Dark Man & The Sunshine | Hyunlix [Omegaverse] ✓

38 - Fırtına Sonrası (Minsung & Hyunlix m)

⋆

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🎀

⋆

Minho'nun saklanmak için kurduğu büyük ofis evin, şimdi tüm camları açık, tüm ışıkları yanıktı. İnsanlar içinde şakalaşıyor, eğleniyorlardı. Hasretlerdi buna, neredeyse bir ömür boyunca.

Felix koltukta oturuyordu, Hyunjin onun bacaklarında uzanmıştı. Tam karşısındaki koltukta Minho ve Han kol kola oturuyordu, Chan da yanlarındaydı. Changbin ve Jeongin, karşılıklı tekli koltuklarda otururken, seungmin de ortadaki kahve masasının önünde, yerde oturuyordu.

"Ee..." Dedi Minho. "Felix'in ailesiyle tanışma işini nasıl yapacaksınız? Çocuğa çok kızarlar mı?"

"Biraz kızarlar." Dedi Felix. "Babalarım çok tutucu değildir, bu yüzden gönüllerini hemen alabiliriz. Ama ablam biraz daha zordur."

"Sorun değil." Dedi Hyunjin, Felix'e gülümseyerek. "Onların rızasını alana kadar peşini bırakmayacağım. Beni pek sevmeyeceklerdir ama güvenlerini kazanmak için her şeyi yaparım."

"Sorun yok. Omega olan babamı ikna edebilirsen diğer herkesi halledebiliriz. O da zaten çok iyi bir insan olduğundan, biricik çocuğuna ve torununa kızamaz, değil mi?"

Hyunjin, biraz yavaş da olsa doğruldu. "Sahiden, bu süre boyunca onları bir şekilde idare etmeyi başardın. Onların yanına ne zaman gitmeyi düşünüyorsun?"

"Bilmem, ne zaman uygun olursa."

"Beraber gidelim. Okulların açılmasına az kaldı. Bu işi hallettiğimizde geri döner evimizi kurarız. Sen de o süreçte okuluna devam et, doğum yaklaştığında dondururuz."

"İyi olduğunda-"

"İyiyim ben." Felix'le Hyunjin konuşurken herkes onları dinliyordu. "Dilersen en kısa zamanda gidelim. Yarın nasıl?"

"Yarın mı?"

"Ne kadar erken söylersek o kadar iyi."

Felix, sevgilisine güldü. "Ne diyeceğimi bile düşünmedim."

"Endişelenme, hallederiz."

Akşama kadar oturup muhabbet ettikten sonra, herkes yavaşça odalarına dağıldı. Tabi Han ve Minho bir odaya, Felix ve Hyunjin de başka bir odaya beraber girdiler.

Hyunjin, yatağa oturduktan sonra üzerini değiştiren Felix'i izlemeye koyuldu. Felix tişörtünü çıkarttığında, istemsiz olarak karnına baktı. Hala çok zayıftı, içeride bir bebek olduğuna kim inanırdı ki? "Felix..." Dedi. "Yanıma gelir misin?"

Felix itaatkar bir şekilde Hyunjin'in yanına gitti. Hyunjin, Felix'e belinden sarıldı ve yüzünün sağ tarafını Felix'in karnına koydu. "Şimdi, burada bizim bebeğimiz mi var?"

"Hı-hm." Felix, temastan dolayı çok etkileniyor, biraz da huylanıyordu.

"Sence kız mı olacak?"

"Bilmem, kız mı olsun isterdin?"

"Farketmez, sana benzesin de..." Felix'e bakarak gülümsedi. Elleri yavaşça Felix'in göğsüne gitti. "Doğurduğunda, onu emzirecek misin?"

Felix utançla hıçkırdı. "Ne? Erkek omegalar emziremez ki."

"Olsun, beni emzirebilirsin." Hyunjin, Felix'i kalçalarından yavaşça çekti ve kucağına oturttu. Felix de ellerini Hyunjin'in boynuna doladı. Hyunjin dudaklarını yavaşça Felix'in göğsüne yaklaştırırken, Felix başını yukarı doğru kaldırdı.