Duygu Testi
İki gün önce, Bangkok da ki son maçımızı yapmıştık ve kendimi memnun edecek bir performans göstermiştim. Ebrar'la aramda ki iki sayı farkla o maçın MVP'si olmuştum. Kötü geçirdiğim bir kaç maçtan sonra bu fazlasıyla mutlu etse de aynı şekilde devam etmesi için elimden geleni ardıma koymuyordum.
Şimdi de Ebrar'la otelin sahiline gelmiş, denizi gören bir banka oturmuştuk. "Evet Ayperi Hanım, dökül artık şu eteğinde ki taşları. Seni dinliyorum." Ebrar ellerini önünde birleştirip gözlerimin içine bakarak anlatacaklarımı bekledi.
Derin bir soluk aldım ve bazı özel anlarımızı es geçerek, aramızda yaşanan her şeyi anlatmaya başladım. Beni sabırla dinleyip, sözlerimin bitmesini bekledi. "...şimdi de yine eskisi gibiyiz."
"Siz sevgili olmuşsunuz ama farkında değilsiniz." Kaşlarım çatılmış nedenini anlamadığım bir agresiflik gelmişti üzerime. "Yok öyle bir şey!"
Verdiğim gereksiz tepkiyle beraber yüzünü alaycı bir gülümseme kapladı. "Sakin ol reis, bir şey demedik. Niye bu kadar atarlandın bi anda sen, duymak istemediğin bir şey mi söyledim?" Resmen benimle dalga geçiyordu ve haklıydı da. Neden bu kadar tepki göstermiştim bende bilmiyordum. "Sus Ebrar ya." Somurtarak kollarımı önümde bağladım.
Gülerek beni kendine çekti ve kolları arasına aldı. Küskün bir çocuk gibi karşılık vermiyor, çiçek yaptığım kollarımla bekliyordum. Geri çekilip gözlerime baktı ve çatık kaşlarıyla konuştu. "Zaten kaç haftadır salak yerine konmuşuz, hiç trip atma bana. Tamam ben anladım aranızda bir şeyler döndüğünü ama insan en yakın arkadaşına söylemez mi ya?"
"Söylemek istedim, nasıl anlatacağımı bilemedim sadece. Biz sevişiyoruz ama sevgilim değil mi deseydim?" Bir kaç saniye gözlerimin içine baktı ve aklına gelenleri söyleyip, söylememe arasında gidip geldi.
"Siz arzularınızın arkasına saklanıyor olabilir misiniz?"
Anlamayarak sordum. "Nasıl yani?"
"Şöyle ki ikiniz de takım arkadaşı olduğunuz için mantığınız sevgililik gibi bir ilişkiye doğru bakmadı. Birbirinizden de ayrı duramadığınız için bunu kullanarak yakınlaştınız. Duygularınızı katmıyor olsaydın eğer ki bu ilişkiye, Yesli'nin mesajından bu kadar etkilenir miydin?" Kaşlarını kaldırdı ve gözlerini üzerime dikerek zaten bildiği cevabımı bekledi. "Hayır." Başımı öne eğdim ve ellerimle oynamaya başladım. Bu bir nevi Ebrar'ın üzerimden ayırmadığı bakışlarından kaçış yöntemimdi.
"Gözlerime bak ve doğru söyle, Melissa'ya aşık mısın?" Sorduğu soru ilk olarak vücudum da şok dalgası oluşturmuş, şaşkın gözlerle ona bakmamı sağlamıştı. Ebrar ise ciddi bir şekilde cevabımı duymak istiyor, gözleri içimi görecek gibi hissettiriyordu.
Bakışlarından kaçmak için gözlerimi oturduğumuz bankın karşısında ki deniz manzarasına çevirdim. Ardından içimde sorduğu sorunun cevabını aradım. Ben ona aşık mıydım? Eğer ki aşk her saniye yanında olmasını istemek, yanındayken gözlerini ondan ayıramamak, teni tenine değdiği an kalp atışlarının hızını kontrol edememekse, evet aşık olabilirdim. Ama böyle bir aşka hazırlıklı olmayan kalbim hem heyecandan yerinde duramıyor hemde Melissa'yı kaybetmenin korkusuyla deli gibi çarpıyordu.
Gözlerimi Ebrar'a çevirdiğimde ağzımı açmadan, bakışlarımdan cevabımı anlamış olsa gerek gözlerine derin bir merhamet oturdu. "Ben bu duygular yüzünden onu kaybetmek istemiyorum Ebrar. En başında bu ilişkiye duygularımızı katmayalım diye başlayan bendim, şimdi karşısına çıkıp ben sana aşığım diyemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mi hada | melissa vargas
FanfictionKolunu yastıkla kafası arasına koymuştu, bu sayede bana azda olsa yüksekten bakıyordu. Diğer eliyle yüzüme düşen turuncu saç tellerimi kulağımın arkasına götürdü. Yüzüme parmak uçlarıyla sanki her an kırılmaya hazır bir cam parçasıymışım gibi nazikç...