Maysa'dan...
" Taşırmadan sürsene Miran ya! "
Orta sehpanın üzerinde duran elimi kendisine doğru iyice yaklaştıran sevgilim bıkkın bir nefes verdi dudakları arasından.
" Dikkat ediyorum ama taşıyor Maysa'm. "
Koyu mavi renkle süslenmiş olan fırçayı bu sefer de işaret parmağım üzerindeki tırnağıma bastırdı. Aynı zamanda arkada çalan müziğe eşlik ediyordu.
" Tam bir saat on dakikadır uğraşıyorsun Miran şu ojeleri sürmek için. Daha üzerine desen yapacaksın bir de! "
Kahvelerimle çakışan yeşilleri kısılırken kaşlarını da çatmıştı. Dudaklarında asılı duran sigarası düşecek gibi duruyordu.
" Güzel olması için uğraşıyorum Maysa'm farkındaysan. Gelişigüzel yapmayı ben de biliyorum şükürler olsun ki. Sadece özeniyorum yani. "
İnce parmakları arasında tuttuğu sigarasından zehirli bir duman daha çekti ciğerlerine. Onların evindeydik. Duvara asılı duran saat gecenin ikisini gösteriyorken salonda oturmuştuk. O bana oje sürüyordu ben ise son bir saattir olduğu gibi sakince onu izliyordum.
" Yapacağım bu sefer görürsün. "
Sigarasını tekrar dudakları arasına astıktan sonra kenarda duran koyu mavi ojeye bulanmış fırçayı eline aldı.
Parmaklarının her yanını boyamıştı farkında olmadan. Hatta burnunun ucuna bile değdirmişti biraz." Oluyor mu? "
Ses çıkarmadan kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. O kadar güzel görünüyordu ki nefesimin kesildiğini hissettim kısa bir süreliğine. Üzerindeki tişörtü tüm bedenini sarıp sarmalamışken altına da geniş bir eşofman giymişti. Saçları her zamankinin aksine dağınık bir haldeydi. Yeşilleri hafiften kızarmıştı. Dolgun dudakları arasına sıkıştırdığı sigarası onu tamamlayan ve eşsiz kılan parçaydı.
" Yüzüğün nerede Miran? "
Gözlerini yaptığı işten ayırmadan tek eliyle eşofmanının cebine uzandı.
" Burada. Oje sürerken rahatsız etmesin diye koydum cebime. "
" Mekanda da bulaşık falan yıkarken rahatsız etmesin diye çıkarıyorsun herhalde. "
Sonuna yaklaştığı sigarasını küllüğe bastırarak üzerinde biriken külleri aldı.
" Nereden çıktı şimdi bu balım? "
Gözlerime bakmak yerine hala yaptığı işle ilgileniyordu. Aslında süremiyordu. Üst üste sürdüğü için oje tırnağımda tabakalaşmıştı. Ayrıca etlerime sıçratmıştı tüm ojeyi. Buna rağmen ses çıkaramıyordum. Hevesini kırasım yoktu. Sonuçta o teklif etmişti sürmeyi. Şimdi burun kıvırarak üzmek istemiyordum onu.
" Bilmem, baksana oje sürerken bile rahatsız ediyor seni. Mekanda iş yaparken hayli hayli ediyordur diye düşünüyorum. "
" Bu yüzük bu akşam ilk defa çıktı parmağımdan. Daha önce bir kere bile rahatsız olup çıkarmadım. "
" Bugün neden rahatsız etti seni? "
Dudakları arasından çıkan küçük kıkırtı aramızda dağılırken dolgun iki et parçasını elimin üzerine bastırdı.
" Oje bulaşsın istemedim. Kirlensin, leke alsın istemiyorum. Sevgimiz gibi temiz ve pak kalsın. "
Yüzümdeki tav olmuş ifadeyi bastırmaya çalışırken masanın üzerinde duran cipslerden birini attım ağzıma.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA (bxb)
Ficción GeneralMaysa'm:Nasıl tek bir hareketinle tüm mahalleyi kasıp kavurabilecek güçteyken benim karşımda böylesine sütten kesilmiş zavallı bir kediye dönüşüyorsun çözemiyorum Miran.