37

2.1K 116 10
                                    

Maysa'dan...

" Ve asla unutma sevgilim, yıldızları eşsiz kılan; etrafa yaydıkları ışıklar değil, ruhumuza sardıkları kahkahalarıdır. " 

Ağzımdan dökülen kelimeler havada yayılıp da yerini boşluğa bıraktığında, kahvelerimi elimde tuttuğum kitaptan ayırdım. 

" Eşsiz bir cümle. " 

Elindeki meybuzun birikmiş damlalarını kafasına dikerek içen Peri, kısa bir duraksamanın ardından " Kesinlikle çok eşsiz bir cümle. " diyerek devam ettirdi sözlerini. Etrafında onlarca boş meybuz paketleri yokmuş gibi her iki dakikada bir aralarına yenisini ekliyordu. 

" Eşsiz ve bir o kadar da şefkat dolu. " 

Renkli kalemlerle süslediğim sayfanın kenarını hafifçe kıvırdıktan hemen sonra elimdeki kitabı orta sehpanın üzerine bıraktım. Yaklaşık iki saattir Peri ile salonda karşılıklı oturmuş, sevdiğimiz kitaplar üzerine sohbet ediyorduk. Beğendiğimiz alıntılar, yazarın ve karakterlerin olaylara yaklaşma biçimi, kelimelerin kullanılış amaçları, söyleşimizi oluşturan önemli başlıklardı. 

" Peki sence herhangi bir kötülüğü içinde barındırıyor mu bu cümle  Maysa abi? " 

Orta sehpanın üzerinden aldığım fincanımdaki zift gibi kahveyi kafama dikmeden önce " Şefkatin olduğu yerde hiçbir kötülük barınmaz Peri kızım. " diye mırıldandım. Hemen sonrasında da yüzüm acıyla buruşmuş, midem ağzıma gelmişti. Kahvem ben beğendiğim alıntıları ararken soğumuş ve tadını kaybetmişti. Ondandı böylesine kötü bir tada bürünmesi. 

Gözlerim camın ardından görünen gökyüzüne değdi.  Son birkaç günün fırtınalı havasına inat bugün sabahın erken saatlerinden beri etrafa güneş hakimdi. Hafif bir rüzgar, ağaç yapraklarıyla oynaşırken buna arada atıştıran kısa süreli yağmur eşlik ediyordu. Garipti bugün hava. Tıpkı benim gibi o da neler hissedeceğini şaşırmış ve her telden çalmaya karar vermiş olmalıydı. 

" Miran abi nerede? " 

Adını duyduğum an heyecanla atan kalbim aynı zamanda özlemle sarsılıvermişti. Üç gündür yüzünü görmemiş, sesini de ara sıra abimle yaptıkları telefon görüşmeleri dışında hiç duymamıştım. İki günlüğüne gideceğini söylediği işi uzamış, bir hafta sonra geleceğini söylemişti abime.  Hem iyi geliyormuş buradan uzak olmak, kafasını ve hareketlerini tartıp biçmeye ihtiyacı varmış. Öyle demişti abime.

Çok kez mesaj atmak istemiştim fakat utandığım için tüm bunlardan vazgeçmiştim. Her ne kadar tüm suçu onda arıyor olsam da biraz düşününce benim de bazı konularda hatalarım olduğunu fark edebilmiştim. Bundandı sanırım böylesine utanmam ve ondan kaçmam. 

O da yazmamıştı bana. İlk gün telefonumu bir kez çaldırmış ben daha cevap veremeden kapatmıştı. Hemen ardından da mesaj kutuma yanlışlıkla oldu, diye bir mesaj düşürüvermişti. Bundan sonrasında da herhangi bir temasa geçmemişti. Ya rahatsız etmek istemiyordu ya da... Diğer ihtimali düşünmek bile istemiyordum şu an. 

" Şehir dışına çıktı bir haftalığına. " 

" Neden ki? " derken eline bu sefer de pembe renkli bir kek ambalajını almıştı. Abim ben Peri'yi almaya giderken markete uğramış ve bizim için bir sürü abur cubur almıştı. Biliyordu ikimizin de konuşurken bir şeyler yemekten ve içmekten hoşlandığımızı. 

" Dükkan için mal alacaktı. " 

" Küs müsünüz siz onunla? " 

Burnumdan seslice bir nefesi dışarı akıtırken " Nereden anladın? " diye sordum.

MAYSA (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin