-2 gün sonra-
Hafifçe yüzüme vuran güneş ışıkları ile gözlerimi açtım. Bir süre tavanı izledim, etrafa göz attım.
Bugün Changbin cevabını verecekti. Aslında "Gidemezsiniz." dese bile gidecektim. O çocuğun ölümünün verilen üç kuruş para ile unutulmasını istemiyordum. Changbin'in cevabını bekleme sebebim içinin rahat etmesiydi.
Kendi düşüncelerim içinde yüzerken Seungmin'in sesi duyuldu.
"Harika bir kahvaltı Kim Seungmin tarafından hyungları ve noonası için hazırlandı! Evimizin hyungu ve noonası kahvaltı masasına gelsin lütfen, ben diger hyungumu çağırmaya gidiyorum."
Bakışlarım aniden tavanı buldu. Ne yani garip ses cihazlarından odamada mı takmıştı!? Aish bu çocuk... Odama gelip beni çağırmak cok mu zor...
İçimden Seungmin'e söylenmeye devam ederken yatağımdan kalktım ve banyoma doğru yürümeye başladım.
Duşakabine girerken hala Seungmin'e söyleniyordum-
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sallana sallana mutfağa girdigimde herkes oturmuş bekliyordu.
"Herkes gelmiş vay be!"
"Yeon-ah komple evi temizledin galiba benim odamada bir el atar mısın?"
"Hyungum haklı. Kaç saattir neredesin noona?"
Hemen kolumdaki saate baktım. Ne yani gerçekten geç mi kalmıştım?
"Hadi ama! Seungmin garip cihazlarıyla bize haber vermesinin üzerinden yirmi dakika geçmiş. Hem bakın siz boş boş konuşurken Minho'nun sesi çıkmıyor."
Gülerek Minho'ya döndüğümde başını masadan kaldırmıştı. Seungmin ve Changbin gülmeye başlarken ben kocaman olmuş gözlerimle Minho'ya bakıyordum.
"Ne yani uyuyor muydun?"
"Geldin mi Yeon-ah, nerede kaldın?"
Minho'nun bu cevabına bende gülmüştüm. Gerçekten şapşaldı.
"Geldim Minho! Görende gerçekten geç kaldım sanar."
Gülerek önüme dönüp tabaklara baktığımda yarısının bitmiş olduğunu gördüm.
Ne yani beni bekleyen tek kişi Minho muydu!?
Yüz ifadem iç sesimi yansıtıyor olacak ki Seungmin ayağa kalkarak konuştu.
"Eh onlarda Changbin hyung ve Minho hyunga anca yeter. Senin icin bir şeyler hazırlayacağım noona. Bundan sonra bizi bekletmek yerine saatinde aşağı iner yemek yersin"
Ve tezgaha döndü... Aish bu çocuk ne zamandan beri laf sokmayı biliyordu?
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Yemek faslı bitmişti ve odada bir sessizlik hakimdi. Bunun sebebi cok açıktı, herkes Changbin'in cevabını bekliyordu.
Changbin daha fazla bu meraklı gözlere dayanamayarak hafifçe boğazını temizledi.
"Cevabımı düşündüm... Ben gitme desem bile beni dinlemeyeceksin, biliyorum. Ben kabul edersem en azından tek başına değil, Minho ile gideceksin. Kimliğinizi belli etmeden ve dikkatli olmak şartıyla gidebilirsiniz."
Ufak bir çığlık attım ve koşarak Changbin'e sarıldım. Beklediğim cevap buydu! O yüzden tetikte bekliyordum.
"Sen harika bir kardeşsin! O çocuk gittiği yerde huzurlu olacak, katilin o zorba bozuntusu olduğuna eminim ve bunu kanıtlayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanfictionSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...