Seungmin'in eve taktığı hoparlörlere kendi kendime nedensiz bir şekilde söylenirken kendimi koltuğa attım. Canımın sıkıntısı zihnime ve dilime mi vurmuştu acaba..? Gereksiz yere geçmişe gitmemin ve de bu kadar boş yapmamın başka bi sebebi yoktu bence.
"Noona biz geldik!"
Seungmin önde Changbin arkada bahçeye çıktılar. Changbin bende olabildiğince uzak otururken Seungmin ikimizin ortasına oturmuştu.
"Eveeett! Sizi çağırmamın sebebini biliyorsunuz. Para dağılımını yapmak."
"Seungmin biz para dağılımı yapma işini bırakmamış mıydık?"
"Öyleydi noona ama..."
"Ama?"
Anne ve babasını barıştırmaya çalışan bir çocuk görüyorum...
"Pekala noona eşit paylaşalım! O zaman şimdi yeni kurbanımız hakkında konuşalım."
Tam ben bir şey söyleyecekken Changbin konuştu.
"Daha o adamla görüşeli bir hafta olmadı. Baksana parayı bile yeni aldık. Hem maddi açıdan da ihtiyacımız yok şuan birini kandırmaya. Ne bu acele?"
"Hyung... Yani... Çalışmak güzeldir ya. Ondan diyorum, hemen 'beraber' plan yapalım diye.
Changbin bana baktı. Bense ona... Seungmin çalışmayı sevmezdi ki şuan basbaya saçmalıyordu ve kendi de farkındaydı. Amacı bizimle vakit geçirmek, aramızı yapmaktı... Evimizin bebeği işte.
Yavaşça ayağı kalktım ve Changbin'in önünde durdum. Başını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Yavaşlığımı bozmadan ona elimi uzattım. Gözlerimde ki gözleri bu sefer ellerime kaydı. Büyük ihtimal barışmak için benden bu kadar erken bir adım beklemiyordu.
Kardeşimi özledim ben Changbin... Gurur mu kalıyor özleyince..?
Elim havada öylece kalmıştım. Elimi çekmeden Seungmin'e baktım. Umut dolu gözlerle Changbin'e bakıyordu. Ufak bir tebessüm ettim ve Changbin'e döndüm ona döndüğüm anda tebessüm falan kalmadı çünkü hala bir adım atmıyordu bana... eh artık elimi havada tutmanın bir anlamı yoktu. Ben bunları düşünüp elimi indireceğim sırada elimi tuttu... Ve beni kendine çekerek sarıldı.
"Seni çok özledim Yeon-ah."
'Seni çok özledim Yeon-ah.' Bu cümle o kadar çok anlam taşıyordu ki benim için... Aynı evde olup, aynı mekanları paylaştığın bir insanı özlemek kadar acı verici ne vardı..?
"Bende seni çok özledim Changbin..."
Ve bir anda sırtımda bir el daha hissettim. Seungmin...
İşte! İşte benim ailem tekrar bir arada! Biz birbirimize sarılırken güçlüyüz... Tek başımıza bir anlam taşımıyoruz kardeşlerim!
Biz sarılırken gözüm kapının önüne takıldı. Gülümseyerek ve de kahverengi bir gökyüzünü andıran gözleriyle bizi izleyen harika bir çocuk vardı orada...
Ah bayım ne olur her zaman böyle bakın bana!
Ona gülümsedim. Onunda gülümsemesi büyüdü buna karşılık. Ufak bir baş selamı verip kardeşlerim ve beni yalnız bıraktı...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
~370 kelime~
Ayayayayaya Selamlaaaaarrr!
Chan hyungunuz geldi! Bu bölümü önceden yazmaya başlamışım-
Ve ben yeni farkediyorum hddnjdmshd
Üstüne bir şeyler ekleyerek böyle bir şey çıkardım chdjudnshdBu bölümü seungh3ll aşkım istediiiii <33 O istemeseydi şuan bölüm atmazdım... Bu bölümü onun için atıyorum bu yüzdennnn. Dilediğin gibi bir bölüm olur mu bilmem kuzum amaaa yazdım bir şeyler rfhdjdhdj
Niyseeee
SİZİ SEVİYOREMMMMMMM
KENDINIZE DEBER VERMEYI, COK SEVMEYI UNUTMAYIN! BEN SIZI COK SEVIYOREMMMM SIZDE KENDINIZI COK SEVINNNNN
Yeon-ah ve Changbin'in gurbeti sona erdi... Sizinde gurbetinizin sona ermesi dileğiyle...
Harika üçlümüz ve de onlarla arkadaş olmaya çalışan Minho'muz ile kalınnn <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unknown Past | Lee Minho
FanfictionSen geçmişini hatırlamayan bir meleksin sadece Minho... Bense yaşadığı her dakikayı hatırlayan bir şeytanım... Geçmişini hatırlamadığın için mi böylesin, yoksa sen hep bir melek miydin? Kaan Boşnak | Bizi Nasıl Etkiler? (Angst) 12.07.2023 25.09.202...