Kömür siyahı olan gözlerine bakmaya çalışarak kaldırdım başımı. Ama o kadar çok korkuyordum ki bu adamdan kelimeler boğazıma dizilmişti sanki. Kaskatı kesilmişti bütün vücudum. Bir yandan yerde yatan bedene bakıyordum. Kanı her yeri sarmıştı adeta...
İyi okumalar- Bilginize--Bu bölüm çok şiddet ve istismar içermektedir.
---
Boynumdaki keskin ağrıyla doğruldum. Salonun koltuğunda uyuya kalmıştım. Büyük bir iç çekerek lavaboya doğru ilerledim. Acaba saat kaçtı?
Rutin işlerimi hallettikten sonra aklıma Alkan gelince yukarıya çıkıp odanın kapısını bir kaç kere tıklattım. Ses gelmeyince içeriye doğru adımladım. Oda boştu. Ebeveyn banyosundan su sesi gelince duş yaptığını anlamıştım. Odanın saatine bakınca telaşla gardıroba adımladım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okul saatime 1 saatten az süre kalmıştı. Hemen bir kaç şey giyinip giyinme odasından çıktım. O sırada Alkan da banyodan belinde havluyla çıkmıştı. Bir an onu öyle görünce hemen arkamı döndüm.
"Kapıyı çalmayı bilmiyor musun?"
"Çaldım ama duymadın. Özür dilerim"
"Her neyse, arabaya bin. Giyinip geliyorum."
Başımla onayladım ve ona bakmadan hızlıca odadan çıktım. Hemen aşağı inip arka tarafa bindim ve onu beklemeye başladım. O sırada telefonuma gelen bildirim sesiyle telefonu elime alıp baktım. Yabancı bir numaradan mesaj gelmişti.
Açıp bakmamla korkuyla elimi ağzıma götürmem bir oldu. Mesajda
"Bugün çok güzel görünüyorsun"
Bu da kimdi? Mesaj yazsam mı yazmasam mı?
"Kimsin sen?"
Hiç gecikmeden cevap geldi.
"Senin hayranın..."
Bu neydi böyle birden. Eğer bunları Alkan görürse beni öldürüdü. Hemen mesajı atan kişiyi engelledim. Çok geçmeden Alkan gelmişti. Kapımı açıp yüzüme bile bakmadan sinirle söylendi.
"Öne bin"
"Burası gayet iy-"
O anda beni arabanın içinden alıp dışarı çıkardı ve arabaya yasladı. Gözlerindeki yorgunlukla bana bakıyordu. Ama her zaman ki gibi değildi. O sinirli bakışları yoktu üzerinde. Elini yanağıma sürterek kulağıma yaklaştı.
"Sana bir emir veriyorsam anında yerine getir. Aksi taktirde..."
Hiç yapmayacağı bir şey yapmıştı. Elini belime yaslayarak okşadı.
"Hoşuna gitmeyecek şeyler yaşanabilir. İstemezsin değil mi?"
Artık beni böyle mi korkutmaya çalışıyor du?
Bunu sorarken bile dişini sıkarak söylüyordu. Bende hızla başımla onayladım ve kollarını itip ön tarafa oturdum ve sessizce beklemeye başladım. O sırada telefonuma yine bildirim gelmişti.
