Jettt gibi bir bölümle döndüm. Artık taşları yerine oturtmak lazımdı :D
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen :)))
Angels & Demons - Jxdn
***
4.BÖLÜM
"Boğaza Takılan İğrenç Duygular"
MAHİ
Annemin kapısında bilmem kaçıncı dakikadaydım; insan annesiyle konuşmadan dakikalar öncesinde her kelimesini ince ince seçer miydi?
Birkaç tıklamanın ardından girdim içeri; odası yine kasvetli, perdenin hemen önünde dikilmiş dışarıyı izliyordu. Kumral saçları benimkinden bile canlı, duruşu dimdikti. Eskisi kadar konuşmamazlık yapmıyordu artık ama hala bu hayatta en çok düşündüğü insan babamdı.
Hiç kimse yaşayandan daha fazla sevmemeliydi ölüyü. Anılarında bu kadar çok yaşatmamalıydı kalbi bile atmayan birini. Yaşadığını bilse kim bilir neler olurdu şimdi, neler hissederdi. Tek temennim artık onunla farklı şehirlerdeydik ve tesadüfen bile yolları kesişemezdi.
"Anne?" dedim geldiğimi fark etmesi için. Başını camdan bana çevirdi, yüzünde mimik oynamadı ama gözlerinde artık eski bakış yoktu, farkındaydım. O geceden, benim için o adamı öldürdüğü geceden sonra artık aramızdaki bağ biraz daha kuvvetlenmiş gibiydi.
"Gel Mahi."
Yatağının bir köşesine oturdum, yanıma geldi. "İstanbul'a gitmeliyim." dedim direkt, ne tepki vereceğini hiç bilmiyordum. Bir süre sessizce yüzümü izledi, bir şeyler arıyor gibi. "Niçin?" diye sordu sadece.
"Birkaç işim çıktı, ne kadar kalırım bilmiyorum ama ben dönene kadar siz burada kalmaya devam edin. Hifa ve Merih'in okulu olacak zaten, onlar derslerine odaklansın. İstanbul'dan gelen kirayı da direkt size gönderirim."
"Parayı dert etme artık Mahi. Dayın çocuklara yeterince veriyor, benim de ihtiyacım yok. Kendine bak artık sen de." Yıllar sonra ilk kez tensel temasa geçtik annemle; elimi tuttu, kucağına yaklaştırdı. "Biraz bizden uzaklaşmak sana da iyi gelir belki."
"Anne, bunları sen mi söylüyorsun?" dedim gözlerimi büyüterek. "İyi misin?"
Küçücük bir tebessüm göründü yüzünde ardından tekrar gittiğinde "Bazı şeyleri idrak etmem yıllarımı alsa da neticede ben de bir anneyim; annelik yapmayı unutmuş bir anne. Yavaş yavaş hatırlıyorum, öğreniyorum." dedi nazikçe.
O, ne kadar iyiymiş gibi konuşsa da içimdeki o gitmek bilmeyen his sanki onun daha da kötüleştiğini söylüyordu; gözümü en ayırmamam gereken zaman olduğunu hissettim. Günlerce uykusuz kalıp onu üç defa ipten aldığım geceler geldi gözlerimin önüne; bir yandan diğerlerinin bunu anlamaması için çırpınırken diğer yandan da onu koruyup kollamaya çalışıyordum biz zamanlar.
Bir cevap veremedim çünkü annemle aramızdaki diyaloglar bunlardan ibaretti, daha fazlasını konuşacak kelimeleri seçemiyorduk. Ne ben ona karşı affedici olabiliyordum ne de o affettirecek bir şey yapabiliyordu.
Annemin odasından çıktığımda dayımı aradı gözlerim. Salonda yalnız başına televizyon izliyordu beni gördüğü gibi doğruldu "Gel yeğenim, gel." dedi efkarlı bir edayla. Belki de hissetmişti önemli şeyler söyleyeceğimi.
"Seninle önemli bir şeyler konuşmak istiyorum dayı."
Dikkat kesildi. "Benim İstanbul'da birkaç işim var, ne kadar sürer bilmiyorum ama gitmem gerek. Annemi ve kardeşlerimi sana emanet edebilir miyim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Bir Vakti
RomantikMahi, savcı sandığı babasının aslında kafes dövüşlerinin en iyi organizatörü olduğunu öğrendiğinde on dokuzdu. Her şeyi bırakıp başka bir hayata başladıkları sırada babası tekrar karşısına çıktığında artık yirmi üç olmuştu. Bu gelgitli döngüden çıkm...