Minho ile eşya işlerini bitirmiştik. Bugün öğrendiğim gerçek sebebiyle ondan bir tık uzaklaşmış hissediyordum. Başka biri olsa bu beni üzmezdi hatta takmazdım bile. Ama Minho ile aramdaki bu garip soğukluk beni çok üzüyordu.
Bayım sadece iki gün önce tanıştık... Ne yaptınız bana?
"Nereye gidiyoruz?"
"İşimiz kalmadı. Eve gidiyoruz."
"Senin evine mi gidiyoruz Yeon-ah?"
"Eşyaların bir iki güne gelecektir. O zamana kadar mecburen benimle kalmalısın."
Bir şey diyecek gibi oldu ama sonra vazgeçmiş olacak ki demedi. Aslında işimiz bitince gezeriz diye düşünmüştüm ama şuan hiç içimden gelmiyordu.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kapıyı tam açacaktımki durdum. İçimde garip bir his vardı.
Changbin ile aram bozuktu. O benim dert ortağım, kardeşim, ilk sığındığım ve güvendiğim kişiydi... Ve ben şuan onunla konuşamıyordum.
Seungmin ile aram bozuk olmasada onu etkilemiştim. O benim küçük kardeşim, herkesten korumaya çalıştığım çocuğum, neşe kaynağımdı... Ve ben şuan onun düzenini bozmuş, odasından çıkmaz bir hale getirmiştim.
Ve masum bir insan olan Minho... Onu insanlardan korumak isterken kardeşlerime zarar verme ihtimalim olması...
Galiba onlardan uzaklaşmanın verdiği bir histi bu... Gerçekten iğrenç bir his...
Bizim kandırdığımız insanlar bizden şikayetçi olmazlardı. Çünkü o parayı kendi haklarıyla kazanmadıklarını bilirlerdi. Ama bizim bu işi yaptığımızı bilen bazı dedektif ve polisler peşimize düşmüş durumdalardı. Bir açığımız bulmak, bizi içeri tıkmak için uğraşan dedektif ve polisler... Minho'yu farkederlerse, onlar için en iyi açığı vermiş olacaktım.
Bende farkındaydım yaptığımızın işin yanlış olduğunun. Hatta vicdanımı rahatlatmak için bana düşen paranın yarısından fazlasını bir yerlere bağışlar, insanlara yardım ederdim... Ne gülünç değil mi?
Fakat bizi para uğruna yetimhanalere bırakan, çok sevdiği babasından ayıran, çocuğunu küçük yaşlarda zorla bir şeyler yapmaya zorlayan anne ve babalara sahiptik... Bizim bunları yapmamız gayet normal değil miydi? Biz anne ve babalarımızdan intikam alıyorduk sadece... Ya da kendimizi öyle kandırıyorduk...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Eve girdiğimde Changbin için koyduğum yemek yerinde duruyordu, tahmin ettiğim gibi. Aldım ve onunla geri dışarı çıktım. Eh kimse yemezdi bu yemeği o zaman sokak hayvanları ile paylaşabilirdim.
Arka bahçeyi kendimiz tasarlanmıştık. Burası bizim gizli bölgemiz gibi bir şeydi. Üçümüzden de iz bulmak mümkündü burada. Seungmin'in garip cihazları, Changbin'in yazdığı özlü sözler, şiirler, şarkılar... Burayı bunlarla biz süslüyorduk.
Küçükken bu evin hayalini çok kurduk biz. Mutfağımızdan, sulayacağımız çiçeklere kadar... Tabi o zamanlar sokaktayız, hepimiz bir yerden kaçmışız... Mevsimlerden kış, dışarısı buz gibi. Changbin üşüdüğümüzü farketti...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Siz titriyorsunuz... Ne yapalım..?"
"Changbin hadi biz bir yıldır alışığız... Seungmin geleli iki ay oldu. Hasta olmasından korkuyorum."
"Hadi bir oyun oynayalım!"
"Changbin ne oyunu? Ben diyorum Seungmin, sen diyorsun oyun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanfictionSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...