Miran'dan...
Bazen sinirli olduğunuzda dakikalar boyu bağırıp çağırmak isterdiniz. Etrafınızdaki her şeyi yakıp yıkmak, hatta ve hatta birilerini boğazlamak isterdiniz.
Şu an bende tam olarak aynısını istiyordum. Karşımda dikilen komiseri nefessiz kalana kadar boğarak öldürmek.
" Ulan ben sana demedim mi başka bir vukuatın olursa hiç acımadan içeri atarım diye? "
" Dediniz. "
" Ee o zaman yine niye bulaştın millete?"
Sert bir nefes verdim. Tam olarak kırk dakikadır oturduğum yerde olayı üçüncü kere anlatmış olmama rağmen karşımdaki adam anlamamaya yeminli gibiydi.
" İlk o bulaştı bana. "
" İlk o bulaştı diye adamı niye hastanelik olacak kadar dövüyorsun hayvan herif? "
" Birincisi " dedikten sonra kısa bir süre sakinleşmek adına dilimi ısırdım.
" Birincisi hastanelik olacak kadar dövmedim, kesinlikle abartıyor. İkincisi dediğim gibi ilk o bulaştı bana. Şerefsiz gitmiş mallarıma zarar vermiş. "
Ettiğim hakarete yüzünü buruşturan komiser bu sefer de karşımda oturan Deniz'e döndü.
" Lan hadi bu serseri dövdü dövdü, sen niye ona yardım ediyorsun Deniz?"
Karşımdaki tekli koltuklardan birinde ellerini önünde birleştirmiş bir şekilde oturan Deniz "Bu sefer gerçekten biz haklıydık ama komiserim, " dediğinde dudağımın kenarıyla sırıttım. Komiser bir kez daha yüzünü buruşturmuştu. Alışmıştı Deniz'in ağır başlı hareketlerine. Bana uyuyor olması canını sıkıyordu belli ki.
" Bir gece yatacaksın yine nezarethane köşelerinde Miran efendi. "
" Ya ama- "
" Sus lan yoksa direkt içeri atarım, " diyerek sözümü böldü. Oturduğum yerde geriye yaslanarak iyice yerleştim. Cebimdeki telefon da sürekli olarak titriyordu. Maysa'nın meraktan aradığını tahmin edebiliyordum.
" Kendimi savunmama izin vermiyorsunuz ki ama komiserim. "
Önündeki çaydan küçük bir yudum alıp ters bakışlarını suratımda gezdirdi.
" Neyini savunacaksın Allah aşkına, adam hastanelik olmuş hastanelik. "
" Abartıyor belasını siktiğim. Hastanelik olacak kadar dövmedim ben onu. "
Benden hemen sonra Deniz atıldı lafa. " Vallahi komiserim o kadar dövmedik biz onu. Sadece uyardık mallara zarar vermemesi için. "
" Sizin uyarma şeklinize sıçayım, " diyen komiser çalan telefonu kulağına doğru tuttu.
" Miran, Maysa'ya burada olduğumuzu yazsana. Bende Enes'e haber vereyim. " diyen Deniz'i sesimi çıkarmadan kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım.
Hemen ardından da cebimdeki telefonu çıkararak ekrana düşen bildirimlere göz attım. Maysa'dan gelen yirmi üç cevapsız çağrının yanına on iki yeni mesaj ekliydi. Parmaklarımı ekranda gezdirerek onunla olan sohbet ekranına girdim.
Alıcı: Maysa'm
Balım karakoldayız abinle, çıkınca yazacağım.
Beklediğim cevap birkaç saniye sonra geldi.
Gönderen: Maysa'm
Bizde kapıdayız. Olanları duyduk. Sizi bekliyoruz.
Çıkışımın olmadığını söyleyemedim o an. Çünkü biliyordum ki dert edecekti kendisine. Endişelenip duracaktı benim için. En iyisi şimdilik söylememekti.
![](https://img.wattpad.com/cover/346799549-288-k241966.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA (bxb)
Ficción GeneralMaysa'm:Nasıl tek bir hareketinle tüm mahalleyi kasıp kavurabilecek güçteyken benim karşımda böylesine sütten kesilmiş zavallı bir kediye dönüşüyorsun çözemiyorum Miran.