Minho'ya ev bakmak için arabaya binmiştik. Onu ilk önce kahvaltıya götürüyordum. Changbin sağolsun bir kahvaltı bile yapmamıştık.
"Biliyor musun Yeon-ah kardeşlerin beni hiç sevmeyecek."
Kafamı iki saniyeliğine ona çevirdim sonra hemen geri yola çevirmek zorunda kaldım çünkü araba sürüyordum.
"Hayır! Böyle düşünme mesela Seungmin, sana ısınmaya çalışıyor. Bak biz uzun zamandır tekiz. Bizimle biri konuşsa bile aramızın bozulacağından korkuyorlar. Bu yüzden bu nefret dolu sözleri, bakışları."
Ona döndüğümde yavaşça başını salladı. Ve yine sevmediğim sessizlik...
"Eee seni nereye götürdüğümü merak etmiyor musun?"
"Ev bakmaya gitmiyor muyuz?"
"Amacımız o tabi. Neyse aç mısın bakalım?"
"Biraz açıkmış olabilirim."
~~~~~~~~~~~~~~~
"Şiştim."
Minho'da bende kıtlıktan çıkmış gibi yemek yemiştik. Vah vah bize yemek vermiyorlar. Lan aslında bir bakımdan doğru, tam yemek yiyelim dedik zehir etti gıcık Changbin... Umarım o bir şeyler yemiştir. Ahh bir de Seungmin var. En iyisi onu aramak ve yemek yemesini söylemek. Changbin'de kendi başının çaresine baksın banane kırgınım ona şuan.
"Minho ben bir Seungmin'i arayacağım. Bak şu masadayım ve seni görüyorum."
Eh sürekli gitmekten bahsediyordu. Onu gözümün önünden ayıramazdım.
Gösterdiğim masaya oturdum. Kulağım telefonda, gözüm Minho'da, aklım Changbin'deydi. Üçüde beni ele geçirdi imdat imdaattt!
"Seungmin! Nasıl oldun kuzum?"
"Bir şeyim yoktu ki noona. Normalim işte."
"Sesinden bile anlaşılıyor hala kötü olduğun... Bak ben cidden özür dileri-"
"Bak hala özür diliyorsun. Bitti gitti."
O görmese bile mahcup bir şekilde gülümsedim. Bu çocuğu yiyecektim ama şuan değil, yerim yok midemde... (gecenin köründe yazılan bir bölüm daha...)
"Peki... Sen yemek yedin mi bakalım?"
"Aç değil-"
"Sus bakalım! Hemen kapının önüne bir paket getiriyorum ve sende alıyorsun. Öptüm! Hadi bay bay."
Konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım. Ahh insanların konuşmalarını engellemek favori aktivitem, hobim olmuştu artık (!)
"Minho hadi arabaya!"
Minho seke seke arabanın öne geldi ve sonrasında içeri girdi. Bense olduğum yerden Onu izledim.
Bayım sizin bu enerjiniz ve masumluğunuz beni iki günde büyüledi... Acaba hafızanızı kaybetmeden öncede böyle miydiniz..?
Kafamı iki yana salladım, kendime ufak bir tokat attım ve bende arabaya doğru yürümeye başladım.
~~~~~~~~~~~~~~~
"Neden eve geri geldik?"
"Ben oradan bir paket aldım ya onu Seungmin'e vereceğiz."
Arabayı park ettim ve Minho'ya beklemesini söyleyip arabadan indim. Daha sonra eve girdim. Salona girince Changbin'i görmüştüm, bir an duraksadım ve elimdeki ikinci pakete baktım. Bunu onun için almıştım... yavaşça sehpanın üzerine koydum o paketi ve sonra yukarı, Seungmin'in odasına doğru adımlamaya başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanfictionSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...