İyi okumalar...—-
(Alkan'ın gözünden)
Sahrayı hemen en yakın hastaneye getirmiştim. Hemen bir sedyeye koyup doktorlar aracılığı ile odaya girdik. Baş doktor gözlerinin içine bakıp sinirleri kontrol ettikten sonra yanındaki hemşirelere yapılacak şeyleri söyleyip tekrar bana döndü.
"Hastanın neyi oluyorsunuz?"
Hiç beklemeden cevap verdim
"Eşiyim"
Doktor başını onaylar yönde sallayıp özel işlemler uygulayacağı için dışarıda beklememi söyledi. Ne diye şimdi dışarı alıyordu ki. Dışarı çıkıp beklemeye başladım.
(Sahranın gözünden)
Yavaştan gözlerim açılmaya başlamıştı. Etrafa kısık gözlerle bakmaya başladım. Başımda biraz yaşlı bir kadın duruyordu. Yavaşça kalkıp etrafa göz gezdirdim. Ne ara hastaneye gelmiştim?
"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Sahra hanım?"
Kuru boğazımı temizlemeye çalışarak yutkundum. Başımı onaylar yönde sallayıp iyi olduğumu belirttim. O anda aklıma gelen soru ile endişeyle karnımı tutuyor olduğum halde doktora yöneldim.
"Bebek, bebeğim iyi mi?!"
Gülümseyip başını onaylar yönde salladı ve yanı başıma oturup elimi eline aldı. Çok tatlı ve sevimli bir gülümsemesi vardı. İşimde sıcaklık uyandırıyordu.
"Sahra hanım, bebeğiniz iyi durumda ama stres yapmamanız gerekiyor. Çok fazla stres sizi yorgun düşürür ve bu bebeğinize büyük bir zarar verir. Dikkatli olmalısınız."
Endişeyle karnıma bakıp başımla onayladım.
"İlk defa deneyimlediğim için pek beceremiyorum..."
Elimi daha çok sıkıp gülümsedi
"Sorun değil, yavaş yavaş öğreneceksiniz."
Bende gülümsedim.
"Size bir şey sorabilir miyim? Tabi eğer sorun olmazsa?"
Başımla onayladım
"Küçük yaşta evlenip anne olmayı siz mi seçtiniz? Yaşınız daha 19. Eğer bir sorun varsa emin olun yardımcı olabilirim..."
Hemen yüzüm düştü. Bir müddet öyle olsam da tekrardan gülümseyip doktora yöneldim.
"Bazı şeyler kararlarımız doğrultusunda olmaz. Ancak bebeğim bana hiç bir zaman pişmanlık vermedi. Yaşım küçük olsa bile ona en iyi şekilde bakacağım. Ailemin beni terk ettiği gibi asla onu terk etmicem..."
Kadının bir anda gözleri doldu. Endişeyle ona yöneldim.
"Bir sorun mu var ?"
Başını sallayıp gülümsedi
"Geçmeyen yaralarımız her gün daha da acı veriyor. Son pişmanlık fayda vermiyor. Dayanmaya çalışıyoruz işte."
Bu kadının da bir acısı vardı. Zaten kimin yoktu ki? Herkes yaralıydı , çünkü herkes herkeste bir yara bırakıyordu. İstemeseler bile...
Doktor gülümseyip kalktı.
"O zaman ben eşinizi de çağırayım. Küçük yaşta hamile olduğunuz için endişelenmiştim. Ama eşiniz sizin için çok korkmuşa benziyordu. Onu çağırıp bebeğin iyi olduğu haberini verelim."
Alkan burada mıydı. O anda hemen doktoru durdurdum.
"Ee, şöyle ki, eşim hamile olduğumu bilmiyor. Şu an söylemesek daha iyi olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsin Sen?
RomantizmKömür siyahı olan gözlerine bakmaya çalışarak kaldırdım başımı. Ama o kadar çok korkuyordum ki bu adamdan kelimeler boğazıma dizilmişti sanki. Kaskatı kesilmişti bütün vücudum. Bir yandan yerde yatan bedene bakıyordum. Kanı her yeri sarmıştı adeta...