⋆Hyunjin, ne kadar Felix'in ailesiyle tanışmak için acele etse de, kendisi de Felix de hazır olmadığı için bir süre daha beklediler.
Bekledikleri süreçte bulunan bir arsa üzerine yetimhane mimarisi oluşturuldu ve projeye başlandı. Aynı anda Han da birkaç yerle konuşmuş, Hyunjin, Jeongin ve Changbin de kuracakları yerin ne üzerine olacaklarını kararlaştırıyorlardı. Zamanları öylece geçip gitti, sonunda Felix, iki aylık hamileydi...
Sabah uyandıklarında, Hyunjin ve Felix hazırlandı. Şimdiye kadar ertelemişlerdi ama daha fazla erteleyemezlerdi, çocuk doğduğunda mı gideceklerdi? Hem birkaç hafta sonra okullar açılacak, Felix okuluna devam edecekti.
Minho, tam kapıdan çıkarken, onlara yetişti. "Gelmemi istemediğine emin misin?"
Hyunjin güldü. "Elimden de tutacak mısın amına koyayım? Gider geliriz biz."
"Seni hemen kabullenmeyebilirler, dikkatli ol. Kimsenin kalbini kırma, sakince-"
"Hay, bunu sen mi söylüyorsun?"
"İyi be, ne halin varsa gör."
Minho geriye dönerken, Hyunjin de Felix'in elinden tuttu ve evden çıktılar. Ardından da arabalarına bindiler ve yola koyuldular.
Hyunjin, gözü yolda olmasına rağmen arada bir yanında oturan Felix'i kontrol ediyordu. Anladığı kadarıyla Felix epey bir gergindi.
"Sorun değil sevgilim." Dedi Hyunjin gülümseyerek. "Ben elimden geleni yapacağım. Kabul etmeseler bile çocuk varken daha yumuşak olacaklardır. Kabul edene kadar elimizden geleni yaparız."
"Sana çok kızacaklarını düşünmüyorum, hatta senin gibi birisiyle olmamı desteklerler-"
"Sahi mi? Mafya mı seviyorlar?"
Felix güldü. "Hayır ya, bunu söylemeyeceğiz bile. Varlıklı ve yakışıklı bir alfa olduğun için diyorum. Ama çocuk konusu biraz sıkıntı olabilir. Henüz evli bile değilken..."
"Ee, evleniriz?"
Felix şaşırmıştı, ama tepki vermedi. Hyunjin gerçekten evliliği mi düşünüyordu? Çok erken değil miydi? Kafasında bir sürü soru işareti dönerken, zaman akıp geçti, birkaç saatlik bir yolculuktan sonra hedefledikleri yere ulaştılar.
Felix, ailesini arayıp bir misafirle geleceğini söylemişti. Ailesinin az buçuk bir beklentisi olduğunu biliyordu ama hala çok gergindi. Hyunjin, bunu hissettiğinde, sevdiğinin elini tuttu.
Felix, bir an için ailesi görmesin diye elini çekecekti ki, sonra düşünüp güldü. Ailesine hamile olduğunu söyleyecekti, bir el ele tutuşma mı sorun olacaktı?
Sonunda el ele, kapının önüne kadar geldiler. Felix, elleri titreyerek ama biraz daha rahat bir şekilde zili çaldı. Çok geçmedi ki, aynı Felix'e benzeyen, kısa boylu sarışın bir adam, kocaman bir tebessümle kapıyı açtı. Felix'in yanındaki adamı gördüğünde biraz şaşkınlıkla da olsa ona da gülümsedi.
Bu omega olan babası olmalıydı. Hemen Felix'e sarıldı. "Hoşgeldin bebeğim..." Hasretini giderdikten sonra, oğlunun yanındaki adama elini uzattı. "Hoşgeldiniz." Tokalaştıktan sonra kapının önünden çekildi ve kapıdakilerin içeri girmesi için yolu açtı. "Buyrun."
Kapıdakiler "Hoşbulduk." Diyerek içeri girerken, Felix'in heyecanı gittikçe artıyordu.
Salona geldiklerinde, alfa olan babasının ve ablasının yan yana koltukta oturmuş onları beklediklerini gördüler. İkisi de Felix'in içeri girmesiyle ayağa kalktı, ama omega baba kadar yumuşak bir tavır sergilememişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓
Fanfiction"Aslında, senin hayatın hakkında hiçbir şey bilmiyorum." "Oysa aynaya baksan, tüm hayatımı görürsün." Hyunjin, Felix'i gördüğü gece intihar etmişti aslında, tüm geçmişini geride bırakarak. Ama öyle boktandı ki geçmişi, kolay kolay kurtulamazdı. Yine...