(Bölümleri okuyup silent takılan bir grup insan var benim okurlardan. Yorum yapmanız beni yazmaya teşvik ediyor lütfen yorumlarınızı önerilerinizi ve eleştirilerinizi eksik etmeyin ~ iyi okumalar)
Jungkook
"Immmmhhh~ daha hızlı Yoongii-mmm~~ Gece yarısını çoktan geçmişti. Yoonginin kucağındaki arsız inlemelerim ve bağırışlarımın kapının dışarısına çıktığına emindim. Yakınlarda ev olmamasını umuyordum ama çok da umrumda değildi. Dediğini yapıyor ve tüm hırsını benden çıkarıyordu. Şuan hiçbir şey düşünmek istemiyor, çıplak bedenimi kucağına mühürlemiş ve şöminenin yanındaki buz gibi taştan duvara yaslı bir halde Yoonginin bana sertçe vuruşlar yapmasıyla aklımı kaybetmekle meşguldüm.
"Seni becermemi seviyor musun?" Dişlerini sıkarak ve acımasızca kendini içime iterek sormuştu. Terden alnına yapışan ıslak saçları ortamın loş ışığında gözüme bir portre gibi geliyordu. Bana arsızca sorular yöneltmesi defalarca boşalmama sebep olacak etki bırakıyordu. Onu incelemekten ve konuşacak takatim kalmadığından cevap vermeyi es geçtiğimde sinirlenmişti. Çenemi kavrayıp başımı arkamdaki taş duvara sertçe vurduğunda gözlerimin acıyla kapanmasına ve ağzımdan çıkan inlemeye engel olamadım. Sanırım gözümden bir damla yaş süzülmüştü.
"Ahhh" "Cevap ver bana!" "S-seviyorumm.. Uhm"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Verdiğim cevaptan tatmin olmuşçasına içime yaptığı gel gitler hızlandı. Bacaklarımı daha da yukarı doğru germesi canımı yaksa da tatlı noktama yaptığı vuruşlardan dolayı yüzüne bakmadan çoktan bitmiştim. Saatlerdir sevişmek artık canımı yakmaya başlamıştı. Sonrasında o da hayvanimsi bir inleme ile kendini içime bıraktı. Yorgunluktan gebermek üzereydim ama o hala gözlerindeki ateşi söndürememişti. Sertçe içimden çıktı ve beni bir anda kucağından indirdi. Bu hareketi, uzun süre bacaklarım yukarıda kaldığı için afallamama sebep oldu. Çıplak ve kusursuz bedeni ile sadece şöminenin aydınlattığı salonda bana arkasını döndü ve camın karşısındaki tekli deri koltuğa kendini attı. Sehpanın üzerindeki sigara paketinden bir dal çıkarıp sigarasını yaktı ve soğuktan hafif kar tutmuş ağaçların manzarasına karşı içmeye başladı.
Üstüme bir şey alma gereği duymuştum. Yalpalayarak yürüdüm ve koltuğun kenarında gelişigüzel katlanmış ince bir örtüyü belimden aşağı sardım. Bir yandan da bana bakıp bakmadığını kontrol ediyordum. Evin içinde sessizlik hakimdi. Benimle akşamki kavgadan sonra sadece sevişirken konuşmuştu. Bu çok kırıcıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
