Ben geldimmmm. Hem de keyifle yazdığım bir girişle. Herrr şeyin kafanızda oturması için küçük bir ekleme yaptım bölüm başıma. Yoksa benim için bile karmaşıklaşmaya başlamıştı bazı noktalar.
Adamlar- Benden Bana
Umarım beğenirsiniz :))
Uyarı: Bölüm uyuşturucu madde kullanımı, şiddet unsurları içerebilir. Rahatsız olanlar için küçük bir uyarı.
***
6. BÖLÜM "Gecenin Sonunda Ölmeyi Dileyen Biri"
Yağmur öylesine yağıyordu ki bu gece birilerinin geçmişini temizlediğinin farkında gibi işini iyi yapıyordu. Asfalttaki kan lekeleri suyla beraber akıp giderken Şerif'in alnında akmakta olan kan da aynı şekilde yüzünden siliniyordu.
Çalışanlardan biri hızla arabadan bir şemsiye çıkardı ve yan yana durmakta olan Şerif ve Ilgaz'ın üzerine doğrulttu. "Görüyor musun Ilgaz?" dedi Şerif. Caddenin karşısındaki kafeyi işaret etti; daha doğrusu bir kızı.
Doğruyu söylemek gerekirse Ilgaz zaten kızı bir süredir göz hapsinde tutuyordu. Tek başına koca caddede yağmura kafa tutuyor gibiydi. Islanmış saçlarını metrelerce öteden görebiliyordu fakat kız öylesine meşguldü ki dikkatini bir saniye de olsa dışarı vermiyor katiyen gözleri dışarıda gezinmiyordu.
Yağan yağmur kafenin dışında kalan masaları ıslatmaya başlamış, genç kız aceleyle sandalyeleri içeri taşıyordu. Şimşek çaktı, genç kızın titreyişi, elinden düşürdüğü sandalyeyle eş zamanlı olmuştu. Ilgaz neden onu izlemesi gerektiğini bilmiyordu fakat dikkat kesilmiş bir halde devam etti bakmaya.
"Adı Mahi," dedi Şerif elini cebine atarak. Derin bir iç çekti ve duygusuzca devam etti sözlerine. "Geride bıraktığım ailemden ilk kızım. Kimse onları tanımıyor, bilmiyor; onlar da beni öldü biliyor. Zeki bir kız, bir şeylerden şüphelenmiş ve öldüğüme inanmıyor, bu yüzden hala beni aramaya devam ediyor."
Genç kızın sandalyelerle işinin bittiğini ve tek balına masayı kaldırıp içeri sürüklemeye başladığını gördü. Bir an caddeye atlayıp doğruca yanına gitmek ve yardım etmek istedi fakat Şerif'in sözleri bitmemişti ve yanından ayrılamazdı. Mahi'nin ikinci masaya geçtiğini ve artık gücü kalmadığını gördüğünde dayanamadı.
Caddeye ilk adımını attığı gibi büyük bir su birikintisinden dizlerine kadar su sıçramıştı. Koştu ve kafenin önünde bir an duraksadı fakat sonra hiç düşünmeden masanın karşısın geçti. Mahi şaşkınlık içinde bu yabancının ne yaptığını anlayamadı. Yüzü gözü yara içinde, sert bakışlı bu genç adam neden ona yardım ediyordu?
"Yardım edeyim." dedi Ilgaz başını yere eğip yüzünü saklayarak. Yağmurda ıslanan siyah saçları, gözleri aynı Şerif'e benziyordu, kızı olduğuna şüphe yoktu. Kaşları çatıktı kızın fakat ona rağmen gözlerinin içi parıldıyordu; küçük bir yüzü, ortalama bir boyu vardı. Üşüyor gibi titriyordu vücudu, sanki Ilgaz onun yerine kaskatı kesilmiş halde o da titredi.
Mahi onun bu nezaketini yanlış anladı ve "Kendim hallederim, teşekkürler." deyip kalın bir çizgi çekti. Ilgaz inatla masayı kendine çekti ve aynı onun gibi içeriye taşıdı tek kelime etmeden. Kafenin içinde ondan başka çalışanların da olduğunu fark edip durumun ne kadar kötü olduğunu daha iyi anladı.
Ona yardım etmemeyi seçerek içeride oyalanıyorlardı. Ilgaz onları es geçti ve tekrar dışarı çıkıp bir başka masayı tek seferde kaldırıp içeri koydu. Sıradakine geçeceği an Mahi'nin "Teşekkür ederim, gerçekten gerek yoktu." dediğini duydu; başka masa kalmamıştı. "Bir kahve ikram edelim." dedi genç kız kendini mahcup hissederek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Bir Vakti
RomanceMahi, savcı sandığı babasının aslında kafes dövüşlerinin en iyi organizatörü olduğunu öğrendiğinde on dokuzdu. Her şeyi bırakıp başka bir hayata başladıkları sırada babası tekrar karşısına çıktığında artık yirmi üç olmuştu. Bu gelgitli döngüden çıkm...