Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum :))
Şarkılar:
Kargalar- Özlem Tekin
Deli Bile- Hande Yener7. Bölüm "GÜZEL VE DELİ"
AYLİM'İN GÜNLÜĞÜNDEN
"Günlerden yine gözyaşı ve vakit yine karanlık... Yaş bu kez on altı, artık parmaklarımı kullanmıyorum bunu göstermek için. Yani o kadar büyüdüm... Ama hâlâ ağlıyorum, daha o kadar küçüğüm. Annem geldi bugün buraya, aptal ben! Hâlâ benim için geldi sanacak kadar çocuktum. Aptal, öğren artık seni sevmediğini! Derken, ben bunları yazarken kalemi öyle bir sıkıyordum ki sanki parmaklarımın arasındaki kalem değil de kalbimdi. Sanırım bu yüzden, yine acıyor... O kadın geldi ve kalan birkaç eşyamı daha getirdi, çünkü... Artık onunla aynı çatı altında barınmayacakmışım, çünkü artık burada kalacakmışım ve o beni görmek istemiyormuş. Tek tük olan eşyalarımla aynı çatı altında kalmaya bile katlanamıyordu. Ağlama, Aylim... Bu yüzden mi sevmiyordu beni? Hayır... Durduramıyordum ki hâlâ ağlamayı. Üstelik öyle yanıyordu ki canım, gözümden yaş dahi akmıyordu. Her neyse... Burada herkes her istediğini yapamıyordu, lakin ben hiçbir istediğimi yapamıyordum. Sadece kemanım vardı işte. Burada müzik dinlemek bile yasaktı. Annemden yediğim belki de son tokadın ardından odama dönerken bir ses duymuştum. Bu ses güzel olduğu kadar canımı da yakmıştı. Bu bir şarkıydı. Ama burada şarkı dinlemek yasaktı? Geceler kara tren, diyordu şarkıda. Arkadan müziği çalarken şarkıcı şarkıyı söylüyordu ancak başka bir ses daha bu şarkıyı mırıldanıyordu. Bu bir genç erkek sesiydi ve sesi hüzün kokuyordu. Durup onu dinledim çünkü burada ilk kez şarkı dinlenirken duyuyordum ve şarkı çok güzeldi. Ses çok güzeldi. Bu şarkıyı kimin dinlediğini görmedim bile ama duydum, sonra bana doğru gelen adım seslerini duymamla kaçmıştım. Ama o sesi hiç unutmadım ya da unutmazdım. Bugün de... Ben Aylim, ve bir kez daha kaybettim."
Ömür biterdi, acı geçerdi, hüzün son bulurdu ve geriye hissizlik kalırdı. Çünkü ömür bitince ölüm, acı geçince sonsuz uyku can bulurdu. Aslında aynı kapıya çıkıyordu hepsi, sadece bilmek gerekti. Biyordum çok az ömrüm kaldığını, ama hissetmeyi bırakalı çok oluyordu. Daha ömrüm bitmeden, geçmişti her şey ya da daha yeni başlıyordu.
Mesela yıllar önce atılan tokatların acısını artık hissetmiyordum. O beş parmak da sanki hâlâ yanağımda gibiydi ama artık sızlamıyordu.
Mesela annemin bana kustuğu nefret dolu akşamları unutamıyordum. Ama artık hissetmiyordum ya, sorun yoktu.
Ya da hiç tanımadığım bi adama tek geceliğine satıldığımda -bunun adı cezaydı çocukluğumda- o gecede bana dokunan iğrenç elleri tenimde hissetmenin, aldığım darbelerin ruhumda bıraktığı acının tarifi yoktu. Ama sorun değildi, çünkü büyümüştüm. Büyümüştüm ve büyüyünce unutuluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE YARISINA 10 KALA
Novela Juvenil(+18) (Şiddet, cinayet ve tetikleyici unsurlar içerir.) Üç kişilikli hem seri katil, hem kemancı, hem de dedektif bir kadın... Aylim Asil Adan, namı diğer Astri! Bir gece hükümetteki casusun bulunması için dedektif olarak tesise çağırılır ve o gece...