Sakatlık
Melissa ile konuşmamız ardından akşam olmuş, odaya geri gelse bile herhangi bir sohbette bulunmamıştık. Ona düşündüklerin de yanıldığını söylemek istiyordum ama buna cesaretim yoktu. Artık bir önemi de kalmamıştı zaten.
Hong Kong'da ki ilk antrenman için sahadaydık. Dinlenmek için benche geçtim, ardımdan da yanıma Ebrar geldi. "Biz sana hoşlandığın kadınla oda ayarlayalım, suratın hâlâ beş karış olsun. Bu nedir kardeşim ya?" Şaşkınlıkla kafamı kaldırıp yüzüne baktım. "Ne demek oda ayarlayalım? Bu senin mi işindi!" Ebrar bıyık altından gülerek ve ona diktiğim gözlerimin içine bakamayarak, etrafı izledi. "Teknik olarak sadece benim değil...Vallahi ilk başta Zehra attı fikri ortaya!" Olayın içine Zehra'nın da girmesiyle ben daha da şaşırıyor, sinirle Ebrar'ın omzuna vuruyordum. "Siz niye kendi kendinize planlar kuruyorsunuz? Ayrıca Zehra ne alaka ya!"
Ebrar bileklerimden tutup beni durdu. "Canım arkadaşım sakinleş lütfen, konuşarak anlaşabiliriz. Ayrıca Zehra'ya ben anlatmadım, Mile söylemiş zaten. O bana gelip 'Senin de bildiğini biliyorum, bu ikili için bir şeyler yapmalıyız' diyince karşı koyamamak tek suçum." Yavru bir köpek gibi suratıma bakıyordu. "Ebrar, ben sana söylemedim mi bizim aramızda hiçbir şey olamaz, artık aynı takımdayız diye? Siz hâlâ neye uğraşıyorsunuz?" Offlayarak bileklerimi bıraktı ve sitemle konuşmaya başladı.
"İkiniz de takmışsınız ağzınıza bir aynı takımdayız lafını. Ne var canım aynı takımdasınız da? Millet ne der diye mi düşünüyorsunuz gerçekten? Bizim çok sevgili taraftarlarımızdan iki linç yer oturursunuz yerinize. Alışık olmadığımız şey sanki." Geçen sene Ebrar'la birlikte yönelimlerimiz yüzünden linç yemiş, başarılarımız değilde özel hayatımızla ilgili gündeme gelmiştik. Bu ilk başlarda dayanılmaz olsa da gittikçe alışmıştım.
"Millet umrumda değil! Aramızda ki kötü bir olayda bunu sahaya yansıtmaktan korkuyorum. Ayrıca yönelimlerimiz yüzünden bir şey denmedi ama aynı takım içinde ilişki yaşamamız federasyon için de koç içinde uygun olmayabilir." Dedim korkularımı dile getirerek.
"Her neyse, zaten Melissa'yla aramızda bunları konuşmaya değer bir şeyde yok." Ebrar gözlerini devirmiş kısık sesle konuşmuştu. "Anca kendini kandırırsın."
"Seni duyuyorum!"
Çok fazla sohbet etmiş olsak gerek Dani'den küçük bir uyarı gelmişti ve biz antrenmana geri dönmüştük. Sırayla 2 numaradan top karşılıyor, smaçla karşı tarafta manşet için bekleyen takım arkadaşımıza gönderiyoduk. Smaçı atan manşete geçiyordu.
Sıra bana gelmişti, Elif'ten gelen topu filenin diğer tarafına attım. Topa vuruşumda düşüşüm kadar sert olmuştu. Yana doğru bükülen bileğim ile ayakta duramadım ve yerde kaldım. "Ayperi!" İnanılmaz bir acı tüm bileğimden bacağıma doğru yayılıyordu. Ama asıl acıtan bu değil, maçlara katılamama korkusuydu.
.
Kısa bir bölüm oldu ama bir sonrakinde güzel şeyler yaşanacakk
baii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi hada | melissa vargas
FanfictionKolunu yastıkla kafası arasına koymuştu, bu sayede bana azda olsa yüksekten bakıyordu. Diğer eliyle yüzüme düşen turuncu saç tellerimi kulağımın arkasına götürdü. Yüzüme parmak uçlarıyla sanki her an kırılmaya hazır bir cam parçasıymışım gibi nazikç...