-Minho- (Yeon-ah ölmeden iki saat önce)
"Yeon-ah'ı lavaboda yerde kan içinde yatarken bulduk..."
Şu cümle kalbimi parça parça etmeken başka bir şey yapmamıştı. Haberi aldığımda hastaneye kaldırıldığı söylediğinden direk hastaneye gitmiştim.
Hastane koridorlarında koşarken sedyede yatan onu gördüm... Kalbimi, aklımı yerle bir eden o kadını...
Hemen yanına gittim ve elini tuttum. Lanet olsun ki başka bir şey yapamıyordum! Elleri çok soğuktu... Bu soğuklukla donduğumu hissettim...
"Yeon-ah..."
Hafifçe açılmaya çalışan o gözleri içimi acıttı. O gözler sevgi doluydu, çok değil bir iki hafta önce falan... Ama şimdi acıdan başka bir şey görülmüyordu. Bu acının sebebi ben miydim..?
"Minho-"
"Ne olur kendine gel! Bak, bak ne istiyorsan yapmaya hazırım!"
Dudaklarında bir tebessüm oluştu. Tuttuğum elimi kendi elinin altına aldı.
"Seninle bambaşka bir dünyada..."
Nefesi kesildi, bu beni sadece korkutuyordu ama bu onun umrunda değildi. Sanki... Sanki vedalaşır gibiydi.
"...Tanışmayı dilerdim... Ellerini tutup gezmek isterdim..."
"Gezeriz! Tüm dünyayı gezeriz güzelim, bunun için iyileşmen gerekiyor. Sen iyileşeceksin emini-"
"Senin için doğru kişi olmak isterdim..."
"Benim için doğru kişi sensin zaten!"
"Kardeşlerime ve kendine iyi bakmayı unutma olur mu..? Mutlu olmayı..."
Yine derin bir nefes aldı... Korkuyordum! Ellerimden kayıp gitmesinden korkuyordum...
"...Unutma. O güzel yıldızların hep gözlerinin içinde olsun."
"Yıldız mı?"
Kıkırdadı. Sadece kıkırdadı. Neden bu kadar sakindi! Neden bana eziyet ediyordu!?
"Son kez..."
"Son kez? Son kez dediğin şey ne ise son olmamalı Yeon-ah... Ne olur güzelim, ne olur yapma, korkuyorum!
"...Sarılabilir miyiz? Bu sefer ben istiyorum Minho."
Tüm dünya durdu, tüm alem durdu sanki... Sadece o ve ben vardık. Ve ben buna lanetler ediyordum. Neden onu kurtacak biri yoktu, neden bu kadar hızlı vazgeçiyordu!? Neden bana bunu yapıyordu, neden!?
"Yeon-ah son kez sarılamayız... Son olmaz, olamaz."
"Ne olur..."
Yavaşça kollarımı ona sardım, güvende hissettiğim tek yer onun kollarıydı... Ama o gideceğini söylüyordu... Beni kendine bağımlı edip, gideceğim diyordu... Adil miydi bu?
Omzumda bir ıslaklık hissettim. Çok canımı yaktı bu ıslaklık... Kızgın bir yağ, kaynar bir su gibi yaktı beni...
Soğuk kolları, sıcak göz yaşı... Bir insanın canını en çok bunlar acıtırmış Yeon-ah...
"Kardeşlerime iyi bak Minho..."
Sedyeyle içeriye gittiğinde kapıda öylece kaldım. Beni ilk defa yalnız bırakmıştı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Benimle vedalaştığın günün üstünden iki hafta geçti Yeon-ah... Ama ben cesaret edip yanına bile gelemedim."
Önümdeki mezar taşının üzerinde gezdirdim elimi.
"Benden tek isteğin kardeşlerini korumamdı onuda yapamadım... Şimdi bir aradasınız değil mi?"
Ve Yeon-ah'ın iki yanında duran mezarlara baktım... Changbin, Yeon-ah ve Seungmin...
"Hiç bir yerde yalnız bırakmıyorsunuz birbirinizi... Yanınızda bana da yer var mı..?"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~411 kelime~
Selemeleeeeerrrrr
Galiba artık final yapmış bulunmaktayiz...Ufak bir teşekkür bölümü yazacağım burada duygusallasmak istemiyorum :')
Sadece Minho ve Yeon-ah'ın veda sahnesini yazmak istedim...
Her neyseeee ben şuan ağlayamam!
SIZI SEVIYOREEEEMMMM BEBEKLERIMMMM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanfictionSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...