"Ölmedim diye yaşıyorum mu zannediyorlardı?"
(+18)
(Şiddet, cinayet ve tetikleyici unsurlar içerir.)
Üç kişilikli hem seri katil, hem kemancı, hem de dedektif bir kadın... Aylim Asil Adan, namı diğer Astri!
Bir gece hükümetteki casusun bulunması iç...
19. Bölüm ve 19 sayısı... Tanıdık geldi mi? Önemli bir sayı, aklınızda bulunsun. Keyifli okumalar dilerim!
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin:)
Şarkılar; Oyunbozan- Mor ve Ötesi Bir Melek Vardı- Model
19. Bölüm "KIYAMETE TUTKUN KASIRGA"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
AYLİM'İN GÜNLÜĞÜNDEN
"Saçlarım, saçlarım, saçlarım... Sevmiyorum! Dokundu, saçlarıma dokundu. Hiç sevmiyorum. Nefret ediyorum parklardan da! Koca adamlardan da nefret ediyorum. O odadan da... Çok çirkinim. Çok çirkin oldu, kestim saçlarımı. Çok çirkinim. Kestim, kestim, kestim... 'Geçmiş' dedi bir yabancı. 'Hayat' dedi sonra. Anlamadım. Saçlarım... Çok çirkin oldu, annem kızacak. Sevmeyecek beni yine. Çok çirkin oldum. Kestim ama. Sevmiyorum. Yabancıları da sevmiyorum. Nefret ediyorum! Saçlarım, saçlarım, saçlarım..."
***
Çaresizlik; ruhun düştüğü kör bir kuyuydu. Beden bile kalkamazdı bazen altından, öyle ki kalbe yüklenirdi bu ağır yük. Ve öyle ki, bir hayli sancılıydı taşıması. Çünkü hep en ağır yükler, şu hak yiyen dünyada hep gözle görünemeyenler olmuştu. Ne masum haketmişti çaresizliğin altında ezilmeyi, ne de günahkârın temiz bir kalbi zehirle yağamalamaktı hakkı.
Kasırga.
Bir kasırga tutmuştu göğsü kafes boyunca, içine bir kara delik misali çekercesine umutları bir feryat kopardı, döndü durdu ancak kapıldıklarını bırakmadı, daha da sardı sarmaladı. Günahkârlar da bu illetten nasibini alırken amaç masumları ısıtmaktı. Sarıldı, bırakmadı.
Bunun felaket olacağını bilmeden istemedi tuttuğu eli bırakmayı.
Kasırga, çaresizliğin boyun eğdiği tek felaketti.
Kıyamete tutkun tek karmaşaydı.
Polat Kadem Yamanel, kasırganın ta kendisiydi.
Kollarındaki genç kadın bilinçsizce kendisinin göğsüne sığınmışken asla bırakmak istemiyordu tutuyor olduğu bedeni. Daha da sıkı sardı, çünkü o uyandığında bu hissi bir daha tadamayacktı.
En son olanları hatırladı. Tünel boyunca Aylim Asil'in peşine takılmışken bir anda duraksadığını görmüş, kendisi de durmuştu. Genç kadın o âna kadar kendisini fark etmemişti bile. Birkaç adım sendelemişti Aylim korkarcasına, sonra tekrardan durup bir adım öne çıkmıştı.
Karanlık boşluğa bakarken mırıldandığı tek şey, "baba" olmuştu...
Tek sorun -eğer sorun denilirse- karşısında gerçekten babasının olmayışıydı.