5. "Kirlenen Umut Çiçeği"

223 43 827
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :))

Şarkı:
Sarılsak mı artık- Sezer Sarıgöz
Bir Beyaz Orkide- Cihan Mürtezaoğlu

5. Bölüm "KİRLENEN UMUT ÇİÇEĞİ"

 Bölüm "KİRLENEN UMUT ÇİÇEĞİ"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYLİM'İM GÜNLÜĞÜNDEN

"Günlerden ne bilmiyorum, hava çok soğuk ve sanırım mevsim kış... Yine o bodrum dedikleri yerdeyim, kendi odamdayım. Buraya odam demek o kadar zor ki sahiplenemeyeceğim kadar cehennem burası, kalemi tutan elim titriyor... Hatta o kadar titriyor ki doğru düzgün yazamıyorum. Zaten yazım kötü, neyseki yazdıklarım da yazımdan farklı değil. Özür dilerim... Bana yaşımı sorduklarında bir elimle beş parmağımı açarken diğer elimle de iki parmak açıyorum. Bu yedi demekmiş, yedi yaşımdaymışım... Ben hâlâ parmaklarımı yaşımı göstermek için kullanacak kadar küçükken ne ara o ellerle birini vurmam gerekecek kadar büyüdüm? Babam elime bir silah tutuşturdu bugün, yine... Bu kez birini vurmam için. "Bir oyun oynayacağız seninle," demişti "Ve eğer o amcayı vurursan biz kazanacağız." Oyun oynamayacağımızı bilecek kadar büyük olmasam da biliyordum yine de oyun olmadığını. Tetiğe bastım ama o adamı vurmadım, vuramadım. Küçüktüm belki ama vursaydım ölebileceğini biliyordum. Babam çok kızdı vuramadığım için, çok ağladım. Ama şimdi ağlamıyorum, sanki bugünlük gözyaşlarım tükenmiş gibi. Sonra babam bana "Bir daha sana masal anlatmayacağım!" diye bağırdı. Özür dilerim... Sen zaten bana hiç masal anlatmadın ki baba, demek istedim ama diyemedim. Özür dilerim... Sanırım bana bir de ağladığım için kızmış olacak ki sert bir tokat attı, zaten avuçları yanağımdan büyükken attığı tokat canımı o kadar çok yaktı ki... Daha çok ağladım. Gerçekten, özür dilerim. Ben Aylim, ve bir kez daha kaybettim."

Kalbimin tutmam için uzattığı tüm dallarını kırmıştım istemeden. O dallarda umut vardı, bir ihtimal de olsa çare vardı, belki de küçük bir masumiyet kırıntısı... Hepsi kırılmıştı, tek bir dal bile kalmamıştı.

Umut hiç kaybetmemiş olanların gönlünde filizlenirdi, ya da kaybetmeyi bilmeyenlerin. Ben çok kez kaybetmiştim, artık kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı. Kaybedecek hiçbir şeyim kalmamışken tutunacak bir umut dalına ihtiyacım yoktu.

Benim için deli diyorlardı, şımarık diyorlardı, bencil diyen de çok var... Desinler. Zaten ben her şeyimden vazgeçecek kadar fedakâr, hiçbir şeyimden vazgeçmeyecek kadar da bencildim.

Cidden umut neydi?

Ne bir dal kaldı artık ne de dökülmeyen tek bir yaprak... Yaşamak için yalnızca bir yılım vardı, şimdiyse nefesimi sırf buna harcıyordum.

Öldürdüğüm hislerimi umutlarla birlikte en derinlere gömmüştüm çoktan, yıllar önce...

Şimdi de ölen hislerimle birlikte kaybettiğim vicdanımla da can almaya mı adamıştım kendimi?

GECE YARISINA 10 KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin