2

2.1K 120 41
                                    

Kırıcı Sözler

"Oturmaya mı geldik, hadi!" Ebrar her zamanki gibi yerinde duramayıp dans etmeye başlamıştı ve yanında sürüklediği genelde ben oluyordum. Karşılıklı eğlenerek dans ediyor biraz da olsa onu düşünmekten uzaklaşıyordum. Çok azcık.

Yanımıza gelen İlkin ve Elif'te bize eşlik etti. Ne varsa gençlerde vardı vallahi. Zehra'ları da çağırmak için oldukları masaya döndüm ve bu tarafa dönük olup yaptığımız dansı izleyen Melissa'yla göz göze geldim. Baştan aşağıya beni süzdü ve sırıtarak dans etmekten yukarı kaymış olan eteğimi gösterdi.

Hızlıca kızaran yanaklarımla birlikte eteğimi düzelttim, çok şükür ki frikik vermemiştim sadece biraz kaymıştı. O sırada Ebrar belimden tutarak beni kendine çevirdi ve dans etmeye devam ettik.

Bir süre sonra yemekler gelmiş bizde yerlerimize oturmuştuk.

"Benden duymuş olma ama bu kız baya baya seni kesiyor." Ebrar kolunu sandalyemin arkasına doğru atmış, kulağıma bunları fısıldamıştı. Kafamı kaldırdım ve sağ çaprazım da oturan bahsettiği kıza doğru baktım. O da çatık kaşlarıyla bana ve Ebrar'a bakıyordu. Sinirli ifadesine bir anlam veremeyip aynı ifadeyle, bende kaşlarımı çatarak bakmaya devam ettim. Bir süre sonra gözlerini devirerek başka tarafa döndü. Neydi bu?

Ebrar'ın karnına dirsek attım. Benden uzaklaştı ve sanki canı yanmış gibi gözlerime baktı. "İyi ki bir şey anlattım Ebrar. Hani açmayacaktın bu konuyu?" Evet Ebrar'a o geceden bahsetmiştim ama aynı zamanda bizim aramızda bir daha hiçbir şeyin yaşanmayacağını da söylemiştim.

"Napayım kızım, sen farkında olmayabilirsin ama dans ederken gözleriyle yedi resmen seni. Görünen köy klavuz istemiyor yani, hâlâ dikkatini çekiyorsun onun."

"Çok dikkatini çekiyor olsaydım, o gece orada kapanmazdı Ebrar. Bırak yüzyüze gelmeyi bir kere yazmadı bile." Sinirle kollarımı kavuşturdum ve arkama yaslandım. Gözlerim kavruk tenli kıza kaydı. Gülerek sohbet ediyordu kızlarla.

"Sen niye yazmadın matmazel, götünü kaldırıp zahmet edemedin de ondan mı bekledin?" Şaşkınlıkla arkadaşıma döndüm ve ağzına çok acıtmayacak şekilde vurdum.

"Sabahına hiçbir şey söylemeden giderse bende yazmam tabi ki! Ne bekliyorsun, bi de peşinden mi koşsaydım, birlikte olduk artık bir ömür karımsın diye?" Ebrar sözlerime hak vermiş olsa gerek benim gibi arkasına yaslandı ve pes etti.

"O da doğru. Neyse hayatım, sıkma canını bak sana ne anlatıcam..." İtalya'da yaşadığı bilmem kaçıncı macerasını anlatmış ve benimde kafamın dağılmasını sağlamıştı.

Lavabolara gitmek için kalktım ve işimi halledip çıktım. Gürültüden birazda olsa uzaklaşmak için tek başıma bi masaya geçtim, bir yandan da telefonla ilgileniyordum.

"Sıkıldın mı kalabalıktan?" Duyduğum ses ile şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Bu oydu, Melissa.

"Biraz başım ağrıdı sadece, sen?" Naziklik olsun diye sorduğum soruya gülümseyerek cevap verdi. Ama pek mutlu hâli yoktu, sanki söylemek istediği bir şey var ve söylememek için kendini tutuyor gibiydi.

"Bir sorun mu var?" Güldü, daha çok alaycı bi gülüştü. "Sence yok mu?"
Cevap vermeden yüzünü izlemeye devam ettim.

Kendini daha fazla tutamayarak konuştu. "Söylesene başka hangi voleybolcularla birlikte oldun?"

Sözleriyle kalakalmış yüzüne bakıyordum. Tek şaşıran ben değildim. Kendi sözlerine o da şaşırmıştı ama artık çok geçti. Hızla yanından geçtim. Sanki bilerek omuz atmış gibi olmuştum ama umrumda değildi. Yaptığı imaya aklım ermiyordu.

Bu sefer kalbimin ritimleri heyecandan değil sinir ve üzüntüyle hızlanıyordu.

.

Birazcık kaos lazım yoksa olmaz :))

Ama öylede denir mi be annem, vur dedik öldürdün

mi hada | melissa vargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin