COLD MAN

Ayrı dünyalarda nefes alıyoruz

Yoongi

Sağa döndüm, yok olmadı sola da döndüm. Yavaşça nefesimi düzene sokup gözlerimi kırpıştırdım.Bu kocaman yatak dar gelmişti bir an için bana.En sonunda sırt üstü pozisyona geçerek hafif loş odada tavanı izlemeye başladım. Jungkook gideli 5 gün olmuştu .Bu beş günde kafamı toplama zamanı bulmuş hatta bir geneleve bile gitmiştim. Babamın emaneti olan sirketimizde iki kişiyi kovmuş, üç toplantıyı da bilerek rezil etmiştim. Beş günde bu kadar dibe batmam bana yakışmayan şeylerdi ama bazı eksiklerin yerini asla dolduramazsınız ışte.

Ama artık kendime çeki düzen verme vaktiydi.Yataktan kalktığım gibi odamin siyah fon perdelerini açtım. Büyük ihtişamlı bahçeye şöyle bir gözden geçirdikten sonra banyoya gittim .Soğuk bir duş alıp takım elbiselerimi giydim.Mutfağa inip biraz dolabı karıştırdım....boş...Ah hadi ama ben ne yedim acaba beş gündür?

Daha fazla vakit kaybetmeden evden çıktım, yolda birşeyler atıştırırım herhalde. Arabama bindim ve garaj kapısı açılır açılmaz tam gaz sürdüm. Camdan hem yolu takip ediyor hem de kaldırımda yürüyen insanların birbirlerine attıkları sahte gulucuklere şahit oluyordum.

"Samimiyetsiz şeyler "

Telefonun calmasıyla başımı yoldan ayırmam ve kaslarımı catmam bir oldu.Telefonu elime alıp hemen açtım

"Jungkook?"

Jungkook

Koltuktan sarkmış elimi yavaşça yüzüme götürüp gözlerimi kaşıdım.Güneş sanki gavura vurur gibi vuruyordu camdan yüzüme. Jimin gelip geceden açık kalan televizyonu kapatınca olduğum yeri bir kez daha idrak ettim

"Yine televizyonu açık bırakmıssın,hayır baban mı ödüyor faturayı anlamadım,eşşek gibi akşama kadar çalışıy-

"Sana da günaydın " hafif boğuk çıkan sesimle başımı ona çevirdim

"Günaydın lordum ,kahvaltınızı buraya mı arzu ederdiniz? "Sinirli ve kinayeli bir surat ifadesiyle yüzüme eğildi

Alayla güldüm "aslında fena fikir değil "

"Sen çok oldun ama kalk!kalk kalk kalk kalk
Kalk bakıyim!"

"Uf tamam kalktım " 'bi huzur yok ya' sessizce kendi kendime mırıldandım

"Pardon?"

"Diyorum ki bu sabahta çok cazibelisin"
Sahte gulumsememi yüzüme yerlestirdim...onunla uğraşmak çok eglenceli

"Ah, hadi ya .Bunu senden duymak güzel. "

Ellerini boynuma atıp yavaşça yüzüme yaklaşarak konuştu

"Bugün evdeyim kookie~ ne yapmak istersinn~"

"Yoongiyi aricam"kendimden emince söyledim

Ellerini boynundan hızla çekti ve azarlamaya başladı

"Ya madem bir hafta dayanamicaktın neden geldin hazır raylar yerine oturmusken mercimeği fırına verseydiniz"

Sinirle koluna cimdik attım
"Ya adamın biseyden haberi yok diyorum duysa kimbilir nasıl yıkılır, yıllardır evimde tuttugum abilik yaptığım çocuk meğerse bana halleniyomus demez mi?"

"Nerden biliyosun onun da senden hoşlanmadıgını?" Tek gözünü kırparak sordu

"S-Saçmalama be o kadınlarla birlikte oluyor bikere" çocuk gibi dudak büzdum

"Hiç belli olmaz ,fantazi bu adamın gözü kayarmı kayar
Hele konu sen olunca"

Tekrar bana yaklaştı dalga geçer gibi ensemdeki saclarla oynamaya başladı

"Diyosun" sorarcasına baktım
Jimin'in yakinliklarina alıskındım. Kaç yıllık arkadaşım :) asla bu sırnasık hallerinden vazgecmezdi

"Hıhı"

"Ay tamam daralttın beni sabah sabah git kahvaltı felan hazırla bende şunu bir yokliyim egosundan aramıyor bile ,ama doğru niye arasın ki zaten yani ...

Kendi kendime kavga ederken tae yanımdan gülerek geçip gitmişti.
Koltuğa oturup yastığın altından telefonumu çıkardım. Stresli birkaç saniyenin sonunda rehberden aradığım ismi buldum. Içerden jimin'in sesiyle irkildim

"Portakal suyu mu yeşil çay mı?"

"Kahve" diye gözümü isimden ayırmadan cevap verdim

"Peki,patron sensin"

Onu dinlemezken parmagımı yavaşça arama tuşuna götürmeden önce saate baktım. Çoktan uyanmistir hatta çıkmıştır diye düşünerek bir cesaretle ekrana tikladim.
Çalıyor..bir ...iki...üç

"Jungkook!"

Hassiktir ,kalbim ağzımda atıyor

"A-alo"

Yoongi

"A-alo"

Sesini duyduğum anda sinir beynime sıçradı. Ona kızdığım için değil sesini ozledigimi kendime yediremedigim için. Hemen arabayı sağa çekip telefonun diğer ucundan gelen nefes sesine sakince karşılık verdim

"Günaydın "
"Günaydın"
"Bir sorun mu var "
"Ben sadece bir arıyım dedim yani..Ahh "
Derin bir nefes verdi "seni merak ettim hyung"
"A ben gayet iyiyim ,keyfim yerinde .Ya sen rahatlama seansın nasıl gidiyor?"
Sonlara doğru iğneleyici şekilde sordum
"Hyung ,böyle mi olacagız o kadar yılın üstüne "
Ellerimi sıktım. Suan ona deli gibi hesap sormak istiyordum ,bağırıp çağırmak ama sinirimi ona belli etmedim
"Nasılız jungkook? Işte senin istediğin gibiyiz ,biraz ayrı dünyalarda nefes alıyoruz"
Sahte olduğunu belli eden bir ses tonuyla
"Çok güzel " dedim
"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun Yoongi?"

Aha !istediğimi aldım. Biraz hayal kırıklığı biraz üzüntü
"Evet ,bu ikimize de iyi geliyor sonuçta iki kardes gibi hiç ayrilmamistik iyi oldu
A yoksa sen dönmeye mi karar verdin?" Umursamazca sordum
"Aslında. ..

Jungkook

"Aslında. ...

Nasıl benimle böyle umursamazca konuşabiliyor. Sinirle ağzımdan çıkan kelimelerin sonradan farkına vardığımda artık çok geçti
"Evet ,aynen öyle " Ne!
"Ne" "yani keyfin bilir"
"Evet evet bugün kesin geliyorum hatta akşam sen al beni ,hoşçakal "

Telefonu kapatıp soylediklerimi idrak etmeye çalıştım. Adam beni umursamadıgini söyledi bende çocuk gibi yan cizdim
Ahh duygularim beni ipe goturucek yakında

"Jimin-ahh ,akşam Yoongiyle dönüyorum " dudak buzerek ona seslendigimde saniyesinse salona geldi

"Tebrikler başardın"

Bu bölümde fazla geçiş oldu ama telefon konuşmasını nasıl yazsam bilemedim düşünülmüş bir kurgu değil o an ne geliyorsa onu yazıyorum sdfhg