4. "Üç Renkli Savaş"

204 50 623
                                    

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :))

Şarkılar:
Baby I'm Ok- Kadebostany, KAZKA
Karanlık- Dolu Kadehi Ters Tut

4. Bölüm "ÜÇ RENKLİ SAVAŞ"

 Bölüm "ÜÇ RENKLİ SAVAŞ"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

AYLİM'İN GÜNLÜĞÜNDEN

"Günlerden neydi? Bilinmez... Yıl? Bihaberdim... Yaş kaçtı bugün? Meçhul... Ben kimdim? Keşke olmasaydım... Olmasaydım da bu acıyı tatmasaydım. Ah, ellerim titriyor ve çok canım yanıyor... Özür dilerim, özür dilerim... Kardeşimden özür diliyorum ama o burada değil. Neden özür diliyorum bilmiyorum, sanırım ağladığım içindi. Çünkü birbirimize söz vermiştik, geride kalan ağlamayacaktı. Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim... Günler sonra ilk kez bu kadar bilincim yerinde, günlerdir annemden özür diliyordum. Diliyormuşum... Günler? Ya da haftalar? Hatırlamıyordum... Sen gideli ne kadar oldu kardeşim? Canım çok yanıyor, anlatamıyorum. Ağlıyorum, yalnızca ağlıyorum... Ben Aylim ve bugün, bir kez daha kaybettim."

Boynumda hissettiğim şiddetli ağrı ve acıyla beraber gözlerimi araladım ve nerede olduğumu anlamak adına etrafıma bakındım. Dün gece gözlerimi yumduğum odadaydım. Dün yaşananlar ve hissettiklerim bir bir zihnimin içine akın etti.

Bir elimle alnımı ovarken diğer elim de ağrıyan boynumdaydı. Başım da çatlıyordu... Ne olmuştu bana böyle? Sadece bir gecede ne hale gelmiştim?

Oturduğum yerden kalktım ve kısa saçlarımı üstünkörü düzelterek yüzüme dokundum. Makyajımı dün gece çıkarmadan uyumuştum. Şimdiyse saat kaç bilmiyordum. Her şey çok karmaşıktı.

Sanırım deliriyordum!

Banyoya gitmek için ayaklandım ve muhtemelen hafiften yukarıya sıyrılmış elbisem, bir ara odanın köşesine fırlattığım için ayakkabısız çıplak ayaklarım ve kızardığını düşündüğüm gözlerimle, yara içinde olan boynumla, kısacası perişan halimle ilk gördüğüm kapıyı araladım ve içeri daldım.

Karşılaştığım manzara kesinlikle beklediğim bir manzara değildi. Karşımda uzun, siyah gömlekli, etkiliyeci ve karmaşık renkli gözleriyle beni etkisi altına almayı başaran bir adam vardı. Evet, bu ortanca Yamanel'di.

Onun banyomda ne işi vardı?

"Banyomda ne işiniz var?" diye cırladım. Mahremiyet diye bir şey vardı değil mi? O banyoma nasıl girmişti?

Şaşkın bakışları hızla beni buldu.

'Ne banyosu' der gibi kaşlarını çattı. Gömleğinin kollarını katlarken bir adım bana yaklaştı. Yavaştı, sakindi ancak yüzündeki ifadeden en az benim kadar onun da kendisinin yanındaki varlığımı sorguladığı kanısına vardım. Geçen birkaç saniyenin ardından konuştu.

GECE YARISINA 10 KALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin