6. ÇİLEKLİ DONDURMA

418 21 64
                                    







(iyi okumalar,
yorum yapmayı unutmayın:)







Korku nedir bilmeyiz,
Biz dağların erleri,
Yuva yaptık göklere,
Baş döndüren yerlere.

Komando Andı





Sıcaktı. Güneş bütün sıcaklığını o gün için harcamış gibiydi sanki. Harcamıştı çünkü, küçük kızın buza dönüşen kalbini eritmek istemişti. Biliyordu küçük Gece'nin ne kadar canının yandığını ve biliyordu çok yakında kalbinin tamamen buzla kaplanacağını.

Hatta biliyordu kendi sıcaklığının bile onun kalbine çare olmayacağını. İşte bu yüzden onun yanına esmer, mavi gözlü bir çocuk yollamıştı. Çünkü farkındaydı onun mavi gözleri kendinden daha sıcak bakacaktı Gece'ye, onun elleri daha da ısıtacaktı soğuk bedenini.

İşte o sıcacık günde oturmuştu kaldırımın kenarına küçük kız. Yine kimse onu oyununa davet etmemişti. Zaten kendisi de artık o kötü çocuklarla oyun oynamak istemiyordu. Tek isteği ona karşı kötü davranmamalarıydı. Çünkü ne kadar güçlü olsa da bazen onların söylediklerine dayanamıyor, gözlerinden yaşlar akıp gidiyordu. Öyle zamanlarda çocuklardan çok kendine kızıyordu.

Kendisine çok kez güçlü olması gerektiğini söylediği halde diğerlerinin karşısında ağladığına kızıyordu. Ama öğrenecekti. Daha da güçlü olacak ve kimsenin karşısında ağlamayacaktı artık.

Yetimhanenin kapısının hemen yanında ki yolun kenarındaydı. Hafta sonları dışarıya çıkmasına sadece bu kadar izin veriyorlardı. O da bu yolun kenarına oturup yatılıya bir günde kaç tane çocuk bırakıp gittiklerini sayıyordu.

Bir günde kaç çocuğun hayatının mahvolduğunu, kaç çocuğun anne baba özlemi çektiğini, belki de kaç çocuğun tıpkı kendisi gibi saatlerce gardırobun içinde ağlayacağını sayıyordu Gece. Saydığı her çocukta ise biraz daha buzla kaplanıyordu kalbi.

"4 oldu."

Öğle saatlerine kadar beklemişti Gece ve dört çocuk çoktan bırakıp gidilmişti yatılıya.

"Ne 4 oldu?"

Gece yan tarafından gelen sesle o taraf döndü. Kızıl bakışları bir çift tanıdık mavi göze takıldı. Yüzünde hafiften bir gülümseme belirdi. Oysaki onca bırakıp gidilen çocuktan sonra bu gün hiçte mutlu olmaz sanıyordu ama henüz yeni tanışmış olsa da bu çocuk onu mutlu ediyordu.

Kalbini ısıtıyordu.

"Bırakıp gidilen çocuk sayısı."

"Yine mi sayıyorsun?"

"Evet, başka yapacak bir şey yok ki!"

Küçük kız omuzlarını umutsuzca silktikten sonra mavi gözlü çocuk hemen yanına oturdu. Bu sefer tek başına değil, birlikte oturmuşlardı yolun kenarına.

OMUZ OMUZA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin