MAYSA (bxb)

23

Maysa'dan...

Oturduğum yerde kıpırdanarak sesli bir nefes verdim. Kuduruyordum. Evet evet, kelimenin tam anlamıyla kudurmaktaydım.

" Iyy tipe bak gıcık kız, " diyen Enes yan masaya ters bir bakış atarak konuşmaya devam etti, " Biraz daha Deniz'ime yanaşırsa kalkıp yolacağım saçını başını. "

Mekandaydık. Günlerden cumartesi olduğu için boş zamanımızı değerlendirmek adına abimlere yardım etmeye gelmiştik.

" Anlamadım şimdi bu kız Deniz abilerin lise arkadaşı mıymış? " diyen Cem kaçamak bakışlarla yan masada oturanlara baktı.

" Evet lise arkadaşları. Aynı zamanda eskiden abime aşıktı. " diyen Enes'in hemen ardından Ahmet ,gözleriyle beni işaret etti susması için.

Göz ucuyla yan masaya kısa bir bakış daha attım. Adının Berfu olduğunu öğrendiğim kızın yanında abim, Miran, Alparslan abi ve Yusuf abi oturuyordu. Hepsi önlerindeki çayları yudumlarken yüksek sesle sohbet ediyorlardı.

Berfu, " En çok özlediğim şey sizinle birlikte denize girip saatlerce su savaşı yapmak, " diyerek gülmeye başladığı sırada abim, " Dedi her su savaşı sonrası boğulma tehlikesi yaşayıp ağlamaya başlayan o kız. " diyerek lafa karıştı.

Kahkahalar ve Deniz'in sinirli iç çekişi. Ağrıyan başımı parmak uçlarımla okşadım. Migrenim tutmuştu yine. Şeytanın işi o ya hiçbir zaman yanımdan ayırmadığım ilaçlarımı da bugün evde bırakmıştım lazım olmaz diye. Kendime içimden birkaç küfür savurdum.

Berfu sarı boyalı saçlarını okşarken bir yandan da ağzını yaya yaya konuşuyordu, " Ama kabul edin kesinlikle çok eğlenceliydi yaptığımız su savaşları. "

Kirpiklerini yoğun rimel darbeleriyle süsleyen mavi gözlerini sırasıyla çevresindekilerde gezdirip sonunda Miran'da kilitli bıraktı. İşlemden geçtiği belli olan keskin bir burna sahipti Berfu. Boyu kısa, dudakları da oldukça dolgun bir görünümdeydi. Güzeldi. İnkar edilemezdi bu. Fakat çok iticiydi. Güzelliği bozan en büyük etken ise iticilikti maalesef.

" Miran sen mimarlık okudun mu? Lise zamanlarında hep okumak istediğini söylüyordun. "

Abim " Sence mimarlık okumuş olsa burayı işletir miydi Berfu? " derken alaylı bir şekilde sırıtıyordu. Enes'in de kıkırdadığını işittim. Kıkırdayan çocuğa dönerek göz kırptı abim serseri bir şekilde.

" Ay aman laf sok ama hemen, geri kalma. "

Berfu'nun sesi inceydi. Dozunu ayarlayamadığında oldukça tiz çıkıyordu kelimeler dudakları arasından.

" Tamam Berfu bağırma çok. Deniz sende uğraşma kızla. "

Söylediklerinin hemen ardından kolunu Berfu'nun sert tutuşu arasından çekti Miran. Yeşilleri de kısa bir süreliğine benim kahvelerimle kesişmişti.

" Hangisi hanginizin kardeşi? "

Berfu'nun ardından diğer masadaki tüm bakışlar bizim olduğumuz yöne döndü.

" Bak şu saçları bir sarı bir siyah olan tatlı çocuk benim kardeşim, " diyen abim küçük bir öpücük gönderdi havadan bana doğru. Onu taklit ederek küçük bir öpücük gönderdim bende.

" Şu siyah saçlı ve yeşil gözlü olan da benim kardeşim. "

" Gözleri senin gözlerinle aynı. "

" Evet, " dedikten sonra dudaklarını birbirine bastırdı Miran. Yanında oturan Berfu'nun gözleri yanımızda oturan Ahmet ve Cem'e kaydığında bu sefer sözü ben devraldım.