Tozlar Ares'in yüzüne yapıştığında Ares gülerek kafasını iki yana salladı ve bir anda belimden tutup beni arkamdaki yatağa yatırdı. Tişörtümü çıkarmaya çalışırken derin bir nefes verdi yüzüme karşı. Hemen ardından eşofmanımı çıkarmak için elleri aşağıya indi ve baksırım ile beraber eşofmanım da tişörtümün yanına doğru düştü.
Tekrardan bana doğru yaklaştı ve dudaklarını köprücük kemerime bastırdı. Art ardına öpücükler bırakırken ellerimi onun uzun beyaz saçlarının arasına sokup hafifçe çekiştirmeye ve okşamaya başladım.
Havada uçuşan yeşil parlak tozları görebiliyordum. Net olan görüntü her saniye bulanıklaşıyordu. Ares'in ağzında bir sırıtış oluştu. Gözleri gözlerime zevkle bakıyordu. Kollarımı onun boynuna dolayıp kendime çektim ve dudağımı dudağına bastırıp ağzına doğru inledim. "Ares."
"Gecem." diyerek karşılık verdi bana. Elleri çıplak vücudumun her bir noktasında gezinip duruyordu. "Bana bir saniye ver, kendi kıyafetlerimden kurtulmam lazımdı."
Onun kıyafetlerini yavaş yavaş çıkarmayı arzu etsem de şu an bir saniye bir saniyeydi bizim için. Hatta bir salise bile oyalanmak istemiyorduk. Ares geriye çekip üzerindeki gömleği ve pantolonunu çıkarıp benim kıyafetlerimin yanına attıktan sonra tekrardan üzerime doğru eğilip bir öpüşme daha başlattı.
Ellerim onun sırtında geziniyordu. Çoğu zaman pürüzlü yerlerde daha fazla gezdiriyordum parmaklarımı. Her ne kadar bana söylemese de yaralarını bir kusur olarak görüyordu fakat benim için Ares tamamen kusursuzdu. Onun kendisi hakkında kusur saydığı her şeye ben delice aşıktım. Dudağını şefkatle öpüyor, teninde dokunabildiğim her yere dokunuyordum. "Ares'im." diye fısıldadım bacaklarımı iki yana açarken.
Ares ne istediğimi biliyordu, her zaman bilirdi. Zaten tozun etkisi her geçen saniye kanımıza daha fazla karıştığı için kendimizi tutmamız imkansızdı. Ares yatağımın yanına duran komodinin üzerindeki el kremini alıp baktı. "İşe yarar galiba." diye fısıldadı ağzını açarken. Aslında ona ihtiyacım bile yoktu fakat Ares benim acı çekeceğimi düşündüğü için yumuşatıcı bir şey illaki kullanacaktı. Bu yüzden sadece kafamı hızlıca aşağı yukarı sallamayla yetindim, oyalanmak istemiyordum.
Ares'in kremli soğuk parmakları bacak aramdan içeriye girdiğinde titrek bir nefes verdim. Bedenen alışsam da psikolojik olarak hâlâ pek alışamamıştım buna. Zevk dalgası her daim içeriden içeriden vuruyor, tüm vücudumu amansız bir şekilde titretiyordu.
"Vücudunun benim için böyle etki göstermesine her defasında daha fazla aşık oluyorum." diyerek iki göğsümün arasına bir öpücük bıraktı Ares ve sonra bir öpücük daha. Ardından burnunu tenime sürtüp kokumu içine çekmeye başladı. "Tüylerin diken diken oldu."
"Aşkından." diyerek elimi onun sol yanağına koydum ve okşamaya başladım. Aynı zamanda gözlerimi açık tutmak için uğraşıyordum ama bu epey zor oluyordu. Gözlerimi sımsıkı kapatmak geliyordu içimden ama Ares'i de izlemek istiyordum. Onunla ilgili hiçbir şeyi kaçırmak istemiyordum.
Ares'in parmakları içimden çıktı ve birkaç saniye geçmeden daha büyük olan bir şey girdi içime. Alt dudağımı ısırıp bağırmamı engellemek istedim ama başaramadım, yüksek bir inleme döküldü dudaklarımın arasından. Hemen ardından Ares dudağımı yumuşak bir şekilde öpmeye başladı ama her vuruşunda bu öpme sertleşiyordu.
Bedenim onun darbeleri ile ileri geri giderken kollarımı onun boynuna sıkı sıkı bağlamıştım. Uzun saçları yanlardan benim karnıma doğru dökülüyordu. Kokusu burnuma kadar gelip beni mest ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pandora , GAY
FantasyHayatıma son vermek istediğimde bu sonun yeni bir başlangıç olacağını tahmin edememiştim. Bir avcıya av olacağımı bilememiştim. Normal bir dünyada doğmuştum. Herkesin insan olduğu, süper güçlerin olmadığı, fantastik dünyanın sadece kitaplar ve filml...