Deniz'den...
" Neden böyle yapıyorsun balım? "
Bacaklarını belimin iki yanından sarkıtarak göğsüme yaslanmış olan sevgilim kısa bir sessizliğin ardından ofladı.
" Karnım ağrıyor çünkü. "
Koltuğun boş kısmının üzerinde duran renkli keklerden birini elime alarak ağzına doğru uzattım.
" Ye bunu da ilaç içireyim sana güzelim. "
Kafasını istemediğini belirtircesine başka tarafa çevirdiğinde derin bir nefes verdim. Bir saattir yalvarıyor olmama rağmen bir şey yememek için direnmeye devam ediyordu.
" Ama yemezsen ilaç içiremem ki sana güzelim. İlaç içmezsen de karnın iyileşmez. "
Kafasını göğsümden kaldırarak yüz yüze gelmemizi sağladıktan sonra " Ama canım hiçbir şey yemek istemiyor ki Deniz. " diye mırıldandı.
" Miden mi bulanıyor bir tanem? Ondan mı canın bir şey yemek istemiyor? "
" Evet, " derken aynı zamanda kafasını aşağı yukarı sallıyordu. Buraya gelmeden önce markete uğrayarak içini çeşitli atıştırmalıklarla doldurduğum poşetin derinliklerinden tuzlu çubuk paketini çıkardım.
" Bundan yedireyim mi sana güzeller güzelim? Mide bulantını da bastırır hem. "
" Tamam, olur, " dedikten sonra ellerini göğsüme yaslayarak bekledi. Paketi açarak içinden çıkardığım çubukları ikişer ikişer ağzına uzatmaya başladım. İlk başta yeme konusunda tereddüt etmiş olsa da benimde onunla birlikte iştahla yediğimi fark ettiğinde ayak uydurmaya başladı.
" Abimden nasıl izin aldın gelmek için? "
" Enes'in karnı ağrıyormuş, bir bakıp geleceğim deyince izin verdi hemen," dedikten sonra elimde tuttuğum çubukları kızarmış dudaklarına doğru uzattım.
" Sen gelmeden önce aradı beni zaten nasıl olduğumu sormak için. Telaşlandırmışsın onu da. "
Ağzımın boş kaldığını fark ettiğinde yemekten vazgeçecek gibi oldu. Hemen ağzıma yeni çubuklar atarak engelledim onu.
" Beni telaşlandıran da sendin yalnız balım. "
" Altı üstü karnım ağrıyor gel beni ısıt dedim, telaşlandırmadım, " dedikten sonra dudaklarını çocuk gibi huysuzca büzdü.
" Tamam her neyse. Boşverelim bunu."
Kısa bir sessizliğin ardından tekrar konuşmaya başladım.
" Neden bu kadar ağrıyor karnın? Hastaneye gidelim mi bir bebeğim? "
" Sanırım ayaklarımı üşüttüm, ondan ağrıyor. Ayrıca hastaneye falan da gitmek istemiyorum. İğne yaparlar falan hiç uğraşamam. "
Boşta kalan elimle sırtını sıvazladım. Dakikalardır aynı şeyi yapıyordum fakat elimden de başka bir şey gelmiyordu. Hasta bakma konusunda çok kötüydüm.
" Ye bakalım bunu da," diye mırıldandığımda kaşlarını çatarak benim ağzımı işaret etti. Kendi ağzıma da birkaç çubuk attım.
" Bugün yıldızları izlemek için tepeye çıkacak mıyız sevgilim? "
" Karnın ağrıyor balım, başka bir akşam çıkarız. "
" Ama hani bugün kesin çıkacaktık, " derken gözlerine yavru köpek bakışlarını takmıştı.
" Olmaz ama sevgilim, karnın çok ağrıyor. Bu ağrıyla hareket edemezsin ki."
Elimdeki çubuğu kemirirken " O zamana kadar karın ağrım dinerse gider miyiz peki? " diye sordu. Yüzündeki umutlu ifadeyi bozmamak adına " Gideriz balım, " dedim. Yüzünde keyifli bir ifade oluşurken ellerini de birbirine vurmuştu heyecanla. Elimdeki çubukları ona doğru uzattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA (bxb)
Genel KurguMaysa'm:Nasıl tek bir hareketinle tüm mahalleyi kasıp kavurabilecek güçteyken benim karşımda böylesine sütten kesilmiş zavallı bir kediye dönüşüyorsun çözemiyorum Miran.