16. BÖLÜM- Küçük Bir İllüzyon

206 18 22
                                    

Şimdiye kadar yazdığım bölümler arasında en zevklisi bu bölümdü :)) Umarım siz de zevk alırsınız <3

Bu bölümü Zeynep'e ithaf etmek istiyorum :) Bölümü yazıp erkenden atmam için beni gaza getirip durduğu için teşekkür ederimmm. Sayesinde gaza gelip uzun bir bölüm yazdım vize haftamda :)

Bölüm şarkıları:

I know you were trouble- Taylor Swift

Madem- Dolu Kadehi Ters Tut 

06.12.2023

***

16. BÖLÜM "Küçük Bir İllüzyon"

Gözlerim yeni bir güne açıldığında aynı odanın içinde benimle nefes alan kişinin Kutsal olduğunu bilmek her sabah istemsizce gülümseterek uyandırıyordu beni. Burada geçirdiğimiz altı günde de o koltukta uyumuştu.

Yataktan kalktığım gibi saçlarımı toplayıp ayaklandım. O an hiç beklemediğim ama bir o kadar da tanıdık olan o his sardı bedenimi. Başım deli gibi dönerken ellerimin titreyişi arttı. Kalktığımla yatağa geri oturmam bir olmuştu.

Derin nefesler alıp kendime gelmeye çalıştığım sırada boğazımda hissettiğim derin bir kaşıntı sardı bu kez de. Öksürük krizine girmeye başladığımda Kutsal kıpırtılar içinde uyandı ve ayaklanıp yanıma gelmişti.

Sağ elim dudaklarımı sarmalarken içinde hissettiğim ıslaklığın ne olduğunu anlayamadım. Kutsal ne yapacağını bilemez vaziyette ellerini saçlarına götürüp sinirden dağıtıp duruyordu kendini. "Hayır, hayır şimdi değil... Mahi iyi misin, iyi ol."

Önümde diz çöktüğünde konsoldan aldığı peçeteyi uzattı, yüzündeki korku ifadesi asla unutamayacağım şekilde tesiri altına almıştı. Elimi ağzımdan çekip peçeteyi koymak üzereyeken gözlerime ilişen kanla dehşete düşmüştüm. Kırmızılık mı başımı döndürüyordu yoksa başka bir şey mi anlayamıyordum fakat dönüyordu dünyam.

"Ne yapsam iyi gelir sana? Ne yapayım Mahi?"

Çaresizdi, çaresizdik çünkü böyle bir durumda ne yapılırdı bilmiyorduk. Korkuyordum, vücudumun verdiği sinyallerin manasını artık ikimiz de biliyorduk.

Öksürüklerimin arasında "Su..." diyebildim yalnızca. Elime tutuşturduğu sudan içebilmem için bile kesilmiyordu öksürükler. Kutsal telaş içinde eline adlığı telefonu tuşladı. "Derhal atacağım adres gel... Mahi için, evet... Bul işte bir şeyler!... Tamam o zaman biz geliyoruz."

Kapının yanındaki askılıktan kalın ceketlerinden birini alıp yanıma geldi ve omzuma attı. "Doktora gidiyoruz." dedi uyarıyla. Ardından gür bir sesle "Cengiz! Ulan kime diyorum Cengiz!" diye bağırmaya başladı.

Bir süre sonra kapı telaşlı bir yüzle açıldı. Cengiz alel acele geri çıkıp arabanın anahtarlarını Kutsal'a getirirken "Daha yaraların iyileşmeden nereye gidiyoruz saçmalama-" demeye çalışım. Fakat beni susturup yüzünü ekşitti. "Biraz değerini bil, Mahi." dedi acı çeker gibi. "Biraz."

"Arabayı ben süreyim. Senin yaraların taze, Mahi zaten malum."

Kutsal, Cengiz'i onaylayınca evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde kendimi çoktan iyi hissetmeye başlamıştım bile, öksürükler de kesilmişti. Ama geri dönmeyeceğini ve beni doktora götüreceğini biliyordum. Bu yüzden onu daha da germemek adına yalnızca oturdum. Telaşlı olduğu her halinden belli oluyordu, arka koltukta bir türlü kıpırtısız oturamadı.

Kutsal'ın ringinin bulunduğu sokağa benzer bir semte gelmiştik. Garip bir havası vardı iki semtin de. Arabadan inip ilerlerken göz ucuyla bakınıp durması kesilmesi. Solukları sesli ve seriydi, üzerime attığı cekete biraz daha sindim. Benim aksime kısa kolluydu ve havalar artık soğumaya başlamıştı.

Gecenin Bir VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin