Vuslat
Uyarı! Bu bölüm cinsellik içerir.
.
Bazen bir şeyleri duymamak, görmemek daha güzeldir. Bende bunu tercih ederek ona o sabah neden gittiğini ve ondan sonrasında neden hiç aramadığını sormamıştım.
Çünkü vereceği cevaptan korkuyordum, çünkü tam aramızda bir şeyler yoluna girmişken bunun bozulmasından korkuyordum.
Ama bir yandan da bu sorunun cevabının ilerde pek de hoş olmayacak şekilde karşıma çıkacağını biliyorum.
Şimdilik ise kendimi anın akışına bırakmış, içimden geldiği gibi davranıyordum. Mesela biraz önce duşa girmiş olan Melissa'nın arkasından banyoya gireceğim gibi.
Kızlarla Hong Kong'u gezmiş, güzel zaman geçirmiştik. Ama o anlarda bile aklıma birazdan olacakları getirmeden duramamış, heyecanla odalara dönmeyi beklemiştim. Aynısının onun içinde geçerli olduğunu biliyordum çünkü tüm gün üzerimden gözlerini çekmemiş, imâlı sözlerine devam etmişti.
Kilitlenmemiş olan kapıyı açtım ve banyodan içeriye girdim. Çıplak sülieti buğulu duşakabinin ardından görünüyordu. İçeriye girmem ile hareketleri duraksamış olan bedeninin bana doğru döndüğünü görebiliyordum.
Üzerimde ki kıyafetlerden kurtulurken ikimizin de kalp atışları banyonun duvarları arasında yankılanacak cinsten hızlı atıyordu. Buna engel olan ise hâlâ akmaya devam eden su başlığıydı. Sonunda çıplak kaldığımda adımlayıp duşakabine doğru ilerledim ve kulplarından tutup iki kenara doğru açtım. Bu sayede ikimizin de çıplak bedeni önümüze serilmiş birbirimizin dövmeli vücutlarını süzüyorduk.
Duşakabinin içine girip karşısına dikildim. "Sorunu hatırlıyor musun? Odaya geçince ki eğlencem hakkında olan. Orada cevabımı verememiştim, şimdi göstereyim diyorum. Ne dersin?" Ona iyice yaklaşmış, gözlerimde ki kıvılcımlarla, şaşkın ama bir yandan da hayranlık barındıran gözlerine bakıyordum.
Elini belime yerleştirdi ve çıplak vücutlarımızı birbirine yasladı. "Şu cesur ve ateşli hallerine bayıldığımı söylemiş miydim?" Çapkın hareketlerle kollarımı boynuna doladım ve zaten birbirine yaslı olan göğüslerimi iyice ona bastırmış oldum. Sivrelmiş göğüs uçlarını hissedebiliyordum ve onun da hissettiğini biliyordum.
"Söyleme, göster." Sesimden akan arzunun yansımasını gözlerinde gördüm. Bir eli hâlâ belimde duruyorken diğerini çeneme götürdü ve yüzümü kendine çekmesiyle dudaklarıma yapışması bir oldu.
Dudakları ruhumu içine çekmek ister gibi öpüyor bende aynı şekilde karşılık veriyordum. Elimi saçlarına doğru çıkardım ve kısa saçlarını çekiştirdim. Bu hareketimi sevdiğini biliyordum çünkü her seferinde dudaklarından kısık bir inleme çıkıyor, beni öpmeye daha sert bir şekilde devam ediyordu.
Belimde ki elinin kalçama doğru indi ve etimi parmakları arasında sıkıştırdı. "Mile!" Dudaklarımın üzerinde dudaklarının kenara doğru çekilerek gülümsediğini hissettim. Üzerime doğru adımladı ve beni duvar ile arasına aldı.
Bir elim çenesindeyken diğerini göğsüne doğru indirdim ve kalçama yaptığı gibi bende göğsünü avuçlarım içine aldım. "Peri..." Dudaklarını dudaklarımın esaretinden ayırmış, nefeslenir gibi adımı inlemişti o da. Eli beni çıldırtacak bir yavaşlıkta kasıklarıma doğru indi ve kadınlığımı okşadı. "Húmedo." Ben başımı banyonun soğuk fayanslarına yaslamış inlerken onun dudakları çenemden boynuma doğru bir yol izliyordu. (Islak.)
Bugün iplerin onun değil benim elimde olmasını istiyordum bu yüzden ne kadar şu an ki hâlimizden zevk alsam da, onu kendimden uzaklaştırıp duvara yaslayan ben oldum. İstediğim şeyi anlamış dudaklarına bir gülümseme konmuştu. Kesinlikle masum bir gülümseme değildi.
Neyse ki bende şu an pek masum olmayacak şeyler yapıyordum, onun göğüslerini dudaklarım arasında çekiştirmek gibi.Eli önüme gelen ıslak saçlarımı toplamış, işimi kolaylaştırmıştı. Göğüsleriyle ilgilendikten sonra dudakları aralanmış nefes nefese beni izleyen Mile'ye çevirdim bakışlarımı. Karnına doğru öpücükler kondurarak dizlerim üzerine çöktüm ve kadınlığı ile aynı hizaya geldim.
Önümde ki güzellikte gözlerimi gezdirdim. "Hadi mi hada... onu dudaklarının arasına al." Konuşurken değişen aksanı ve arsız sözleri beni daha da yükseltiyordu. Küçük tepesine bir öpücük kondurdum ve parmaklarımla sertçe yuvarlamaya başladım. Mile zevkten hızlanmış nefesiyle başını geriye yasladı ve yapacaklarımı bekledi. Parmakları arasında çıldırmak kadar onu çıldırtmak da güzeldi.
İnleyişleri kulağıma bir melodi gibi gelirken tepeceğinden parmaklarımı çekerek aşağı indirdim ve kadınlık duvarlarını okşadım. Bu sırada ise tepesini boş bırakmamış, dudaklarım arasına almıştım. Dilimi kadınlığı üzerinden baştan sona gezdirdim ve ağzıma yayılan enfes tad ile inledim. Dayanamıyor olmalı ki saçlarıma doladığı eli ile başımı kasıklarına yasladı ve bende ona istediğini vererek dilimle kadınlık duvarları arasında gidip geldim.
Parmaklarım klitorisini okşuyor, onu iki orgazmında eşiğine getiriyordum. "Ahh, orası evet!" Dilimin yerini parmaklarım aldı ve zevk noktasında sertçe gidip gelmeye başladım. Gözlerimi zevkten kızarmış suratına çevirdim. Gözlerini kapatmış, dudaklarını ısırarak kendini bana teslim etmişti. "Gözlerini aç ve bana bak." Emir verir tonda ki sözlerime uydu ve gözlerime baktı. Gözlerinde kendi yansımamı ve zevk kıvılcımlarını görebiliyordum.
Daha da hızlandırdığım parmaklarımı zevk noktasında ardı ardına gidip geldim ve sonunda titreyerek boşalmaya başladı. Sularını emip ayağa kalktım ve orgazmın verdiği o tatlı tebessümün konmuş olduğu dudaklarını öptüm. Beni bir anda kucağına alması ile hızla bacaklarımı beline doladım ve düşmemek için omuzlarına tutundum.
Banyodan çıkmış yatağa doğru ilerliyordu. Islak bedenlerimizi yatağa bırakmasıyla üzerimde ki yerini aldı ve dudaklarımı esareti altına almadan önce şu cümleyi kurdu.
"Bu gece, sabaha erene kadar benden kurtulamayacaksın."
.
fenasal olaylar oluyo bana imdat
beklediğinize değdi mi barii?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi hada | melissa vargas
FanfictionKolunu yastıkla kafası arasına koymuştu, bu sayede bana azda olsa yüksekten bakıyordu. Diğer eliyle yüzüme düşen turuncu saç tellerimi kulağımın arkasına götürdü. Yüzüme parmak uçlarıyla sanki her an kırılmaya hazır bir cam parçasıymışım gibi nazikç...