12

10.3K 557 212
                                    

" Bence şu üzerinde peri kızı deseni olan toka daha çok yakışır sana.  "

Bakışlarımı küçük aynadan çekerek Miran abinin elinde tuttuğu tokaya çevirdim. 

" Hem baksana rengi de toz pembe çok güzel, " derken eliyle saçlarımı toplayarak çıt çıtlı tokayı takıyordu. 

"  Ay gerçekten çok güzel oldu, " dedikten sonra iki elimle tuttuğum sarı tokayı bir kenara bırakarak Miran abiye döndüm. 

" Bunu beyaz gömleklerimden birinin üzerine giysem çok güzel olmaz mı? " 

" Çok güzel olur Maysa. " 

Ellerimi heyecanla birbirine çarptım ve yüzlerce tokanın sergilendiği tezgahta dolaştırdım kahvelerimi. 

" Şu bebek mavisi rengindeki tokayı da çok beğendim. " 

İşaret ettiğim deniz kızı desenli tokayı eline aldı ve onu da saçlarımdan geçirdi. 

" Hangisi daha güzel sence? " 

Kısa bir süre düşünüyormuş gibi göründü. 

" İkisini de alalım, ikisi de çok güzel oldu. " 

" Ama hani bir tane seçim hakkım vardı, " dediğimde omuzunu silkti. 

" İki seçim hakkına çıkardım ben onu."

" Çok teşekkür ederim.  "

Kelimeleri uzatarak kurduğum cümlenin ardından ellerimle tokaları saçlarımdan çıkarıp kasaya doğru ilerledim. Miran abi de arkamdan geliyordu. Akşam üstü altıya doğru beni kapının önünden almış ve alışveriş merkezine getirmişti. Birlikte vakit geçiriyorduk. 

" İkisi elli lira toplamda. " 

Küçücük  iki tane çıt çıtlı tokanın bile bu kadar pahalı olması sinirlerimi bozuyordu. Bu pahalılık yüzünden genelde kendime toka almıyordum. Evdekilerle idare etmeye çalışıyordum. Miran abi bugün bu iki tokayı alarak yine kahramanım oluvermişti. 

" Şimdi ne yapmak istersin bakalım?" 

" Tişört bakmaya gidelim mi? " derken çoktan takıcıdan çıkmıştık. Elini belime yerleştirerek giyim mağazalarının bulunduğu bölüme yönlendirdi beni. Tokalarımın bulunduğu poşeti ve çantamı da diğer elinde tutuyordu. 

" Kısa tişört bakacağız değil mi? " 

Sessiz kalarak kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. 

" Şu mağazaya mı girelim şuna mı? " 

" Her zaman şuradan alıyorum, " derken her köşesi pembe renkle döşenen mağazayı işaret ediyordum. Bir şey demeden belimi sıktı ve kendisiyle birlikte mağazaya ilerlememi sağladı. 

" Hoş geldiniz. " 

Girer girmez yanımıza yaklaşan çalışana göz devirmemek için zor tuttum kendimi. Her an her yerden çıkıp zorla peşimizde dolaşıyorlardı. Rahat verdikleri de yoktu. 

" Hoş bulduk. " 

" Nasıl yardımcı olabilirim? " 

Kız beni tamamen yok sayarak sadece Miran abiyle konuşurken kaşlarımı çattım. 

" Biz kendimiz bakacağız, yardımınıza ihtiyacımız yok, " dediğimde sesim o kadar huysuz bir tonda çıkmıştı ki kendim bile şaşırmıştım.

Görevli kız bir şey demeden son kez gülümseyerek yanımızdan ayrıldığında Miran abiyi geride  bırakarak kısa tişörtlerin sergilendiği bölüme doğru yürüdüm. Arkamdan geldiğini adım seslerinden anlayabiliyordum. 

MAYSA (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin