirtmişti ama müzik dinlemek de mi yasaktı yani.
''Neden?''
''Gerek yok çünkü.''
Göz devirerek derin bir nefes verdim
''Yasak falan mı?''
Kafasını bana çevirip tahammülsüz şekilde cevapladı
''Üfff Jungkook hayır, kafam kaldırmıyor.''
Oturduğum koltuğa sırtımı sertçe vurup mızmız bir çocuk edasıyla kollarımı önümde bağlamıştım. Kafamı da cam tarafına çevirmiştim. Bu adamla hayat çok zordu cidden. Asıl kafası kaldırmayan bendim.
........
Büyük evimizin önüne gelmiştik. Arabayı durdurduğu anda hızla inip kapıyı çarpmıştım. Canımı sıktığı için canını sıkmak istiyordum. Bunu haketmişti. Arkamı dönüp hızlı hızlı eve doğru yürürken arkamdan şiddetle ismimi bağırdı
''JUNGKOOK!''
Evin içine girdiğimde ne kadar soğuk, ıssız ve karanlık olduğunu iliklerime kadar hissettim. Uzun zaman olmuştu . Üzerimdekini çıkarırken arkamdan eve giren bedene sırtımı dönmüştüm. Sanırım o da şu sıralar üzerindeki kabanı çıkarmakla meşguldü. Merdivenlere doğru yöneldiğim sırada arkamdan gelen beden belimden yakalamış ve beni durdurmuştu. Burnunu boynumun arkasına sürterek derin bir nefes çekti
''Evine hoşgeldin...''
Yaptığı şeyle biraz daha sakinleşmiştim. Ellerimi belime doladığı ellerinin üzerine koyarak gözlerim kapalı bir şekilde ona cevap verdim
''Asıl sen evimize hoşgeldin hyung..''
''Hadi yukarı çıkalım bir duşa ihtiyacım var''
Elimden tutup önüme geçmişti. Merdivenleri çıkarken arsızca söylenmeye başlamıştım
''Sadece duşa mı yani, hımm..''
Banyonun önüne geldiğimizde bana dönerek samimi bir gülüş bıraktı ve yumuşak bir tonla söylediği kelimeyle beni göt etti
''evet''
Alnıma bir öpücük kondurup banyoya girip resmen kapıyı yüzüme kapatmıştı. Bu adamın keyfine başlardım ama. Kendi kendime bozuntuya vermemeye çalışarak dikilip kaldığım yerden ayrılıp odamıza girdim ve kendimi yatağa bıraktım. Tavana diktiğim gözlerimi kırpmamaya özen gösterirken kafamdaki tek şey Jimin ile Yoongiden önce konuşmam gerektiğiydi.
....................................
Taehyung
''Camı en geç yarın taktırsan iyi olur seni akılsız, ben burada çalışıyorum.'' Önümdeki kahveden bir yudum alarak konuştum
''Az önce bana aşkını itiraf ediyodun, şimdi akılsız diyorsun. Dengesiz misin sen çok merak ediyorum Taehyung''
Ağzımdan küçük bir kıkırtı dökülecekti fakat bunu başarılı bir şekilde durdurdum ve onu cevapladım
''Sana aşık olmam akılsız olduğun gerçeğini değiştirmiyor.''
Gözlerini bana dikmiş ve tek kaşını kaldırmıştı. Şu an ne kadar cazip olduğunu biliyor muydu acaba.
Jimine karşı hislerim olsa da, bunu çoktan itiraf etme derecesine gelsem de ona asla sonsuz güven duymam gibi bir durum yoktu. Az önce bana Jungkook ve kendisi ile ilgili söylediği şeyleri hazmetmem oldukça uzun sürecekti. Bilhassa o çocuğu her gördüğümde bunu hatırlayacaktım. Yoonginin delirmesi çok normaldi. Kim bilir Jimin ona durumu nasıl anlatmıştı. Onun şeytan dilini az çok tahmin edebiliyordum. Sağlıklı biriyle bir ilişki kurmak varken böyle toksik bir yolu seçmiş olduğum için kendime ne kadar teşekkür etsem azdı. Ama kalbime söz geçirememiştim...
Sonunda göz kontağını benden ayırıp boğazını temizler gibİ bir ses çıkardı''Ehem, tüm kirli çamaşırlar ortaya çıktığına ve sen bana aşık olduğuna göre artık gidebilirim. Malum buraya sana ulaşamadığım için gelmiştim.''
''Ve sen de beni sevdiğine göre, tabiki gidebilirsin. Öyle demiştin değil mi?'' Yüzüne meydan okurcasına baktım. Söylediğim şey ifadesini değiştirmişti tahmin ettiğim gibi.
''A... hıhım, evet.'' ''Yoksa şüphen mi var bundan?''
Odaya küçük bir kıkırtı bıraktım
''Şüphelenmeli miyim?''
Masama doğru eğildi ve ellerini masanın üzerine koydu. Yüzümüzün arasında oldukça kısa bir mesafe vardı. İnce çizgi şeklinde olan gözleri küstahça gözlerime bakıyordu. Ben de ifadesizce ona bakmayı sürdürdüm. Kısık bir sesle beni cevapladığında sıcak nefesi yüzümü yalamıştı
''Sence de biraz geç değil mi Kim Taehyung...''
Onu öpmek için hamle yapmaya karar verdiğim anda kendini hızlıca geri çekti ve kapıya doğru yöneldi. Çıkmadan önce arkasını döndü ve konuştu
''Çok eğleneceğiz şüphen olmasın''
Bilmişçe konuşup çoktan çıkıp gitmişti. Park Jimin kendini akıllı sandığı sürece eğleneceğimiz kesindi.
Selam aşklar. Kısa bir comeback ile yeniden buradayım. Çocukcağızlarımızı şöyle normal rutinlerine soktum bu bölümde. Hikaye geçisini sağladım. Devamını niyaz ediyorum. Öpüldünüz💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COLD MAN
Fanfiction"Sana doyamıyorum Jungkook ~" YOONKOOK kitabıdır. Ekstra;vmin *Karakterler Min yoongi Jeon jungkook Park jimin Kim taehyung Jung hoseok (girdi çıktı) Mantık aramayın *