26 - Senden Korkmuyorum (Minsung m)

2K 195 303
                                    


Okuyan arkadaşlar, bir takibi, bölümü oylamayı ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın 🫶🏻

Minho, Han'ın elini tutarak onunla beraber merdivenleri çıktı. En sondaki oda onundu, bu yüzden tüm koridor boyunca hiç konuşmadan yürüdüler. Minho'nun odasının önüne geldiklerinde, Han bir an duraksadı.

"Hyung..." Dedi biraz çekinir bir ses tonuyla. "Bir şeyler söylüyordun bana. Yarım kalmıştı..."

Minho odasının kapısını açtı ve geçmesi için Han'a işaret etti. "İçeride konuşalım."

Han girdikten sonra Minho da arkasından girdi. Kapıyı kapattı ve yatağa geçti. Han, karşısında öylece ayakta dikiliyordu.

"Diyeceğim şey şuydu..." Minho da normal olan karakterinden biraz farklı, kelimelerini seçerek, sakince konuşmaya çalışıyordu. "Otur önce."

Han etrafına oturacak bir yer bulmak için bakındı ama sonra kararını değiştirdi, direkt olarak Minho'nun yanına gidip oturdu. Gözlerinin içine bakıyordu.

"Hani bana anlattın ya, hislerini, yaşadıklarını. Bu güne kadar neden dürüst olmadığını düşündüm, neden benimle paylaşmadığını düşündüm ama ne düşünürsem düşüneyim, sonunda bir şekilde ben suçlu çıktım. Sana karşı ne kadar kör, ne kadar kaba olduğumu düşündüm. Evet, zaten kaba bir insanım bu doğru ama sana karşı böyle olmamam gerekirdi."

"Bana karşı?"

"Korumaya çalıştığım insanı asıl incitenin ben olduğumu anlamam biraz canımı yaktı. Hyunjin'e asla böyle davranmadım. Kaba olsam da canını yakmadım, bir şekilde hep onu anlamaya çalıştım, ama sana karşı böyle davranamadım. Tanrı bilir daha içinde savaşıp da bana anlatamadığın neler oldu..."

"Çok bir şey yok aslında..."

"Anlatabilirsin."

"Şu an..." Han bakışlarını kaçırdı, yüzünü öbür tarafa çevirdi. "Gitsem daha doğru olur." Han ani bir hareketle kalkmıştı ki, Minho bileğinden yakalayıp uzaklaşmasını engelledi.

"Daha fazla kaçma benden." Sesi biraz titriyordu. "Ne düşünüyorsan dürüst ol, paylaş. Eskisi gibi olmasın hiçbir şey."

"Dürüst... Pekala, tüm oda senin feromonlarınla kaplı ve beni etkiliyor. Bu yüzden gitmem lazım. Seninle konuşmaktan çekindiğimden değil yani."

Minho, Han'ın bileğini bıraktı ve gitmesine izin verdi. Han, kapının önüne kadar hızlı adımlarla geldi ama tam kapı kolunu tuttuğu anda duraksadı. Geriye döndü ve yatakta oturmuş onu izleyen Minho'ya baktı. "Feromonlarının kokusu..."

"Hm?"

"Aldığım en güzel koku..."

Minho, şaşırmıştı. Bunu duymayı pek beklemiyordu. Han, Minho'nun ne tepki vereceğinden emin olmadığı için öylece kalakaldı ve en azından bir şey demesini, bir şey yapmasını bekledi.

"Sahi mi?" Dedi sonunda Minho.

"Dürüst ol dedin ya, oldum işte."

"Diğerlerinin kokuları gibi... Rahatsız ediyor mu seni?"

Han, kapının kolunu bırakıp tamamen döndü ve sırtını kapıya yasladı. "Hayır..." Biraz utanıyordu. "Aksine, hoşuma gitti."

Minho, bir şey yap diye geçirdi içinden, bir şey... en azından bir şey söyle...

Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin