İlk hisler ∘ 44

1.9K 190 180
                                    

P.O.V ARES

1 yıldır, tam bir yıldır Nkys'i eğitiyordum. Bir yıl boyunca her gün günde 5 saatimi onunla beraber geçiriyordum ve bana her gün bir adet gülle geliyordu. Tek bir gün bile bunu eksik etmedi ve her gül verişinde bana seni seviyorum demeyi de ihmal etmiyordu. Onun elindeki gülü alıp ağacın altına atıyor ve eğitime devam ediyordum, bir gün bile bana kırgınca bakmadı, bir gün bile neden gülü yere atıyorsun demedi, bir gün bile nasıl olsa benim güllerimi umursamadan yere atıyor bu yüzden ona gül götürmeyeceğim diyerek bana gül getirmemezlik yapmadı. O kırmızı gülü her daim benim elime veriyordu.

Ağacın altında oturmuş Nkys'i beklerken bu sefer elinde gül olmadığını fark ettim, bana doğru adımlıyordu ve yanıma geldiğinde gözlerim içine baktı. "Eğitim yok mu bugün? Neden oturuyorsun?"

Onun ellerine baktım, sonra da sağına soluna. Hayır, yanlış görmemiştim. Gerçekten de bir gül yoktu. Bozuntuya vermemeye çalışarak, yerden destek alarak ayağa kalktım. "Hayır ,elbette var, çıkar kılıcını."

Kılıcını kabzasından çıkardığı anda kılıcının ucundaki gülü gördüm. Sonra kılıcıyla beraber o gülü bana uzattı. "Seni seviyorum." Onun gözlerinin içine birkaç saniye baktıktan sonra dikkatlice kılıcın ucundaki gülü aldım ve cebime koydum, bununla beraber Nkys'in gözleri kocaman açıldı. "Ağacın dibine atmayacak mısın?"

"Atmamı mı istiyorsun?" diyerek hafifçe güldüm.

"Hayır, hayır elbette." diyerek hızlı cevap verdi. "Bilmiyorum. Bir an için... her neyse, kabul etmene çok sevindim. Yani bu demek oluyor ki benim sana olan aşkım kabul mu ettin?"

Hiçbir şey demedim ve kendi kılıcımı çıkardım. "Başla hadi."

O da bana bir şey demedi, kılıcını havada bir kez salladıktan sonra benim kılıcıma sertçe vurdu. Sonra tekrar ve tekrar. Bu sırada da benimle konuşmayı ihmal etmedi. "Bu akşamki baloya gelecek misin?"

"Elbette geleceğim." diyerek onun kılıcına sertçe vurdum. "Seni tek bırakamam o tür kalabalık yerlerde."

"Sen o tür yerleri pek sevmiyorsun." diyerek durdu. "Eğer istersen gelmek zorunda değilsin, zaten bir sürü asker olacak."

"Geleceğim." dedim kafamı sallayarak. Gidecektim de, bu sıralar babası hasta olduğu için tüm sorumluluk Nkys'in üzerinde kalmıştı. Genellikle her şeyi organize ediyor, o kontrol ediyordu ve gelen konukları Nkys ile Pandoras ağırlıyordu. Bu yüzden çok yorgundu, eğitimlere de kendisini pek fazla veremiyordu. Zaten babası hasta olduğu için üzgündü fakat bunu belli etmemeye çalışıyordu. Yine de buğulu buğulu bakan, arada bir dalıp giden gözlerinden babası için ne kadar çok endişelendiğinin farkındaydım. Bunu bana her ne kadar yansıtmak istemese de eski enerjisi yoktu, eski konuşkanlığı da yoktu. Zorlu bir zamandan geçtiği için üzerine çok gitmiyordum.

Neredeyse bir saat boyunca sessizce kılıçlarımızı çarpmaya devam ettik, en sonunda Nkys elindeki kılıcı yere düşürdü ve kafasını iki yana sallayarak birkaç adım geriye gitti. "Üzgünüm, toparlanamıyorum."

pandora , GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin