"Yeon-ah yeni hobin biz göreve çıktığımızda saçmalamak falan mı? Ciddi soruyorum bak. Bundan sonra dışarı falan çıkma sen. Bir sonraki görevde de gidip 'Polis Bey ben suçluyum, milleti kandırıyorum' dersin art-"
"Changbin sussana! Hala binadayız farkındasın değil mi?"
"Benim ayarlarım ile de oynadın ne yapabilirim."
"Ayarların ile mi oynad-"
"Arkadaşlar!"
Minho'nun dikkatleri üzerine çekmesi ile sustum. Keşke cümlemi bitirmemi bekleseydi ne güzel laf sokacaktım!
"Bir susun. Seungmin çıkalım mı biz?"
"Minho Hyung alnından öpüyorum. Neyse, adamlar yaklaştılar. Trafik ışıklarının oradalar karşıya geçmelerini engellemek için yeşil ışığın süresini uzatacağım. Eh haliyle diğer tarafta kırmızı ışık süresi uzayacak ve küfürler havada uçuşacak ama olsun. Sizin için nelere katlanıyo-"
"Asih Seungmin sende mi boş konuşmaya başladın!? Şuradan biz çıkalım herkesin derdini konuşuruz! Tamam mı? Hadi Yeon-ah ve Changbin çıkıyoruz."
Tek kaşımı kaldırıp Minho'ya baktım. O da bana bakıyordu ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ona göz devirdim ve önden yürümeye başladım. Aklım hala Changbin'e sokamadığım lafimda kalmıştı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Eve vardığımızda Seungmin herkese kahve yapmıştı. Yorucu bir günün üzerine o kadar iyi gelmişti ki...
"Şimdi herkes dilediği gibi konuşabilir."
Minho'ya yandan bir bakış atıp önüme döndüm. Trip perilerim gelmişti ve ben bu anlarda aşırı çekilmez birine dönüşüyordum.
"Ben Seungmin hariç herkese küsüm."
Seungmin Changbin ve Minho'ya küçümseyici gülümsemesini sunarken bana göz kırptı. Cidden evimizin bebeği bu çocuktu...
Yan tarafımda oturan Minho'ya döndüğümde kaşlarını çatmış bana bakarken bulmuştum onu.
"Bana neden küstün anlamadım."
"Bak! Changbin'e laf sokacağım sırada araya girdin!"
"Minho Hyung çok büyük yanlış yapmışsın. Şimdi seni evden kovalım."
Minho aniden kafasını Seungmin'e çevirince Changbin ve Seungmin bir kahkaha patlattılar. Minho'da yanındaki yastığı alıp Seungmin'in kafasını patlattı (!)
"Noona bu adamı kov evden! Bana saldırıyor!"
Ben gülümseyerek onların kahkahalar ile oynayışlarını izlerken Changbin yanıma oturdu.
"Yeon-ah şuan ciddi bir şekilde trip atmadığını biliyorum ama yine de özür dilemek istedim."
"Ahh gerek yok Changbin gerçekten. Ben kırılmadım bile."
"Yine de sana fazla yükseldim. Sen ve Seungmin için korkuyor- Eh bir de artık Minho'muz var... Sizin için korkuyorum yani, amacım seni üzmek değildi."
Gülümseyerek elini tuttum ve Changbin'e sıkı sıkı sarıldım. Bu çocuk cidden harika bir kardeşti!
"Bende özür dilerim haklısın bazen beni ilgilendirmeyen şeylere karışıyorum. Ama ben artık insanlara yardım etmek istiyorum... Baksana kadının çocuğu basbaya birini çatıdan aşağıya atmış veya buna şahit olmuş ama umrunda değil! Ben aşağıya düşen çocuk için elimden geleni yapmak istiyorum. Yardım et bana Changbin, o çocuğu bul benim için! Gerisini ise ben halledeceğim. "
Uzun uzun yüzüme baktı. Daha sonrasında bakışlarını kapalı televizyona çevirdi.
"Changbin, Yeon-ah'a yardım edebilirim. Beraber hallederiz her şeyi."
Heyecan ile Changbin'in cevabını bekliyorduk. Minho ile çalışmak çok hoşuma gitmişti. Kadının oğlunun suçlu olduğunu kanıtlamaya çalışırken yanımda Minho'nun olması hayali bile beni çok heyecanlandırıyordu.
"Benim biraz düşünmeye ihtiyacım var..."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~442 kelime~
SELEMELEEEEERRRRRRRRN YAYAYAYAAYY
Uykum var ama ben bir bölüm daha yazdım... Aşırı saçma oldu ama atıyorum. Çünkü aktiflik belirtisi göstermem lazım... Bunu da en iyi yapabileceğim yer Unknown Past.
Niyse SİZİ COK SEVİYOREMMMMMMMM <3333
Harika dörtlümüz ile kalınnn babababaaaaayyyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanficSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...